Medya dediğiniz şey; yalanları
gerçek, gerçekleri de yalan olarak gösteren bir sihirbazdır. Köpektir medya ya.
Ağzından salyalar akar, efendilerine yaranmak ister, sürekli kuyruk sallar. Başı
hep öne eğiktir hayvanlar gibi. Çünkü yukarıdan istemeyi bilmediği ve istediği
her şey önüne atıldığı için başını kaldırmaya alışmamıştır. Omurgası yoktur,
şerefi, namusu, şahsiyeti, haysiyeti, karakteri, kişiliği yoktur. Köşe kadılığı
yapan, ağzından salya, dilinden zehir akanları geçiyorum, onların ne köpek
olduklarını, gerçeği nasıl tersyüz ettiklerini biliyorsunuzdur, dün
şöyledirler, bugün böyle, yarın her yerde, neyse mevzumuz diziler şu an. Diziler
de, medya denilen pislik yuvasının, sihirbazlık gösterilerini sergilediği
sahneleridir. O dizilerdir ki, hiçbirisinin gerçek hayatla zerre miskal
ilintisi yoktur. Oradaki hayatların gayesi, buradaki hayatların köklerinden
kopup gitmesidir. Uyuşmuş hayatların, uyanık hayatları da uyuşturma uğraşıdır
diziler. İnanıp güvenmeyin, aklınıza ve vicdanınıza inanıp güvenin. Ya medyaya
niye inanıp güvenirsiniz ki zaten? Aklınız var, evet aklınız var, aklınız yok
mu ya, çağırın ona danışın. Size en doğru yolu, en doğru hedefi aklınızın ışığı
gösterecektir. Ya bizler gerçekten geri zekâlı mıyız, o akıl niçin var kafa
diye taşıdığımız şeyin içinde? Sorun, sorgulayın lan. Hem de zihninize gelen
her görüntüyü, her sesi sorgulayın. Sorgulamadığınız hiçbir şeyi de yaşamayın.
Mesela; sorgulamadığınız dini bile yaşamayın yahut sorgulattırılmayan dini
reddedin. Zira Tanrı bile sorgulayanları seviyor. Gerçekten ancak öküzler
sorgulamadıkları şeyleri yaşarlar. Medya; dizileriyle, şeytanı insan, insanı da
şeytan yapar; iyiyi kötü, kötüyü de iyi yapar; en büyük itibar suikastçısıdır.
Dikkat etmezseniz, kötülerin ve şeytanların kucağına düşer, iyileri ve
insanları lanetlersiniz. Medya cemaatiniz, diziler şeyhiniz olmasın. İzlerseniz
bile, algı operasyonlarının kurbanları olmayın. Her an sorarak, sorgulayarak
izleyin. Öyle bir algı operasyonu yapılıyor ki, şok olursunuz. Keşke kelime
kelime tahlil edebilsek, düşünce hürriyetimiz olsa da. Her kişiyi, her sözü,
her hareketi apaçık ortaya koysak. Bunlar öyle bir şeytandır ki; sizleri mal
yerine koyup, zihinlerinizi yönlendirmek, vicdanlarınızı etki altında tutmak
isterler hatta bunu yapıyorlar da. Münhasıran güçlerini korumak, servetlerini
artırmak ve ağababalarının işlerini daha kolay kotarmak için yapıyorlar her
şeyi. Öyle bir yapıyorlar ki, umarım farkına varıyorsunuzdur. Güya sizleri
kandıracaklar ya, çaktırmadan iyi insanları şeytanlaştırmaya ve toplum indinde
itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar, toplum onların söylediklerine inanmasın diye.
