Her şey öyle bir bozulmuş ki, elini
attığın yer elinde kalıyor ama bozulan yerler kendilerinin öyle sağlam
olduklarını söylüyorlar ki gel de inan. Ama tabi malsın ya inanmak zorundasın. İşte
insançocuklarının şaşkınlıkları da burada tezahür ediyor. Çünkü ne
yapacaklarını bilmiyorlar, neye inanacaklarını bilmiyorlar, kimi ve hangi yolu
takip edeceklerini bilmiyorlar. Bilseler de bilmiyorlar, bilmeseler de
bilmiyorlar, kendilerini bile bilmiyorlar. Dönüyorlar sürekli ve gözlerinin
iliştiği yer, gözlerinin kayıp ayrılıp geldiği yerle aynı. Hiçbir yerin diğer
bir yerden farkı yok. Oraya bakıyorlar, şuraya bakıyorlar, buraya bakıyorlar
bir fark göremiyorlar ve sonunda bitap düşüp ne olacaksa olsun ama böyle olsun
diyorlar. Haddizatında biraz da sahtekârlar, çünkü görmekte işlerine gelmiyor
işin gerçeği. Velâkin birileri kazanıp birileri kaybediyor gibi bir görünüm
çıksa da ortaya herkesin kazandığı kahpe bir oyun oluyor bu. Tabi bunun ne
olduğunu münhasıran oyunu kuranlar biliyorlar, izleyenler her şeyden bihaberler
ve olan biten her şeye de bigâneler. Velâkin herkeste memnun yerinden, çıkan
yok girdiği dairesinden. Kimsenin ruhu durduğu yerle uyuşmasa da, maksat belli
olunca uyuşuyor bir şekilde. Çünkü köleci, faizci kapitalist düzen herkesi esir
almış, kendisine hadim kılmış. Böyle bir düzeni, bu düzen vasıtası ile
insanların iliğini emenler bırakırlar mı? İnsanlara bu düzen kötü, bu düzeni
bırakalım derler mi? Diyen biri var mı? Var gibi görünse de gerçek mi? Çünkü bu
düzene düşman olanlar bile bu düzeni değiştirmek istemiyorlar ve değişmeyeceğini
de biliyorlar. Bu yüzden de insanları aldatıp yiyorlar da yiyorlar,
biriktiriyorlar da biriktiriyorlar. Düşmanlıkları hikâye olarak kalıyor. Çünkü
düşman olmalarını düzenin efendileri istiyorlar. Yoksa düşman kitleleri bir
arada tutmak ve başlarını bağlamak kolay olmayacaktır, bilakis onların
kendileri olay olacaklardır. Bu düzen ise gerçekçi olaylardan hazzetmez, çünkü
sahte olaylarla varlık kesbetmektedir ve dahi sahte kişiliklerle. Dava mı
demiştiniz..? Yanlış anlamayın, anlayamadım da o yüzden sordum.
EKSTRA:
https://www.korkusuz.com.tr/damadin-nebatisi-bakan-oldu.html
https://www.korkusuz.com.tr/hep-yanlis.html
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/soner-yalcin/erdoganin-recetesi-6804578/
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/yilmaz-ozdil/nebati-6804603/
Geçiniz beyim bunları külliyen hikâye
anlatıyorsunuz hepiniz. Harf harf okudum, derinlemesine çözümleme yaptım, bir
kez daha okuyacam sağlam analiz yapmak için ama gerçek olan bir şey yok,
masallara da karnım tok.
Yani bunu haber diye veriyorsunuz.
Sanki çok önemli bir şeymiş gibi. Normal bir şey. Olamaz mı yani. Hem montaj
olmadığını nereden bilecez? Ya bırakın kardeşim bu tür haberleri ya, ayıp diye
bir şey var. Yani güya zımnen koca bakan emir eri midir diye söylemek, algı
yaratmak istiyorsunuz de mi? Böyle çocuk gibi muamele yapılır mı bir bakana
demek istiyorsunuz de mi zımnen? Yemezler.
Vicdan mı? Gerçekten ne demek vicdan?
Bilmediğim için sordum yanlış anlaşılmasın.
Ne yani yazmışta ne olmuş, çok güzel
bir söz demek istiyorsunuz galiba, gerçekten güzel mi?
Siz de amma komplo üretiyorsunuz ya,
gerçekten nasıl başarıyorsunuz bunu?
Neymiş be kardeşim bu adamda, amma
çetrefilli bir adammış ya.
İşte buna gülünür be, hadi gülelim.
Bu ne be, gidin daha ciddi işlerle
iştigal eyleyin lütfen.
Bu ne garip bir ilişkilendirme ya,
ilişkilendirmeyi geçiyorum ama Rabbim Cüneyt abimize sağlıklı, hayırlı, mutlu,
çok güzel bir ömür versin. Filmleriyle büyüdük ve mutlaka ışığımız oldu,
yolumuzu aydınlattı, uyuyan zihinlerimizi uyandırdı, hissiz kalplerimizi
hislendirdi, namuslu olmayı öğretti, şerefsizleri, kahpeleri, soyguncuları,
dalkavukları, düzenbazları tanıttı. Âmin.