İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...362...

Özgür DENİZ - 31.01.2022

Ne peygamberleri diniyoruz ne de filozofları. Kimi dinliyoruz biz Tanrı aşkına? Dinlediğimiz her kimse bize yanlış şeyler söylüyorlar emin olun. Çünkü söylediklerimizden ve söylemediklerimizden, yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan belli oluyor bu. Hayatlarımızı hiç mi murakabeye tabi tutmuyoruz, hiç mi gün sonu muhasebesi yapmıyoruz lütfen? Yapıp ettiklerimizi sorgulamadan mı yaşıyoruz? Ne peygamberi biliyoruz ne de filozofları, sonra birisi çıkıp işte hakikat budur dedi mi de kan kusturmaya yelteniyoruz. Ama sonra peygamber öyle söylemiş gerçekten hatta aynı şeyi şu filozofta dile getirmiş deyip nedamet getiriyoruz. Ulan öküz önceden bilseydin ya kimin neyi söylediğini de, gidipte sana kötülüğü tavsiye edenleri dinlemeseydin ya. Niçin yaşıyorsun bu dünyada? Buraya sığır gibi otlamaya, kazık gibi çakılmaya, it gibi havlamaya mı geldin sandın? Ne zaman hatırlayacaksın insan olduğunu ve insan gibi yaşamaya başlayacaksın? Hep çıkarlarının peşinden mi koşacaksın ve çıkarlarına ulaşmak için köpek gibi mi yaşayacaksın? Hiç mi değerin yok seni kontrol edecek, hareketlerine yön verecek, sözlerine anlam katacak? Değerlerin ne anlamı kalıyor o zaman? O ulvi değerler ne anlam ifade ediyor bizim için? Düşünmekle kurtulacağımızı mı sanıyoruz? O düşünceler hayata geçmedikçe ne anlamaları olur ve seni kurtarır mı? Dünyayı yutsan, insanlık üzerine egemen olsan ne olacak? Kurtulur musun böyle olunca? Evet, dünyada istediğin gibi yaşarsın, soru soran, sorgulayan olmaz, hesap vermek zorunda kalmazsın belki ama bu dünyada da kazık gibi ebedi olacak değilsin. Ki, bu dünyada da hesap olmayacak diye mutlak bir gerçeklikte yoktur ha, bir de o boyutu var işin. İşte orayı da aklından hiçbir an çıkarmamalısın. Hani bu dünyadan hesap vermeden gidilirse anlamında konuşuyoruz biz. Siz mutlak adaleti hafife alıyorsunuz galiba!

Tarih: 31.01.2022 Okunma: 261

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?