İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...29...

Özgür DENİZ - 14.03.2022

Biz bir şeyi söylerken bir yere kadar söyleyebiliyoruz maalesef. Lanet dünyanın böyle bir açmazı vardır ne hazindir ki, dünya döneli beri böyledir bu. Hiçbir zaman, gerçeği olduğu gibi söyleyemiyorsun. Söylediğin zaman hayatın zindan oluyor. Sanki gerçeğin söylenmemesi üzerine bir dünya kurgulanmış ve sanki yaratılmış tüm şeyler yalanla varlıklarını muhafaza edebilirlermiş gibi bir manzara var. Mesela; politikacılar niçin saf gerçekleri söyleyemezler? Niye böyledir, niçin böyledir, nasıl böyle olmaktadır, bu tenakuzu bir türlü çözemedim gitti, çözmeye çalıştıkça farklı boyutlara götürdü bu iştigal beni. Götürüldüğüm yerin doğru olup olmadığını da bilemedim ama bir gün bileceğim ve haykıracağım mutlaka. Zira karşımızda yekpare insanlığı muhasara altına almış bulunan ve gözetim altında tutan küresel faşist kapitalist emperyalizmin şeytaniyet düzeni vardır ve o düzendir ki, tüm topraklarda mutilerini ve muteber elemanlarını beslemektedir ve de iyi beslemektedir. Onlara her boyutta müzahir olmaktan geri durmamaktadır. Çünkü bitevi besinini almaktadır, tabi babasını besleyen çocukta mütemadiyen büyür ve güçlenir, eşyanın tabiatına mugayir bir durum yoktur burada. Çocuklar babalarını besliyorlar, babaları da onları koruyup kolluyor. Binaenaleyh, kıskaç amansızdır. Böylesi bir zamanda, öylesi bir düzene karşı isyan başlatmak kabil değildir, ilk aşamada çok ciddi bir bilinçlenme süreci, akabinde de sıkı bir toparlanma süreci icap etmektedir. Meyve olgunlaşmadan düşerse yenmez, olgunlaştığında beklemekte meyveyi çürütür, tam zamanında düşürmek icap eder meyveyi ki, tadı, tuzu yerinde olsun ve fayda sağlasın. Savaşmanın da yöntemleri vardır, alık ve bön olursanız daha baştan kaybedersiniz. Öyleyse Donkişot’luk yapmanın âlemi yoktur. Akıl boşuna değildir değil mi? Bu yüzden geri de kalan karanlık yerleri yahut ileride bekleyen karanlık noktaları kendimiz çözmek zorundayız. Bunu başarmak zorundayız ve istersek başarabiliriz. Umursamazsak, lakayt davranırsak, elbette yapacağımız bir şey yoktur ve hayvan gibi yaşamaktan başka da kaçarımız yoktur. Aklımızı kullanarak, analitik ve senkronize düşünme yöntemleri temelinde düşünerek çözümleme yapmamız iktiza etmektedir. Bu yüzden mütemadiyen okumak ve düşünmek zorundayız. Okumadığımız ve düşünmediğimiz tek bir an olmamalıdır. Günde on dakika okumak ve düşünmek bile kifayet eder. Kendimizi başıboş bırakmamalıyız. Olguların ne olduklarını, olayların gelişim süreçlerini çok iyi analiz etmeliyiz. Hangi olgu nasıl olaylaşmaktadır, gerçekte nasıl olaylaşması icap etmektedir, ne tür bir netice vermesi iktiza ederken, nasıl bir netice vermektedir ve tüm bu durumlar nasıl hâsıl olmaktadır çok iyi tetkik, tahkik ve analiz etmeliyiz. Önce kendimizi, sonra karşımızdakileri, sonra da onların arkasındakileri çok iyi tanımalıyız, bu konuda ihmalkârlık yapamayız. Zira bu ihmalkârlığın bedelini canımızla ödemek gibi bir olasılık durmaktadır kaşımızda. Hiçbir şekilde ve hiçbir kimseden imtina etmeden ve dahi korkmadan aklımıza gelen tüm soruları sormalıyız, hem de her konuda, her olguyla ve olayla ilgili olarak, her bir insantekini de içine alan sorular sormalıyız fasılasız olarak. Zira tek bir kişi bile sorgulanamaz değildir, eğer aksi yönde düşünürsek zaten baştan kaybetmişiz demektir. Çünkü her sorulan soru mutlaka bir cevap isteyecektir, biz de o cevabı bulmak için mutlaka düşünmek ve araştırmak zorunda kalacağızdır, bunu yapmakta bizi uyandıracaktır, hiç olmasa uyanışın kapılarını aralayacaktır, işte o vakit kazanan biz olacağızdır. Çendan kendi kendimize sormalı ve beynimizin içinde hesaplaşmalıyız muayyen bir zaman dilimi içinde de olsa, tek bir kimseyi hiçbir tarafa koymadan acımasızca sorgulamalıyız. Yani sorgulamamızın önünde hiçbir handikap oluşmasına fırsat vermemeliyiz. Dini ve milliyeti de bir kenarda bırakmalıyız sorgulama yaparken. Herkesi insan kimliği ile sorgulamalıyız. Yani sorgulama yaparken dinine, milliyetine değil, eylemlerine bakmalıyız ve acımasızca sorgulamalıyız. Dışımızdan sorgulama yapamıyorsak, içimizden mutlaka sorgulama yapmayı başarabilmeliyiz. Hayat bazen dışarıya aktarıma müsaade etmez, istesekte etmez, öyleyse kendi içimizde başarabilmeliyiz bazı şeyleri. Elbette tüm bunlar sonucunda ortaya koymamız gereken hareketimizi de ortaya koymaktan imtina etmemeliyiz, bilakis tüm çabamız berhava olur. Mesela; bir kötülüğü gördüğümüz zaman işte bu kötülüktür diyemeyiz belki dışımıza matuf amma velâkin kendi içimizde onun kötülük olduğunu bilir ve ona kin duyar, isyan ederiz, ta ki bu kini ve isyanı dışa aktarabilme imkânını ele geçirinceye dek ve o imkân da mutlaka birgün elimize geçecektir. Çünkü mevzubahis olan kendi hayatımızdır. Şeytan önce insanın aklını dumura uğratır, çünkü aklını kullanmasını asla istemez, zira akıl devreye girerse kendisinin devreden çıkacağını çok iyi bilir. Bu yüzden mutlaka akıl diyoruz mutlaka. Aklın ve bilmin ışığında ama vicdanımızın kontrolünde yolumuzu bulmalıyız. Çünkü akıl bizim ışığımızdır ve karanlığın perdesini ancak onu kullanarak yırtmamız kabildir. Unutmayalım ki, kurtarıcımız da yine kendimiziz, başkası değil ve olmayacak. Çünkü kurtarıcı bekleyen için her daim hazırda bir kurtarıcı bulundurulur ve beklenti doruğa çıktığı vakit, çıkar gelir apansız ve sizi kurtarır!!! Peygamberin, kızına; kızım Seni Ben de kurtaramam dediği bir âlem de, maalesef kurtarıcılar sizi mutlaka kurtaracaklarını söylerler. Velakin onların asıl kurtarmak istedikleri şey çok ayandır ama biz onun ne olduğunuz bilmeyiz, çünkü bilmek derdinde değilizdir, zira bizim aptalca dertlerimiz vardır. Ne yapıp edip, kendi aklınızı kullanmayı öğrenmelisiniz. Çünkü kendi aklınızı kullanmadıkça, akıllarını kullananlarca aldatılacak, sömürülecek ve ezileceksiniz. İnsan olmayı başarın, gerisi mutlaka spontane gelecektir. İnsan olmak ise kimlikle değil, vicdanla alakalıdır. Kimlik sizi iyi bir insan yapmaz ama sağlam bir vicdandan iyi bir insan doğar! İnsan olun ve aklınızı kullanın, bilime inanın, gerisine karışmayın… Ve tabi okuyun, düşünün, sorun, sorgulayın, hem de amansızca ve hiçbir sınır tanımadan.

