İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...19...

Özgür DENİZ - 04.03.2022

Şeytan uyutandır, insan olabilenler uyandırır! Şeytan aldatandır, insan olabilenler aldanmazlar! Şeytan öyle zalim ve kahpedir ki, nasıl uyutacağını, neyle uyutacağını çok iyi bilir, zira öyle bir ölçüp, biçip, tartmıştır ki bunu, nihayetinde istediğini almıştır. Karşısında dünden uyumaya ve aldanmaya hazır insan görünümlü yaratıklar dolaşmaktadırlar ölücanlar misali. Peki, insan olanı, şeytanla dolu bu dünyada kim, nasıl uyandıracaktır? İnsan denilen de cehaletin kıskacında can çekişmektedir, cehaletten hoşlanan bir yaratıktır o, cehaletin perdesini sıyırıp atmayı bir türlü beceremez, tam sıyırıp atacakken yeniden vazgeçer, çünkü korkar kendisini uyandıracak olan gerçekten cahil insan. İradesi vardır ortaya koyamaz, aklı vardır ışığından korkar, ihtiyarı vardır kullanmayı beceremez. Umarsızca davranır, dünya nimetleri içinde yüzmek ona tatlı, hoş gelir, onu sarhoş eder, bu yüzden de o sarhoşluktan ayılmak istemez bir türlü hatta herkes kendisi gibi olsun ister. Kimse kusura bakmasın bu dünya soysuz şeytanlarla lebaleptir. Cehennem sanki boşalmıştır ve tüm şeytanlar buraya kaçmıştır. Her yerden şeytan fışkırmaktadır. İnsanları aldatmakta yarışmaktadırlar. Şeytan uyanık insanı sevmez, zira kadim saltanatını uyuyanlar ve aldananlar sayesinde sürdürmektedir. Görkemli ve mutantan hayatını uyuyanlara ve aldananlara borçludur. İnsan görünümlü uyurgezer cahil yaratıklardır ki şeytana sonsuz hâkimiyeti bahşederler ve köleler sürüsü olmayı gönüllü kabullenirler. Bu yüzden insanlar hep uyusunlar ve her denilene inansınlar ister, onları bir beşiğe yatırır ve sallar da sallar, onlara tatlı ninniler okur ve onları uyutunca ve inandırınca çıkar meydana dilediğince atını koşturur şeytan. Bilince erip uyanmış insan, şeytanın tüm tezgâhlarını fark eder ve onun kendisine ulaşan yollarını kapatır. Şeytanın, bilince ermiş insanı uyutması ve aldatması kabil değildir. Şeytan, kendisine bahşedilmiş olan ve üzerine varolmuş olduğu şerefeni taşıyan ve onurunu koruyan insana hükmedemez, onu süslü yalanlarla aldatamaz. Bu yüzden insanın bilince ermesini ne şeytan ne de şeytanın çocukları asla istemezler ve bundan hazzetmezler, böylesi bir eyleme tevessül edeni de susturmak için ellerinden geleni yaparlar. Şeytan uyutabildiği ve aldatıp inandırabildiği kadar vardır ve galiptir. Bu yüzden, insanlık toprağında, sürekli bayraklaştırdığı olgularla dolaşır ve o olgularla yalana aç kulakları, gerçeğe kör gözleri doyurur. Bu yüzden insançocuklarını uyanacakları alandan uyuyacakları alana sevkeder. Şeytanın elinde malzeme boldur, hedefine ulaşmak için her türlü malzemeyi istediği gibi kullanır. Bazen en kötü malzemeyi bile en iyi şey için kullanıyormuş gibi gösterir kendisini. Dünyanın zevkleri, insanın beşiğidir, o zevklere daldığınız vakit beşikte sallandığınız gibi sallanırsınız, sarhoş olup kendinizden geçersiniz, kendinizden geçtiğiniz vakit artık o zevklerin esiri olursunuz, daha fazla istersiniz, istedikçe alırsınız, aldıkça sarhoş olur ve derin uykulara dalarsınız, gözleriniz kapanmaz belki ama artık kapanması gereken yeriniz kapanmıştır; bilinciniz ve şuurunuz. Bilinciniz ve şuurunuz kapandığında, her yerinizin açık olması bir şeyi değiştirmez. Zaten şeytan da gözlerinizin ve kulaklarınızın açık olmasını ister, zira görmenizi ve duymanızı ister size sunduklarını, görmelisiniz ki talip olmalısınız ama neyin ne olduğunun farkında olmamamlasınız sadece. İşte budur tehlikeli olan onun için. Nasıl derin bir uykuda olanı uyandırırsanız öfkelenir, kızar, sesini yükseltir. Tıpkı bunun gibi bilinci ve şuuru kapanmış olan ve derin bir cehaletin dehlizlerinde yaşayan, karanlığa alışmış birini de bilginin ışığıyla aydınlatmaya tevessül ettiğinizde aynı tepkiyi verir. Çünkü aydınlanmaktan korkar cahil, sefil ve soysuz yaratık. Çünkü uyanmak tehlikelidir, durduk yere belanın içine atılmaktır, bu yüzden huzur içinde mışıl mışıl uyuyan birini uyandırmak, onu, tabir caizse cehenneme davet etmek gibi bir şeydir, bu yüzden cennetten kovulmuş gibi hisseder ve size düşman olur. Oysa bilmez ki kovulduğu yer cehennemdir, gideceği yer cennettir ama o tersinden algılar. Bir yıl uyanık yaşamak, bin yıl uyuyarak yaşamaktan daha değerlidir, uyanınız ey insançocukları ve şeytanın tezgâhlarına gelmeyiniz! Cehennemin alevli ateşlerinde yanmayınız, sönüp sönüp yanan alevlerin içinde böğürüp durmayınız. Ya uyanacaksınız ya da yanacaksınız, üçüncü bir opsiyon yoktur! Seçiminiz ve tercihiniz kaderinizdir!