Hatta bence gidin MAHKÛM izleyin en iyisini yaparsınız. Zaten dizi dediğin boş şeylerdir, en azından
daha az boş olanlarını, biraz da olsa gerçeklikleri olanları, hayatta karşılığı
bulunanları izlemiş olursunuz. Zira abuk sabuk, boş, bomboş, iler tutar yanı
olmayan, çağımızla ilintisi bulunmayan, böbürlenme duygusu zerk etmekten başka hiçbir
şey sunmayan, duyguları sömürmekten başka hiçbir halta yaramayan dizilerle dolu
medya denilen şey. Size diziyi hap gibi veriyorlar, yutuyorsunuz, şifayı
kapıyorsunuz, bir daha girdiğiniz girdaptan çıkamıyorsunuz, uyurgezer
oluyorsunuz artık. Ki, dizi çevirmesini de bilmiyorlar, hepsi birbirinin
aynısı, aynı sesler, aynı sözler, aynı hareketler, aynı algılar, aynı
yönlendirmeler. Basitin de basiti, ipe sapa gelmez, abuk sabuk manyaklıklar. Kötüyü
iyi, iyiyi kötü diye yedirmeler çaktırmadan. Niçin böylesi aptalca, iler tutar
yanı olmayan, hayatla ilişiği bulunmayan şeylere inanıyorsunuz ve hayatınızı
başka hayatlara kurban ediyorsunuz? Gizemli sözcükler
kullanıyorlar ve büyülüyorlar. Zımnen korku yayıyorlar ve yerinizde durmanızı
sağlıyorlar. Öyle bir aldatıyorlar ki, zihninizi alenen felç ediyorlar. Nasıl
yönlendirilecektiniz istendik yönde ve nasıl gizli talimatlara uyacaktınız
yoksa? İstenilenleri nasıl yapacaktınız? İşte böyle olur bu işler. Biraz büyülü
sözler, biraz korku ve nihayet hedefe ulaşmak. Oysa iki seçenek var varlık
dünyasında; yaşamak ve ölmek, işte bu kadar, her şey basit ve somut. Yaşayacaksınız
ve öleceksiniz, o zaman niçin yaşamayı erteliyorsunuz? Size yapabilecekleri ne
var? Siz yaşamanıza baksanız olmaz mı, ölmek zamanı geldiğinde herkes zaten
ölecek, neyden, niçin korkarsınız öyleyse? Başka kulvarlarda yapılamayan şeyler
dizi tavassutu ile yapılmaya yeltenilmektedir. Hayatımız düşman dolu, diziler
düşman dolu, önümüz, ardımız, sağımız, solumuz düşman. Yapman gerekeni yapma,
her şeyi düşmana hamlet çık işin içinden, oh ne ala memleket. Ulan düşmanla
doğduk, düşmanla ölecez ama arada yaşamak nedir bilemedik, tadamadık,
göremedik, hissedemedik. Ne biçim iş lan
bu? Bu mu lan hayat? Hayır, bu palavralara karnımız tok. Artık insanca yaşamayı
istemeliyiz! Yeter artık demeliyiz içine düştüğümüz sahte dünyaya, yalanların
savrulduğu, hakikatin yandığı dünyaya. Bu dünyaya insanca yaşamaya geldik biz.
MEDYA-DİZİ...
Özgür DENİZ - 12.02.2022
Tarih: 12.02.2022
Okunma: 305
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.
İ.Hakkı Cengiz
12.02.2022 - 10:36
Bütün medyayı aynı torbaya koymak hakça değil. Senin sık sık bağlantılarını verdiğin namuslu medya ve medyacılar da var. Biz de o medyanın çooook küçük de olsa bir parçasıyız. Dizilere dair söylediklerinle yerden göğe kadar haklısın. Emeklerine sağlık, sevgili kardeşim. Selâmlar...
Özgür DENİZ
12.02.2022 - 10:51
Kalben sonsuz teşekkürler saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Fazla namuslu olmak tehlikelidir bu ülkede. O yüzden ağac bilmeyene, ağaca traktör diyene hayır bu ağaç demek tehlikelidir. Bu ülkede gerçek hep tehlikelidir. Zaten gözü olupta gören, aklı olupta anlayan, kalbi olupta hisseden gerçeği görecektir. Aynı lanetli evin içine girmez tüm insanlar. Kalben bilmukabele saygılar selamlar.