Ahhh be insançocukları! Ne düşünmeyi
becerebildik, ne sormayı becerebildik, ne de sorgulamayı becerebildik. Hiçbir şeyden
şüphe etme gereği bile duymadık. Basit oyunların küçük figüranları olmaktan
öteye gidemedik. Bizim için çalışmayanlar ve bizi yaşatmak gibi zerre dertleri
olmayanlar için çalışmak ve onları yaşatmak için koca bir ömrü yedik bitirdik. Bile
isteye kendimizi küçülttük, küçük insanlar yaptık. Sonra da hep küçük insanlar
olarak ömrümüzü tüketmeye koyulduk. Bir türlü büyüyemedik, büyümekte istemedik.
Önümüze ne konursa yedik, kulağımıza ne fısıldanırsa ve gözümüze ne
gösterilirse inandık. Niye inandık ki, niye yedik ki? Ne elde edecektik böyle
yaparak? Ya da elde ettiğimiz ne var? Anamız değildi, babamız değildi,
kardeşimiz değildi gözümüze bir şey gösteren, önümüze bir şey koyan, kulağımıza
bir şey fısıldayan, ki ne fark ederdi onlar olsaydılar bile? Biz bizdik ve biz
bilirdik neyi göreceğimizi, neyi duyacağımızı, nasıl göreceğimizi, niçin
duyacağımızı, neyi yiyeceğimizi ve niçin yiyeceğimizi. Ahhh be, çok kötü
günlerden geçtik geldik, çok hazin yaşamlar yaşadık ve elanda aynı minvalde
devam ediyoruz. Hiç ders çıkarmıyoruz, ders çıkarmakta nedir bilmiyoruz. Oysa
bir insan tecrübeler edinir ve o tecrübeleri kendisine bir yaşam sunulurken
kullanır sunulan yaşamı kontrolden geçirmek için. Ki, acaba sunulan yaşam doğru
yaşam mıdır, zamana uygun mudur, insani midir diye. Hep aynı hataları yapıyoruz
be, bir türlü akıllanmıyoruz. Kaybeden biz oluyoruz ama yine de umursamıyoruz.
Bizler gerçekten nasıl insanlarız vallahi anlamıyorum, bazen anladığımı
düşünüyorum boş ver diyorum ama öyle bir an geliyor ki şok oluyorum. Kendi
kendimize kıyıyoruz, kendi kendimizi ateşe atıyoruz ama hiç oralı olmuyoruz.
Yaşıyor muyuz, ölü müyüz belli değil! Cumhuriyet gibi bir nimeti nasılda
bilinçsizce, şuursuzca tepiyoruz da, kula kul, efendilere köle oluyoruz
anlamıyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ün bize bıraktığı Cumhuriyetin değerini anlayaydık
hiç bu durumlara düşer miydik? Akılla, bilimle, vicdanla bir yaşam süreydik
sürüleşir miydik, uysal koyunlar gibi güdülür müydük? Bile isteye, göre göre
bir armağan olan yaşamımızdan vazgeçer de, başkalarının yaşamları için
kurbanlar olur muyduk?
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...366...
Özgür DENİZ - 04.02.2022
Tarih: 04.02.2022
Okunma: 242
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.