İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...344...

Özgür DENİZ - 13.01.2022

Bugün ilk evvelde sana birkaç şey söyleyeceğim Sayın Devlet, belki de bugüne kadar hiç söylemediklerimi söyleyeceğim! Biliyorsun ya da bilmiyorsun ama bildiğini düşünüyorum, sana hiç ihanet etmedim, bilakis varlığına varlığımı feda ettim bugüne kadar, buna tüm insanlık şahittir, ki sen de şahitsindir kuşkusuz, senin için yaptığımın milyarda birini sen benim için yapmadın. Hayır, burada mütevazı olmayacağım, seni Tanrı bildim be adeta ve uğruna varlığımı adadım handiyse, gözlerimden, sağlığımdan feragat ettim dahası. Peki sen ne yaptın? Bu toprakların çocuklarına özgürce yaşamayı bile çok gördün, politikacılara biteviye özgürlüğü budattırdın. Hatta politikacıların soygunlarına, vurgunlarına yol verip yani sessiz kalıp, bu toprağın çocuklarının yoksullaşmalarına, sefalete maruz kalmalarına zımnen onay veriyormuş izlenimi yarattın. Anladığım anlamda varsın ya da yoksun bilemem. Bildiğim kadarıyla da sana karşı gelemem. Thomas Hobbes’in ‘’Leviathan’’ dediği şeysin benim gözümde birazda sen. Korkunçsun, tepegöz misalisin, bir canavar gibisin, doğru ya da yanlış, katılırsın ya da katılmazsın orada bir şekilde tarifin yapılmış ve sen nesin, kimsin, seni tanımak isteyenlerin okuması gereken, mahiyet olarak devasa bir kitaptır. Seni müzakere etmek ayrı bir mevzudur. Tabi orası da ayrıdır, seni müzakere edecek kim vardır, düşmanların bile seninledir ihsas ettiğim kadarıyla. Zaten bu dünyayı biraz da çözülmez, anlaşılmaz kılan ve insançocuğunu kahpeleştiren bu değil midir? Büyük çoğunluğunda aldandıkları yer tam da burasıdır. Oraya yani seni müzakere etme alanına müdahale edemezsin, çünkü o zaman derin sınırlara müdahil olmuş olursun ki, Tanrı değilsin, istediğin kadar korkunç olsan da. Senin de bana ihanet etmeni istemem. Kim olursa olsun, ne olursa olsun, nasıl bir düzen kurarsa kursun, müsaade ettiğin ve imkân sunduğun hiçbir dönemde, hiçbir zümrenin direkt ya da endirekt olarak bana zarar vermesini tolere edemem. Böyle bir şeyde itham edeceğim ilk hedef sen olursun. Varsan tabi, yoksa ötesi felakettir zaten sınırlar aşıldığı takdirde. Mesela; bugüne kadar sana karşı bir başkaldırı da bulunmadım, kimseyi sana karşı şiddete teşvik etmedim, silahlı bir direnişe çığırmadım kimseyi. Yani seni yok ederek bir şeylerin varolmasını düşünmedim. Çünkü sen yok edildiğinde de varolacak olandın zaten. Bu yüzden haddizatında kendime ait yaşamı pekte yaşamadım. Bugüne kadar tek bir an mülke temayül ettiğim vaki değildir. Çok yükseklerde gözüm olmadı hiçbir zaman. Çünkü dünyayı gerçekten ama gerçekten umursamadım. Dünyayı hep bir araç olarak gördüm herhangi bir amaç için. Bu yüzden de dünyadan ne bir şey istedim ne de bir şey bekledim. Elbette dünyayı değiştirmek istedim, orası ayrı bir mevzu. Değiştirmekte istiyorum elbette. Çünkü gerçek ereği o olmalıdır zaten bir bireyin, zira yorumlamak