PARK HAYAT Hastanesi Yönetimi Hayranlık Uyandırıyor!

İsmail Hakkı CENGİZ - 13.12.2021

AFYONKARAHİSAR’da Park Hayat adında bir özel hastane var. Afyon ve ilçelerindeki bütün hemşerilerimiz onu “Kırmızı Hastane” olarak adlandırıyor.

Bu hastanede, Op.Dr. Süleyman Şahin’in başhekimliği altında bir yönetim hüküm sürüyor…Ki ben, yönetim diye ona derim!

İnsanı hayran bırakan bir yönetim…

Hayretten ağızları açık bırakan bir anlayış!

Misal, yoğun bakımda babanız 20 gündür yatıyor. O yirmi gün boyunca, yoğun bakım personeli ilgisiz kalmış, … Babanızda pişikten dolayı KANAMALI yaralar oluşmuş, yoğun bakımda yatmak babanız için eziyet haline gelmiş…

Ne yaparsınız?

Doğal olarak, durumdan, başta başhekim olmak üzere, hastane yönetimini haberdar edersiniz, değil mi?

İşte, o zaman, başhekimin insanî, vicdanî, etik, merhametli, ciddi, ilmî, yönetim anlayışıyla tanışırsınız! Çünkü başhekimin, hayretten ağızları açık bırakan cevabı şudur: “20 gündür yatan bir hastada yaraların açılması normaldir, babanızın ölmediğine şükredin!”

Bu müthiş, muazzam, muhteşem cevap karşısında tutumunuz ne olur? Sükunetinizi, sabrınızı son sınırına kadar zorlayarak, efendiliğinizi korumaya çalışıp, hastaneleri denetlemekle görevli olduğunu düşündüğünüz üst kurumlara, CİMER’e, TC Sağlık Bakanlığı’na ŞİKÂYET dilekçenizi yazmak!

Yazarsınız… Ve tam 29 gün sonra cevap gelir!

Cevap ama ne cevap!

Park Hayat Hastanesi Başhekimliği’nin hayranlık uyandıran yönetim anlayışını asıl o zaman fark edersiniz!

Size gelen cevabın altında Alev TÜRE adlı bir doktorun imzası vardır. Dr. Alev Türe, hangi sıfatla cevabı imzalamıştır: AFYONKARAHİSAR Tabip Odası Yönetim Kurulu Adına!

Aslında, Dr. Alev Türe, mütevazı davranıp, pek çok sıfatından sadece birini adının altına yazmıştır. Çünkü Dr. Alev Türe, aynı zamanda, Afyonkarahisar Tabip Odası Başkanı’dır. Bu kadar mı? Hayır. Dr. Alev Türe, sıkı durun, PARK HAYAT Hastanesinin Tıbbî Hizmetler Direktörüdür.

Evet, yanlış okumadınız; Dr. Alev Türe, Park Hayat Hastanesinde, Başhekimin mahiyetindeki bir idarî görevlidir.

Peki, bir hastane çalışanı, kendi hastanesi, hele, amiri pozisyonundaki bir Başhekim hakkında nasıl inceleme yapabilir, nasıl rapor yazabilir?

ŞÖYLE:

Sağlık Bakanlığı, Afyonkarahisar Valiliği, İl Sağlık Müdürlüğü silsilesiyle kendisine, Tabip Odası Başkanı Sıfatıyla ulaştırılan ŞİKÂYET dilekçesini alır… Başhekimine götürür:

“Sayın Başhekimim, hastanemiz ve sizin hakkınızda şikâyet var!”

Başhekim:

“Şikâyet mi? Hah hah ha… Şikâyet ha… Hah hah ha… Gel otur bakalım!” Telefona uzanır, “Oğlum, bize iki sade kahve yap”.

Dr. Alev Türe’den şikâyet dilekçesini alır, göz gezdirir:

“Burada şikâyet yok ki!”

“Ne var, efendim?”

“Memnuniyet var, dilekçe sahibi hastanemizden GAYET MEMNUN!”

“Hikmet buyurdunuz, efendim, bunu ben nasıl fark etmedim? Hemen not alıyorum, efendim.”

Bu arada, kahveler gelir. Başhekim, höpürtülü bir yudumun ardından buyurur:

“Memnuniyetini tespit etmekle, dilekçe sahibini onurlandırdık. Şimdi biraz da rencide edelim.”

