Geçen hafta, dövizin “oynaklılığı”ndan bahsetmiştim. Döviz, hep yükselen bir çizgi halinde tırmanmıyor. Yükseliyor, düşüyor, sonra yeniden tırmanıyor.
Bu “oynaklık”, “vurguna açık” bir zemin yaratıyor! Hâl böyleyken, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), TL’nin değerini korumak için, dövize, satış yönünde müdahale ediyor.
1 aralık Çarşamba günkü müdahalesi esnasında, dolar 13,70’lerden, 12,50 TL’ye kadar geriledi. Aynı gün, bir-iki saat içinde yeniden 13,50 TL’ye çıktı. Aynı gün içinde, dolarda 1 liralık iniş ve tekrar çıkış gerçekleşti.
O gün, doları 12,50’den yakalayanlar, bir-iki saat içinde dolar başına 1 lira kazandılar. Misal, 10 bin dolar alacak paranız, yani 125 bin liranız varsa, o gün iki saatte 10 bin dolar birden kazandınız. Tam bir vurgun! Böyle bir getiriyi, faizden elde edebilmek için 9 ay beklemek zorundasınız. Ve o haram!
Dövizden vurgun helal mi? Yıllardır soruyoruz… Cevap, derin bir suskunluk!
x x x
FAİZSİZ BANKACILIK
İktidar, “illa faiz düşsün” diyor. Aslında, FAİZSİZ bir ekonomik yapı var: Türkiye’de, yaklaşık 40 yıldır, “faizsiz bankacılık” icra-i faaliyette… Galiba, adına da “katılım bankacılığı” diyorlar!
Bu bankaların reklamlarını, etkinliklerini her gün televizyonlarda izliyor, gazetelerde okuyor, caddelerde-sokaklarda görüyorsunuz…
Onlarda faizin düşüğü değil, esamisi bile yok… “Kâr payı” mı, ne var?
“İlla faiz düşsün” diye niye üzüyorsun kendini?
Faizsiz ekonomi isteyen, “enflasyon” istemeyen iş insanları, esnaf, vatandaş ve dahi devlet onlarla çalışır… Ne faiz ne enflasyon ne girdide maliyet…
Al sana tertemiz iktisat! Sen sağ ben selamet!