hiçbir anlam ifade etmez, değiştirmek inancını taşımadıktan sonra. Bilmiyorum sebebini ama elan da umursamıyorum, dünyaya meylimin niye ve nasıl böyle olduğunun. Madde bana hiç cazip gelmedi. Çünkü tekçi yaşamaktan hiç hazzetmedim, belki de bu yüzdendir. Bir kez madde peşinde koşarsam kesinlikle yaşamı ıskalayacaktım. Çünkü biriktirirken ben tükenip gidecektim ve yaşayamadan veda edecektim hayata. Gözüm açıldı, elimde kitabı buldum, ötesi malum. İstesem sana ihanet edebilir, kısmen istediğim yaşamı ihaneti vererek satın alabilirdim ama böylesi bir şeyi tolere etmedim. Ruhum kaldırmadı, beynim tolere etmedi. Belki biliyorsun, belki bilmiyorsun. Bu yüzden lütfen bana dokunma. Ki, nihayetinde zayıf, güçsüz, sıradan, basit bir insanım. Düşüncelerime bakma, onları sayıklamadan ibaret say. Zaten pekte bir şey ifade ettikleri yok.  Hayır, burada hürriyet dilenmiyorum. Korkumdan ne dediğimin farkında değilim gibi bir durum da yok. Zaten böyle bir şey yok. Münhasıran onurlu bir duruş var. Düşüncemde hür kalayım. Bana düşünce tayin etme, buna hakkın yok. Varsayımlarla da beni yargılayamazsın. Bendeniz ister bir İslamcı olabilirim, ister bir Milliyetçi olabilirim, ister bir Kemalist olabilirim, ister bir Sosyalist-Komünist olabilirim, ister bir Anarşist olabilirim. Ama ilk evvelde bir insanım ben! Ve her şey insanlığımdan sonra gelir, ondan önce gelen hiçbir şey yoktur ve olamaz. İnsan olmamdan başlayarak yaratırım hepsini, onun üzerinde. Bunu tayin edecek olan sen değilsin ve bendenize de; sen böylesin diyerek varsayımlarla hareket edip bendenizi yargılama hakkın olamaz. Özgürlüğümle varım, esaretimle yokum. Özgürlük diriltir beni, özgürlüğüm yoksa ölüden farkım yoktur. Bu yüzden özgürlüğüme kastetme, öldürme beni. Ölücanların dolaştığı bir yeryüzü olmasın burası, o zaman ne sen, ne ben, ne o, ne bu, ne şu, hiçbir insanteki haz almaz burada olmaktan ve hiçbir yapının anlamı olmaz böyle bir yaşam da. Zaten her şeyi kuşatansın, git devletliğini yap sen, bırak senin içinde ne olursa olsun karışma, zaten kabuk sen değil misin, öz nasıl olursa olsun ne yapacaksın, nasıl olsa yine kabuk sen olacaksın. Ama bir gün…

 

EKSTRA:

 

APTALLIK NEDİR?

 

‘’Gerçeği bilerek, gerçeği görerek hala yalanlara inanmaktır’’ der Morgan Freeman. Kesinlikle, şeksiz şüphesiz, mutlak ve muhakkak doğrudur. Adam gerçekliği söze dökmüş. Asla aptal olmayın gençler, büyük yalanlara inanmayın, yalancı ne söylerse söylesin, hangi tonda söylerse söylesin, hangi duyguyla ve düşünceyle söylerse söylesin yalancıya inanmayın. Hayatınızı zehir etmeyin, heba etmeyin, çöpe atmayın. Halil Cibran’ın ‘’Çocuklar’’ isimli şiirini bir okuyun. Sizlere boşuna Cumhuriyet demiyorum gençler.  Cumhuriyete sahip çıkın, tutunun, sımsıkı sarılın, asla bırakmayın. İnatla, inançla, hırsla, cesaretle, iradeyle sarılın. Kaybolursa kaybolursunuz.

Tarih: 13.01.2022 Okunma: 303

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?