İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...338...

Özgür DENİZ - 07.01.2022

Zaman içinde hantallaşmış, gereğinden fazla obez olmuş bir dünya ile karşı karşıyayız. Ezilenlerin, yoksulların, mazlumların haklarıyla boğazına kadar dolmuş ve kusmasına ramak kalmış bir dünya ile karşı karşıyayız. Yedikçe şişen, şiştikçe daha da iştihası artan ve leşin başından bir türlü ayrılamayan, leşle belendikçe illetleşen komprador pezevenklerle karşı karşıyayız. Bu dünyayı palyatif çözümlerle iyileştiremeyiz. Daha kalıcı çözümler bulmak zorundayız. Sisteme odaklanmalıyız. Çünkü kapitalist sisteme odaklanmadıkça, çözümü hep başka yerlerde arayacağız ama çözüm diye gördüğümüz yine çözümsüzlüğün kendisi olacak ve her şey yeniden bir kördüğüme dönüşecektir. Bu dünyayı yıkmak ve yeniden bir dünya yapmak gibi bir şeyden söz ediyorum. Her şeyin bir mevsimi vardır, yapmanın olduğu gibi yıkıp yeniden yapmanın da bir mevsimi vardır. Ve bizim kapitalist sistemi boğazlamak gibi ödün veremeyeceğimiz bir ödevimiz bulunmaktadır. Çünkü çöküp kalmış, esnekliğini kaybetmiş, geçişkenliği yok olmuş bir dünyada nasıl olurda insanca yaşanacak kurtarılmış bir bölge oluşturabiliriz yahut bulabiliriz? Bu kabil değil, çünkü temiz bir sahası kalmamış, bakir bir alan bırakılmamış üzerinde. Her zerresiyle kirletilmiş, yağmalanmış, talan edilmiş. Vandallar gibi saldırmışız ona. Adeta tecavüze uğramış, vandallaşmış insan görünümlü yaratıklar tarafından. Berraklığı, bakirliği, temizliği, serinliği, esenliği yok edilmiş. Dağlarını soymuşuz, ovalarını çölleştirmişiz, nehirlerini kirletmişiz, denizlerini çöp havuzuna döndürmüşüz, doğal alanlarını yağmalamış ve yapaylığa büründürmüşüz. Ne kaldı geriye? Söyleyin böyle bir dünyada, hangi köşe otantik haliyle var kalmayı başarabilmiştir acaba? Böyle bir şeyin olabilirliği üzerinde düşünmek bile saflıktır en hafif tabirle. Günahsızmış gibi, insanmışız gibi dolaşabiliyoruz ama, bu hale getirdiğimiz dünya üzerinde. Şimdi bizler neyiz, kimiz, neciyiz? Cevap versek suçlu biziz ama değil mi?

 

EKSTRA:

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/gazeteci-celal-eren-celik-sevki-yilmazin-iktidara-skandal-cagrisini-paylasti-altinlari-dagitin-muhalefete-birakmayin-497504h.htm

 

Abimsin benim ya. Muhteşemsin, harikasın. Dindar adamsın yani. Yerli ve millisin nihayetinde. Din anlatıyorsun sürekli bize, seviyoruz seni. Allah diyorsun, peygamber diyorsun, kitap diyorsun, milliyetçi ve İslamcısın, muhafazakârsın. Ne derlerse desinler aynen devam abim benim. İnan ki cennetlik adamsın. Zaten başka kim gider ki Müslüman’dan başka cennete? Biz kurtulanlardanız abim, çünkü Müslüman’ız. Allah için yaparız yaptığımız her şeyi. Yani bu ülke bizim, bu devlet bizim, her şey bize helaldir yani. Kendileri yiyemeyenler kızıyorlar bize. Yemesinler de zaten. Yiyip yiyip bayrağı indirecekler, vatanı böldürecekler, ezanı susturacaklar. Müsaademi edelim yani?

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/erdoganin-iktidarda-kalma-planini-acikladilar-time-dergisinden-olay-yaratacak-yazi-497793h.htm

 

Ne bu şimdi, ne alaka, hadi işinize.

 

https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/necati-dogru/iktidara-kapak-muhalefete-uyari-6867876/

 

Bence bu adamı her gün okuyun.

