Şeytan
uyutandır, insan olabilenler uyandırır! Şeytan aldatandır, insan olabilenler
aldanmazlar! Şeytan öyle zalim ve kahpedir ki, nasıl uyutacağını, neyle uyutacağını
çok iyi bilir, zira öyle bir ölçüp, biçip, tartmıştır ki bunu, nihayetinde
istediğini almıştır. Karşısında dünden uyumaya ve aldanmaya hazır insan
görünümlü yaratıklar dolaşmaktadırlar ölücanlar misali. Peki, insan olanı,
şeytanla dolu bu dünyada kim, nasıl uyandıracaktır? İnsan denilen de cehaletin
kıskacında can çekişmektedir, cehaletten hoşlanan bir yaratıktır o, cehaletin
perdesini sıyırıp atmayı bir türlü beceremez, tam sıyırıp atacakken yeniden
vazgeçer, çünkü korkar kendisini uyandıracak olan gerçekten cahil insan. İradesi
vardır ortaya koyamaz, aklı vardır ışığından korkar, ihtiyarı vardır kullanmayı
beceremez. Umarsızca davranır, dünya nimetleri içinde yüzmek ona tatlı, hoş
gelir, onu sarhoş eder, bu yüzden de o sarhoşluktan ayılmak istemez bir türlü
hatta herkes kendisi gibi olsun ister. Kimse kusura bakmasın bu dünya soysuz şeytanlarla
lebaleptir. Cehennem sanki boşalmıştır ve tüm şeytanlar buraya kaçmıştır. Her
yerden şeytan fışkırmaktadır. İnsanları aldatmakta yarışmaktadırlar. Şeytan uyanık
insanı sevmez, zira kadim saltanatını uyuyanlar ve aldananlar sayesinde
sürdürmektedir. Görkemli ve mutantan hayatını uyuyanlara ve aldananlara borçludur.
İnsan görünümlü uyurgezer cahil yaratıklardır ki şeytana sonsuz hâkimiyeti
bahşederler ve köleler sürüsü olmayı gönüllü kabullenirler. Bu yüzden insanlar
hep uyusunlar ve her denilene inansınlar ister, onları bir beşiğe yatırır ve
sallar da sallar, onlara tatlı ninniler okur ve onları uyutunca ve inandırınca çıkar
meydana dilediğince atını koşturur şeytan. Bilince erip uyanmış insan, şeytanın
tüm tezgâhlarını fark eder ve onun kendisine ulaşan yollarını kapatır. Şeytanın,
bilince ermiş insanı uyutması ve aldatması kabil değildir. Şeytan, kendisine
bahşedilmiş olan ve üzerine varolmuş olduğu şerefeni taşıyan ve onurunu koruyan
insana hükmedemez, onu süslü yalanlarla aldatamaz. Bu yüzden insanın bilince ermesini
ne şeytan ne de şeytanın çocukları asla istemezler ve bundan hazzetmezler,
böylesi bir eyleme tevessül edeni de susturmak için ellerinden geleni yaparlar.
Şeytan uyutabildiği ve aldatıp inandırabildiği kadar vardır ve galiptir. Bu
yüzden, insanlık toprağında, sürekli bayraklaştırdığı olgularla dolaşır ve o
olgularla yalana aç kulakları, gerçeğe kör gözleri doyurur. Bu yüzden
insançocuklarını uyanacakları alandan uyuyacakları alana sevkeder. Şeytanın
elinde malzeme boldur, hedefine ulaşmak için her türlü malzemeyi istediği gibi
kullanır. Bazen en kötü malzemeyi bile en iyi şey için kullanıyormuş gibi
gösterir kendisini. Dünyanın zevkleri, insanın beşiğidir, o zevklere daldığınız
vakit beşikte sallandığınız gibi sallanırsınız, sarhoş olup kendinizden
geçersiniz, kendinizden geçtiğiniz vakit artık o zevklerin esiri olursunuz,
daha fazla istersiniz, istedikçe alırsınız, aldıkça sarhoş olur ve derin uykulara
dalarsınız, gözleriniz kapanmaz belki ama artık kapanması gereken yeriniz
kapanmıştır; bilinciniz ve şuurunuz. Bilinciniz ve şuurunuz kapandığında, her
yerinizin açık olması bir şeyi değiştirmez. Zaten şeytan da gözlerinizin ve
