İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...22...

Özgür DENİZ - 07.03.2022

Dünyada ki en örgütlü, sistemli ve profesyonel yapı; şeytanın yapısıdır. Şeytan bir kere insanın ezeli ve ebedi düşmanıdır. Şeytan her halükarda kapitalist ve faşisttir. Çünkü şeytan hem sömürücüdür hem de kendisini müstağni gördüğü için herkesten üstün görür. Her şeyde kendisini ayrıcalıklı bir konuma koyar. Şeytanın çok zeki olduğu söylenir, oysa onun zekâsı kuru ve basit bir zekâdır, elbette çok iyi çalışır ama iyi yönde değil, bu yüzden ancak küçük işlere çalışır. Derin işlere, faydalı işlere, terakki kaydettirecek işlere çalışmaz. Yapısının sistemli ve profesyonel olması, onun derin düşünmesinin değil, basit zekâsının sonucudur, çünkü derin düşünen insanların küçük işlere aklı pek ermez ama basit zekâlar sinsi tezgâhlarda başarılıdırlar. Ama gerçek insanın düşmanıdır şeytan, çünkü sureti insana benzeyen herkes insan değildir. Siz insan sanırsınız, inanırsınız ama aldanırsınız. İnsanmış gibi hareketler sergiler ama bir bakarsınız ki o hareketler sizlerin sonunuz olmuştur. Çünkü insana tesir eden ne varsa hepsi şeytanın elindedir, insan bu yüzden onun karşısında zayıf, aciz ve çaresiz kalmaktadır. İnsan, dünya sahnesinde, şeytanın kurguladığı tiyatroyu izlemekten başka bir şey yapmamaktadır ve o tiyatronun içinde basit bir figüran olmaktan öteye geçememektedir. Çünkü insan cahildir, ahmaktır, alıktır, sekterdir. Şeytan ve çocukları birleşik güçleriyle, dağıttıkları, parçaladıkları insan ve çocuklarına galip gelmektedir. Bugün şeytan, insana ne yapıyorsa, yine bizatihi insanın elleriyle yapmaktadır. Zira şeytanın kendisi insanın ta kendisidir. İnsanı da şeytanlaştıran şeytan, kenara çekilmiş ve şeytanlaştırdığı insanlara yaptırdıklarını keyifle izlemektedir. Ve bugün insana hizmet ettiklerini söyleyenler haddizatında şeytanın mutlak hadimidirler. Kader olgusunun insanda ki algısını değiştiren de, insana her şeyi kadere bıraktıran da şeytanın bizatihi kendisidir. Bugün dünya üzerinde insanlığı bir yudum suya mahkûm edip, kendisi nehrin başını tutanlar şeytanların ta kendileridirler işte. Her şeyi kadere bırakan insan, her şeyinden vazgeçemeye hazır itaatkâr bir köledir hatta onurunun çiğnemesine bile razı gelecek basit bir kukladır. Bugün insanlar hangi haksızlığın hesabını sorabilmektedirler, hangi haklarını arayabilmektedirler, hangi zorbaya hesap sorabilmektedirler? Misal; bugün insan görünen şeytanlar herkese sefaleti layık görmektedirler, peki kendileri nasıl yaşamaktadırlar? Buradaki tenakuzu onların karşılarına çıkıp söyleyebilir misiniz niçin ve nasıl böyle olabilmektedir diye? Zira her şeyi kadere havale eden, kendisini inkâr edenden başkası olamaz. Kendisini inkâr edenin de varolması muhaldir. Çünkü insan demek hareket demektir, hareket demek sonuç demektir. Ve kader hareket etmeyenden yana değildir, ona asla yardım etmez. İnsan hareket ettiği takdirde kaderine hükmeder, kaderine hükmedenin kaderini de başkası çizemez. Akıl niye vardır ve niçin verilmiştir? Akıl kaderin atıdır, kaderin yönünü tayin edecek olan akıldır ve o akıl sayesinde ortaya konulacak olan eylemlerdir. Akıl, insan kaderini kendisi çizsin ve çizdiği kaderinin sorumluluğunu deruhte etsin diye verilmiştir. Niye aklını kullanmayanların üzerinden pislik eksik olmaz denmiştir? Çünkü insanı insan kılan aklıdır da ondan, aklı olmayanın insanlıkla merbutiyeti yoktur, zira insan mesul olandır ama aklı olmayanın mesuliyeti yoktur. Çünkü herkes kendi ellerinin ortaya koyduğu ürünün karşılığını alacaktır ve ellerin bir şey ortaya koyabilmesi, baştaki aklın doğru işlemesiyle kabil olabilir ancak!

Tarih: 07.03.2022 Okunma: 232

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?