“Siz en iyisini, en doğrusunu bilirsiniz, efendim!”

“Tabii… Dilekçe sahibi bunları DUYGUSAL ve ÖNYARGILI olarak yazmıştır.

“Ah, ne kadar haklısınız, sayın efendim!”

Cevap bu çerçevede yazılır. Hipokrat yemini etmiş bir bilim insanı/doktor Alev Türe hasta haklarını, insan haklarını işte böyle bir rapor yazarak korur!

“Yahu, ben bu hastanenin personeliyim, şikâyete konu olan kişinin astıyım, nasıl tarafsız, bağımsız, hakkaniyetli bir inceleme yapabilirim? Bu etik olur mu?” sualleri aklına bile gelmez. Hatta şikâyet dilekçesinin doğrudan kendisine ulaşmasını nimet sayar!

x   x   x

ŞENLİK!

Elbette yukarıda özetlenen, kabul edilemez, etik dışı uygulama CİMER ‘e ve konunun asıl muhatabı olan Türk Tabipler Birliği’ne ŞİKÂYET edildi. Lâkin gerek Başhekimin, gerekse mahiyetinde çalışan doktorun pervasızlıkları, etik kuralları rahatça çiğneyebilmeleri insanı karamsarlığa sürüklüyor. Çok moral bozucu bir durumla karşı karşıyayız. Bütün iyimser yaradılışıma, olayları ve olguları hep iyi yanlarından gören bir yapıya sahip olmama rağmen, gelecek cevap için iyimser ve ümitli olamıyorum.

Eğer Dr. Alev Türe’nin raporu mevzuata uygun görülecek ve bu etik dışı uygulamasından dolayı bir yaptırımla karşılaşmayacaksa, artık, memlekette olan-biten hiçbir şeye şaşmamamız lâzım! Doların 15-20 liralara tırmanmasını, ekonominin bozulmasını, pahalılığın alıp başını gitmesini normal görmemiz lâzım! Çünkü zaten, ülkede bütün değerler aşınmış, bütün kurallar çiğnenmiş, zihniyetler bozulmuş demektir. Böyle bir memlekette hak, hukuk, adalet, hakkaniyet, insaf, merhamet, ciddiyet aramak anlamsızdır.

Öte yandan, bir kurum hakkındaki şikâyeti, kurumun kendi çalışanının cevaplaması makûl bulunuyorsa, aslında, orası gayet şenlikli bir memleket demektir. Öyle bir memlekette, hiç kimsenin, hiçbir şeye üzülmemesi gerekir! Orada ne üzülecek bir şey ne de üzülecek bir kimse kalmış demektir. Orada her gün, herkese bayramdır.

Öyleyse, sazlar en oynak, en kıvrak oyun havalarını çalsın… Gelsin çiftetelliler, alsın herkes kaşıkları… Şakır şakır oynasın!

Oynatsın!

x   x   x

TAVSİYE

Tek Kaygısı PARA Olan Bir YIĞIN… Cemil MERİÇ

https://www.youtube.com/watch?v=usi5801tAPM

[email protected]

Tarih: 13.12.2021 Okunma: 2709

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Özgür DENİZ

14.12.2021 - 08:11

Saygıdeğer paşam, saygıdeğer ağabey günaydınlar, merhabalar! Maalesef parası tanrısı olan için her yol mübahtır ve bu artık kanıksanmıştır. ve bu ülkede ve bu ülkede evet bu ülkede AHLAKLILAR AHLAKSIZDIRLAR, AHLAKSIZLAR AHLAKLIDIRLAR. maalesef bu dakanıksanmıştır. En büyük ahlaksızlar için herkes ahalksızdır. bu ülkede ahlak diye bir şey yoktur, hatta ahlak varsa anıdna silinir o ve ahlaklıysan anında yok edilirsin, denemsi bedava, hadi bi kez bile olsa ahlaklı ol bi, yarın mevcut musun görelim. çok fazla konuşursam çok ağır konuşurum. neyse güneşli güzel günlere saklayalım bazı şeyleri de. derin saygılar selamlar, emeğinize yüreğinize ellerinize sağlık.

İ. Hakkı Cengiz

14.12.2021 - 12:03

Özgür Kardeşim, yıllardır bu toplu mun içini okuyor, resmini hatta röntgenini çekiyorsun. Ne yazık ki bütün söylediklerinde haklısın. Desteğin ve katkın için çok teşekkür ederim. Var ol can kardeşim. Gönülden selâmlar.