kulaklarınızın açık olmasını ister, zira görmenizi ve duymanızı ister size
sunduklarını, görmelisiniz ki talip olmalısınız ama neyin ne olduğunun farkında
olmamamlasınız sadece. İşte budur tehlikeli olan onun için. Nasıl derin bir
uykuda olanı uyandırırsanız öfkelenir, kızar, sesini yükseltir. Tıpkı bunun
gibi bilinci ve şuuru kapanmış olan ve derin bir cehaletin dehlizlerinde
yaşayan, karanlığa alışmış birini de bilginin ışığıyla aydınlatmaya tevessül
ettiğinizde aynı tepkiyi verir. Çünkü aydınlanmaktan korkar cahil, sefil ve
soysuz yaratık. Çünkü uyanmak tehlikelidir, durduk yere belanın içine
atılmaktır, bu yüzden huzur içinde mışıl mışıl uyuyan birini uyandırmak, onu,
tabir caizse cehenneme davet etmek gibi bir şeydir, bu yüzden cennetten
kovulmuş gibi hisseder ve size düşman olur. Oysa bilmez ki kovulduğu yer
cehennemdir, gideceği yer cennettir ama o tersinden algılar. Bir yıl uyanık
yaşamak, bin yıl uyuyarak yaşamaktan daha değerlidir, uyanınız ey
insançocukları ve şeytanın tezgâhlarına gelmeyiniz! Cehennemin alevli ateşlerinde
yanmayınız, sönüp sönüp yanan alevlerin içinde böğürüp durmayınız. Ya
uyanacaksınız ya da yanacaksınız, üçüncü bir opsiyon yoktur! Seçiminiz ve
tercihiniz kaderinizdir!
EKSTRA:
Ya taktınız sizlerde bu gibi şeylere. Bi türlü anlamadınız
gittiniz, zekâ sıkıntınız var galiba. Bayrak inmez, vatan bölünmez, ezan susmaz
canım kardeşim, işinize bakın. Bu topraklar sizin mi ki de ahkâm kesiyorsunuz?
Sizler kullandığınız cep telefonundan haber verin önce. Kesin elli binlik
telefon kullanıyorsunuzdur. Hatta üzerinizde montunuz, pantolonunuz, gömleğiniz
bile vardır, bi de tantana yapıyorsunuz.
Devlet elbette. Yoksa devlet yok ki baksın görsün diyorsunuz
de mi? Yemeyiz bayım, hangi devlet, ne devleti, devlette nedir, varlığı olsa
belli olurdu diyorsunuz de mi? Yemeyiz işte bayım yemeyeceğiz. Bayrak inmez,
ezan susmaz, vatan bölünmez.
https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/zeytindali-2-6985198/
Canım kardeşim sende kafayı doğaya, toprağa, fabrikalara
takmışsın ya. Satılıyormuşta, talan ediliyormuşta, çölleştiriliyormuşta.
Babanın malı mı ya, sana ne? Bence tüm fabrikalar satılsın, tüm doğa maden
yataklarıyla dolsun, tüm topraklara apartmanlar dikilsin, tüm ağaçlar kesilsin,
ne vara bunda. Kompradorlarımız gülünce biz de güleriz elbette. Çünkü aç
kaldığımız vakit onlar bizi doyuracaktır. Fabrikalar satılır para akar, doğadan
madenler fışkırır hazine dolar, topraklar apartman olur insanlar oturur,
ağaçlar kesilir önümüzü görürüz.
https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/dombra-donbasa-bes-basar-6987855/
Çok derin bir çözümleme olmasa da elbette harika bir
çözümleme yine de. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Hep deriz görünenin
ardında görünmeyen var diye. Aklın ışığı karanlığı aydınlığa çevirir. Aklının
ışığını yakan için gece gündüz olur. Elbette kötülükler tasvip edilmez ama
çetrefilli ve girift işleri aklın ışığıyla çözümleyip gerçeği ucundan
yakalamakta güzeldir. Ama tabi aklını kullanabilecek kabiliyetin olması gerekir
bunun için. Ama boş ver be bu tür işleri canım kardeşim, yine de uyumak daha
güzel bence. Hem böyle söylüyorum da sahi ne demek istiyorsun sen şimdi, beni
de tuzağa düşürüyorsun ama yemeyiz; bayrak inmez, ezan susmaz, vatan bölünmez.