Hiçbir şeyin gerçek yüzüyle ortada
olmadığı, sahtekârlığın egemen olduğu, yalan fırtınasının ortalığı toz duman
ettiği bir dünyada yaşıyoruz maalesef. Kimse kendisi değil, kimse savunduğu da
değil. Zaten kimsenin de savunduğu bir şey yok, savunuyormuş gibi görünüyor
ranta uzanabilmek için. Herkes aşağılık bir rol yapıyor. Herkesin yüzünde maske
var. Herkes paranın peşinde ve para için bin bir türlü kılığa giriyor, her
nevinden itliği yapıyor. Âlimi de para, koltuk, şatafat peşinde, aydını da,
köşecisi de, politik şebeği de, bürokratı da, herkes ama herkes. Herkes peşinde
ki sürüyü kandırma derdinde. Ranta ulaşmak için tüm değerler ayaklar altında
sürünüyor, her türlü kutsal ayaklar altında çiğneniyor. Aydınlar da sürüleri
uyuşturup sürülerin yerlerinde kalmalarını sağlayan yardakçı konumunda. Maması
sağlam olunca, vazifesini de iştahla ve gayet iyi yapıyor. Hani nerede
gerçekten hesabi olmayıp hasbi olan, halkın menfaati için kendi menfaatinden
vazgeçecek olan bir aydın? Hani nerede gözünü karartıpta, ey insanlar
aldatılıyorsunuz, şurada şurada bildikleriniz bildiğiniz gibi değil, gerçek
şöyle şöyle diyecek kadar yürekli ve cesur bir aydın? Oysa aydın dediğin cesur
bir kavgacıdır ve onun yeri meydanlardır, barikatların önüdür, halkın yanıdır.
O deliksiz uykuların insanı değildir. O uyuyamaz sorunlar çözülmedikçe, halk
gülmedikçe, halkla birlikte ağlayandır aydın, halkın sancısına ortak olandır. Tehditlerin
nereden geleceğini önceden ihsas eden ve bildiren bir nöbetçidir. Ama tehdidin
bizatihi kendisi aydın denilenler olunca o zaman halk ne yapsın? Aydının putu
olmaz, tabusu olmaz, aydının ancak sorusu ve sorgusu olur. Aydın hesap sorar,
cevap verilmedikçe sorularında ısrarcıdır. Soracağı soruyu kimse belirleyemez,
sorgulayacağı şeyleri kimse tayin edemez. O her soruyu sorar ve
sorgulayamayacağı hiçbir şey yoktur onun. Çünkü aydınlık cesaretle birlikte
gelir ve birlikte yürür cesaretle. Cesaretiniz yoksa aydın tavırları
takınmayacaksınız, çünkü utanırsınız, utandırılırsınız. İnsansanız utanırsınız
ve bakacak yüzünüz olmaz ama yüzünüzde eşek derisi geçirilikse bişey diyemeyiz.
Yani aydınlık lafla olmaz bebeğim, olmadığın şeye laf söylenince de gocunulmaz
bebeğim. Karanlığın köpeklerine yuh olsun, aydınlığın nöbetçilerine selam
olsun!
EKSTRA:
Ne istiyorsun kardeşim bu büyük
insandan? Net çizgisi olan, tarihin en büyük aydını olan, söylemi ve eylemi bir
olan, her daim saf gerçekleri anlatan, şerefsizlikle, namussuzlukla,
kahpelikle, yaltaklıkla, düzenbazlıkla, yalakalıkla, riyakârlıkla,
sahtekârlıkla, dalkavuklukla zerre alakası olmayan, emrolunduğu gibi dosdoğru
olan, tüm dönemlerin iktidarlarıyla en üst düzeyde anlaşıp bu vatanın hayrına
çalışan, daima çalışan ve üreten emekçilerin arkasında duran, rant derdinde
olmayan, mama peşine düşmeyen, insan gibi insan olan bu adamdan ne istiyorsun
söyle de bilelim. Yoksa cerbeze yapıp durma.
Bak burada da çatmaya tevessül
etmişsin. Bak ayıp oluyor gerçekten. İftira atıyorsun kardeşim. Gördün mü
gözlerinle bu tür şeylerin olduğunu da olmuş gibi, olacakmış gibi yazıyorsun. Bir
insana bu kadar itham ve iftira yakışmaz kardeşim.
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/necati-dogru/geriye-gitmeyecegiz-6759227/
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/soner-yalcin/tabula-rasa-6759256/