Lütfiye Kader

14.12.2021 - 18:41

Sorunlar dağ gibi. Önemli olan kilit taşını çıkarmak. Kaleminize sorumluluğunuza, vicdanınıza, gönlünüze sağlık.

i. Hakkı Cengiz

14.12.2021 - 20:57

Değerli Hocam, Lütfiye Hanım, Çok teşekkür ederim. Selâmlar...

mustafa özkurt

14.12.2021 - 23:47

komutanım merhaba..babanızı rahmetle anıyor cennet mekanı olsun diyorum . komutanım afyon karahisar istanbulun yanında küçük bir il anlattıklarınızın misli ile fazlası istanbulda da yaşıyoruz.evet eski yıllara göre sağlıkta % 25 düzelme var.ama bu % 25 asla yeterli değil.bir hastane düsünün devlet hastanesi.vede devletimiz sosyal devlet.bir hasta gitti karın ağrısıyla ciddi ağrıları var..tabi bu hasta önce aile hekimine gitti ağrıları geçmedi.aile hekimi hastaneye sevk etti.. hastane doktoru ultrosonografi çektir bana sonra gel dedi.ve bu hasta sonografiya gitti EN ERKEN 3 AY SONRASINA GÜN VERDİ.bu EMAR MR DE BÖYLE 3 ay 6 ay gibi tarihler veriliyor.KARDİYAK KATETERİZESYON VASKÜLER KORONER ARTER SİNDOKRAFİ çekiminde de aynı tarihlerle karşılaşıyoruz.oysaki avrupanın neresinde olursanız olun hasta hataneye girdiği andan itibaren seri bir şekilde kontrolleri yapılıyor salimen şifa ile taburcu oluyor.. ŞİMDİ NEDEN BİZİM ÜLKEMİZDEKİ BİZLER AVRUPA STANDARLARINA UYGUN TEDAVİ OLAMIYORUZ..sıralamsı aşağıda 1- nufusumuza göre doktor sayısı YETERSİZ 2- dolayısıyla bir doktor 5 dk gibi zaman ayırmak zorunda 3-bir imam 500 kişiye 10 dk da namaz kıldırırken.doktor çalısma süresinde 30-40 hastaya ancak bakabilir.şimdi ben böyle söylediğim zaman kimse sakın benim dinimi sorgulamasın.. 4-laboratuvarlarımız az laborantlarımız az 5-ünüversite hastanelerimizde amerikadaki avrupadaki gibi yüksek kapasiteli dev laboratuvarlar olmalı 6-devletimiz sağlık eğitim ulaşım gibi hizmetlere daha fazla bütçe ayırmalı. 7-doktorlarımız hemşire sağlıkta çalısn temizlikçisine kadar maaşlarına en üst yüksek maaş yaşanabilir bir ödeme yapılmalı.ki en zeki insanlarımız avrupaya kaçmasınlar.dard edilenlere caydırıcı ceza değil ağır cezalar verilmeli 8-kanuni sultan süleymanın dediği gibi..OLMAYA DEVLET CİHANDA BİR NEFES SIHHAT GİBİ ne kadar doğru birsöz 15 ARALIK 2021 SAAT 12.45

İ. Hakkı Cengiz

15.12.2021 - 05:42

Değerli abim, Mustafa Özkurt, ayrıntılı açıklamalarınla konuya ve meseleye büyük bir katkı sağladın. Hepsine katılıyorum. İlgin, katkın ve desteğin için, taziyen için çok teşekkür ederim. Görüşmek dileğiyle, Selamlar.

İ. Hakkı Cengiz

15.12.2021 - 05:42

Değerli abim, Mustafa Özkurt, ayrıntılı açıklamalarınla konuya ve meseleye büyük bir katkı sağladın. Hepsine katılıyorum. İlgin, katkın ve desteğin için, taziyen için çok teşekkür ederim. Görüşmek dileğiyle, Selamlar.

Merih Yücel

18.12.2021 - 18:46

Ne yazık, nereye baksak çığlıklar yükseliyor.Toplum olarak, temel değerlerimizden, insanlığımızdan uzaklaştık. Eğitimde eksik kaldı Türkiye.Çok üzülüyorum İsmail bey çok.

