Hep birilerinin çıkarları mı
gözetilecek ve onların çıkarları mı güvende olacak bu dünyada? Madem bir çıkar
olacak ve o çıkarlar güvende olacak o zaman o çıkarlar niçin ezilenlerin
çıkarları olmasın? Zaten insanlık tarihi boyunca ezilmişler, hakları gasp
edilmiş, ürettikleri başkalarınca tüketilmiş, şimdi gülenler niçin onlar
olmasınlar? Çıkarlarımızı behemehâl elde etmeye mi geldik bu dünyaya? Üç
kuruşluk çıkarlarımız için mi yaşıyoruz ve dövüşüyoruz? Yazıklar olsun! Niçin
mülkü özelleştiriyoruz da herkesin olmasını istemiyoruz? Oysa toprak ortaktır,
su ortaktır, hava ortaktır ve emeğin gücüne dayanan ne varsa ortaktır. Madem
mülk istifadeye sunulmuştur, niçin münhasıran birileri istifade etsin de herkes
istifade etmesin? İnsanlığa ait olan her şeye birkaç kişi el koyacak, el
koyanlar efendilik yapacaklar, çalışanlar maraba olacaklar, yerin dibine batsın
lan böylesi bir düzen de, dünya da. Birilerinin hizmetini görmek için mi var
mülk yoksa herkesin mutlu ve mesut olarak bir arada yaşaması için mi? Dünya
için insanlığımızı bozuk para gibi harcıyoruz be. İyilikten el çekebiliyoruz,
doğruya kulaklarımızı kapatabiliyoruz, adalete vicdanlarımızı örtebiliyoruz,
güzelliklere kalbimizi körleştiriyoruz. Değer mi be değer mi? Sonra da
başkaldırınca niçin başkaldırıyorsun oluyor. Kul gibi, köle gibi, köpek gibi
yaşatılmaya eyvallah mı edeydim? Niçin olacak ahlaksız, şerefsiz zalimler,
elbette herkesin hakkını alabilmesi için ve birilerinin hakkının başkalarınca
gasp edilmemesi için. Öylece susalım mı, boyun eğip eyvallah mı edelim? Biz
biliyoruz ki, suçlu tek değildir, zalim ne kadar suçlu ise mazlumda o kadar
suçludur. Çünkü zulüm denilen şey tek bir tarafın yaptığı bir şey değildir,
biri yapacak ve diğeri de onun yaptığına razı gelecek ki zulüm ortaya çıksın.
Peki, şimdi söyleyin lütfen, münhasıran zalimler mi suçludurlar? Elbette ki
onlar kadar mazlumlar da suçludurlar. Peki, biz suçlanmayı nasıl olurda tolere
edebiliriz ve suskuya mahkûm oluruz yapılanlar muvacehesinde? Bir kale, gönüllü
teslim alınır mı ya da edilir mi? Bir çağa son verip, bir çağı başlatmak
spontane olacak bir şey midir? İrade denilen şey nedir ve niçin vardır o zaman?
Hakkınızı arayın, almak için onurlu kavganızı vermekten imtina etmeyin ve asla
haklı iken geri de çekilmeyin.
EKSTRA:
Bu yol
yorgunluk yoludur maalesef. İnsanlığın topraklarında dosdoğru olana, dürüst
olana maalesef yer yoktur. Acı ve yalnızlık; savaşçının kaderidir, yeryüzünün
tüm büyük aydınları bunda hemfikir olmuşlardır ve sözlerine de yansımıştır bu,
çünkü bunu yaşamışlardır. En efsane figür olarak şehit doktor büyük sosyolog Ali
Şeriati hafızalarımızda yer tutmuştur. Mutlak
suçsuz olarak, sadece insanlık adına savaştığın için 18 yılını zindanlarda
geçirmek ne demektir bilir misin arkadaş?