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/chpli-ali-mahir-basarirdan-demirorene-zehir-gibi-cevap-geldi-ozur-dilerse-dava-acmayiz-demislerdi-497795h.htm

 

Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/gazeteci-yilmaz-ozdilden-kotu-haber-hastaligini-kendi-duyurdu-497676h.htm

 

Hastaya Tanrı şifa versin denilir. Büyük geçmiş olsun. Tanrı acil şifalar versin, bidaha da göstermesin.

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ziraat-muhendisi-faik-toy-bir-yere-not-edin-dedi-gida-fiyatlarinda-yaklasan-tsunamiyi-acikladi-497807h.htm

 

O vakit şimdiden toplama zamanı her şeyi. Yoksa ölebiliriz.

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/bilgin-gokberk-paylasti-tffnin-paylastigi-fotograftaki-kisi-akpli-tevfik-goksunun-kardesi-cikti-497839h.htm

 

Katacak tabi, ne sandınız. Bayrak inmez, ezan susmaz, vatan bölünmez. Bu milletin çocukları işsizken, aç açık gezerken bu ne oluyor demek istiyorsunuz de mi? Yemezler. Yerli ve milli olmayı becerin ilk önce.

 

DÜŞÜNMEK VE SORGULAMAK ZORUNDAYIM


Asil 2500 vekil 30000. Şimdi biri çıksın ve bana bunu dinle ya da töreyle yahut büyük insanlık umdeleriyle ittihaz ettirsin. Ettirirse de etmezsem namussuzum. Zira hakikat muvacehesinde boynum kıldan incedir, dilim lal olur. Asilin tattığı tek bir zevk yok, vekilin tatmadığı hiçbir zevk yok. Sürünen asil, uçan vekil. Yalan mı, yanlış mı? Yalan deyin, yanlış deyin ve bu gerçek çıksın, o vakit cümle âlem yüzüme tükürsün. Şerefim ve namusum üzerine yemin ediyorum ki, asil elektrik yakmıyor erkenden yatıyor, doğalgazı az yakıyor battaniye ile ısınıyor, televizyon izleyemiyor erkenden kapatıyor yani en hayati ihtiyaçlarını bile gönlünce kullanamıyor, değil ki zevklere sıra gelecek, bunu bizatihi bildiğim için bu kadar ısrarla söylüyorum. Ve ne garip ve acıdır ki, bu insanlar, varlıkları vatana feda olan insanlardır ve varlıklarını feda ettikleri vatanlarında varlıkları yoklukları belli değildir. Bir vekil, bir asilin bir ayda aldığını, bir masada bırakmıyor mu? Asil köle, vekil efendi. Ne kazanılıyorsa ortak topraklar üzerinde kazanılıyor. Kazanılıyor da, burada da yine çalışan, ter döken, kan döken, yaş döken, emek veren asil, oturup her şeyin önüne gelmesini bekleyen yahut başkalarının da önündekine göz diken vekil. Aldığıyla yuvasına huzur getiremeyen asil, aldığıyla bin yuva kuran vekil. Evet, buyurun nasıl hüccetlendirecekseniz hüccetlendirin, nasıl ıskat edecekseniz edin, aklımı ve vicdanımı nasıl ikna edecekseniz edin. Ama bunu mutlaka yapın, mutlaka. Yapmazsanız olmaz çünkü. Herkes nezdinde olabilir belki ama benim nezdimde olmaz. Yoksa böylesi bir dengesizliği, tutarsızlığı asla ve kata tasvip ve tensip etmeyeceğim. Yoksa metazori ettirir misiniz? Bunu şedit bir adaletsizlik ve kul hakkı olarak değerlendireceğim. Ki, söylediğimi yapamazsanız zaten böyle olduğu mutlak ve muhakkak olarak hakikattir. Başka nasıl değerlendirmemi istersiniz? Çünkü ben mal değilim, dar kafalı değilim, alık ve bön değilim. Öyle önüme konan her şeyi yemem. İspatı olmayan, aklın ve vicdanın tasvip ve tensip etmediği bir şeyi tolere etmem, etmek zorunda da değilim. Hayır, hangi hakla, hukukla böylesi bir şey kabildir? Ben böyleyim arkadaş. Sorgulamadan, hesap sormadan yapamam. Daha derin sorgulama yaparsam çok farklı şeyler çıkar ortaya. Binaenaleyh detaya girmeyeceğim. Çünkü ancak böyle yaptığım zaman insan olduğumu hissederim yoksa insan olup olmadığımdan şüphe ederim.

Tarih: 07.01.2022 Okunma: 586

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?