İ. Hakkı Cengiz

19.12.2021 - 09:50

Merih Hocam, ilginiz ve desteğiniz için çok teşekkür ederim. Üzülüyoruz fakat sizin gibi değerli insanların da olması bizi teselli ediyor. Var olun. Selam ve saygılar.

Mukaddes

19.12.2021 - 12:41

Dürüstlük, adalet kalmadı. Herşey yalan dolan. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın kafasında millet. Oysa Rahmetli babacığımın vasiyet gibi bir sözü vardı, kendime hayat prensibi yaptım. Kendine yapılmasını istemediğin birşeyi, Başkasına asla yapma....

Mustafa Atilla (Milliyet Blogdan arkadaşınız)

19.12.2021 - 18:03

Merhaba İsmail bey, paylaşımınızı üzülerek okudum ama ne yalan söyleyeyim hiç şaşırmadım çünkü buna benzer olaylar sadece hastahanelerde değil bütün kurumlarda yaşanıyor. Örneğin gerek mahkemeler ve gerekse de Yargıtay hakkında yapılan İnsan Hakları ile ilgili olarak yapılan şikayetler konusunda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile açılan Ceza İşleri Genel Müdürlüğü k(CİGM) adında bir kurum var. Ama oraya yapılan % 100 belgeli bir şikayette bile bizzat bana ŞİKAYETİNİZ İNCELENMİŞ VE İLGİLİ KURUMLARA GÖNDERİLMİŞTİR. ŞİKAYETİNİZİN AKIBETİNİ İLGİLİ KURUMLARDAN TAKİP ETMENİZ GEREKMEKTEDİR şeklinde vevap aldım . Oysa cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre vatandaş şikayetlerinin gereğini yapmak bizzat CİGM''nin görevidir. Ben bu çelişki ile ilgili olarak defalarca E-Mail yazdım ama bana her seferinde aynı basma kalıp cevaplar verildi, Söz konusu kurumlarda ise CİGM''ye yapılan bir şikayetin takibini yapmak ise OLANAKSIZ. Yani ADALET BAKANLIĞI bünyesinde çalışan CİGM''de bile vatandaşı şikayet edilen kuruma havale ediliyor. Kısacası Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kurulan bir kurum olan CİGM bile GÖREVİNİN gereğini yerine getirmekten RESMEN VE BELGELİ bir şekilde KAÇINIYOR. Bu bile bir anayasa ihlalidir ama bu memlekette kimi kime şikayet edeceksin. Her yerde maalesef KOL KIRILIYOR VE YEN İÇİNDE GİZLENİYOR. Ben uzun süre CİGM ile uğraştıktan sonra bile % 100 haklı ve belgeli bir konuda en sonunda ALLAH MÜSTAHAKKINIZI VERSİN diye mail attım ama ona bile vevap veremediler. Hep FETÖCÜLERDEN söz ediliyor ama ben eminimki Yargı kueumunun içinde bile FETÖCÜLER hala iş başında.Selamlar

i. Hakkı Cengiz

19.12.2021 - 19:13

Mukaddes Kardeşim, İlgi ve kıymetli desteğiniz için çok teşekkür ederim. Doğruları söyleyen babanıza rahmet dualarımı gönderiyorum. Selâmlar...

i. Hakkı Cengiz

19.12.2021 - 19:18

Mustafa Atilla Bey, sizi bu sayfalarda görmek benim için ne mutluluk! İlginiz ve paylaşımınız için çok teşekkür ederim. Şimdi, sizin anlattıklarınızla mukayese ederek kendimi teselli mi etsem yoksa biraz daha karamsar olup memleket bitmiş mi desem bilemiyorum. Geçmiş olsun. Yine de meşru zeminde kalarak mücadele etmek gerekir herhalde! Görüşmek dileğiyle, selâmlar...

İ. Hakkı Cengiz

24.01.2023 - 09:58

Evet, tahmin ettiğim gibi, Alev Türe ve hastane hakkında yaptığımız şikayetlerde konusunda biz "haksız" bulunduk . Afyonkarahisar''daki bir PROFESÖR DOKTOR tarafından, Türk Tabipler Birliği adına verilen cevapta, Alev Türe''nin etik dışı bir şey yapmadığı iddia edildi. Yaptıkları makûl bulundu.