 

EKSTRA:

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/seker-fabrikalarinin-yedi-ildeki-arsalari-parsel-parsel-gitti-516343h.htm

 

Ya taktınız sizlerde bu gibi şeylere. Bi türlü anlamadınız gittiniz, zekâ sıkıntınız var galiba. Bayrak inmez, vatan bölünmez, ezan susmaz canım kardeşim, işinize bakın. Bu topraklar sizin mi ki de ahkâm kesiyorsunuz? Sizler kullandığınız cep telefonundan haber verin önce. Kesin elli binlik telefon kullanıyorsunuzdur. Hatta üzerinizde montunuz, pantolonunuz, gömleğiniz bile vardır, bi de tantana yapıyorsunuz.

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/gaziantepte-rottweiler-cinsi-kopek-yolda-yuruyen-kadinlara-saldirdi-516380h.htm

 

Devlet elbette. Yoksa devlet yok ki baksın görsün diyorsunuz de mi? Yemeyiz bayım, hangi devlet, ne devleti, devlette nedir, varlığı olsa belli olurdu diyorsunuz de mi? Yemeyiz işte bayım yemeyeceğiz. Bayrak inmez, ezan susmaz, vatan bölünmez.

 

https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/zeytindali-2-6985198/

 

Canım kardeşim sende kafayı doğaya, toprağa, fabrikalara takmışsın ya. Satılıyormuşta, talan ediliyormuşta, çölleştiriliyormuşta. Babanın malı mı ya, sana ne? Bence tüm fabrikalar satılsın, tüm doğa maden yataklarıyla dolsun, tüm topraklara apartmanlar dikilsin, tüm ağaçlar kesilsin, ne vara bunda. Kompradorlarımız gülünce biz de güleriz elbette. Çünkü aç kaldığımız vakit onlar bizi doyuracaktır. Fabrikalar satılır para akar, doğadan madenler fışkırır hazine dolar, topraklar apartman olur insanlar oturur, ağaçlar kesilir önümüzü görürüz.

 

https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/dombra-donbasa-bes-basar-6987855/

 

Çok derin bir çözümleme olmasa da elbette harika bir çözümleme yine de. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Hep deriz görünenin ardında görünmeyen var diye. Aklın ışığı karanlığı aydınlığa çevirir. Aklının ışığını yakan için gece gündüz olur. Elbette kötülükler tasvip edilmez ama çetrefilli ve girift işleri aklın ışığıyla çözümleyip gerçeği ucundan yakalamakta güzeldir. Ama tabi aklını kullanabilecek kabiliyetin olması gerekir bunun için. Ama boş ver be bu tür işleri canım kardeşim, yine de uyumak daha güzel bence. Hem böyle söylüyorum da sahi ne demek istiyorsun sen şimdi, beni de tuzağa düşürüyorsun ama yemeyiz; bayrak inmez, ezan susmaz, vatan bölünmez.

Tarih: 04.03.2022 Okunma: 357

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?