 

EKSTRA:

 

https://www.korkusuz.com.tr/goebbels.html

 

Bu adam kadar Ortadoğu Tarihi, Batı Tarihi bilmediğim hatta bu dünyaların insanlarını bilmediğim için yorum yapamıyorum, sadece tecrübeyi çözümlemeye gayret ediyorum. Nihayetinde tecrübe en büyük öğretmendir demiş Peyami Safa.

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ibbyi-suclayan-trt-haber-sunucusu-baltayi-tasa-vurdu-yanit-gelince-paylasimi-silip-hesabini-gizliye-aldi-519915h.htm

 

Yorumsuz.

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/yigit-bulut-ve-melih-gokcek-adresi-sasirdi-imamogluna-catacakken-bakanligi-hedef-aldilar-519926h.htm

 

Yorumsuz.

 

https://www.korkusuz.com.tr/o-kadar-guzel-sozler-ki.html

 

Karışık bir yazı, bir acayip yazı.

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/dunya-gazetesi-yazari-paylasti-sokaklar-cocuk-dogurmaz-sokak-cocugu-yoktur-sokakta-yasamaya-gayret-eden-cocuklar-vardir-519909h.htm

 

Biz görmedik, sizler göreceksiniz mutlaka çocuklar, yalansız dolansız, sömürüsüz, sınıfsız, sınırsız bir dünyayı. Hatta sizler kuracaksınız o dünyayı mutlaka. Yarın sizlerin ellerinizde şekillenecek inanın buna, inanın bana.

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/cumhurbaskani-erdogan-yenilerinin-alinmasina-izin-vermedi-ibb-kendi-metrobuslerini-uretmeye-basladi-519869h.htm

 

Ne var bunda şimdi? Ne yani şimdi bana yolculuk yaptıracam diye gidip pisipisine metrobüs mü alsın yani? Benim param bu ya, boşu boşuna mı harcasın yani?

 

https://www.medyaradar.com/yeni-akit-akaryakit-zamlarini-boyle-guzelledi-buyuk-tepki-gordu-haberi-2078771

 

Ben olsam bu haberi her nefes alışımda hatırlarım. Asla ve kata unutmam. Abi İslamcıların bir bildiği mutlaka vardır derim, Milliyetçiler ülkelerini sever derim. Özledikleri dünyanın ne de güzel olduğunu düşünürüm. Yanlış anlaşılmasın, SAĞLIKLI YAŞAM adına söylüyorum.

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/vicdansiz-gazetecilikte-son-nokta-yuzu-kizarmayan-yandas-medya-sogan-ekmek-yemeye-boyle-kilif-uydurdu-bunu-yazarken-eliniz-ve-kalbiniz-hic-mi-titremedi-496996h.htm

 

Ben olsam bu haberi her nefes alışımda hatırlarım. Abicim ne var bunda? Adamların özledikleri dünyanın neresi kötü? Her şeyi kendimiz yapacaz işte. SAĞLIKLI YAŞAMAK için her şey. Bence İslamcıların, Milliyetçilerin, Yerli ve Milli olanların düşledikleri dünya gerçekten çok güzel.

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/yuzsuzlukte-zirve-akit-ve-yeni-safak-hukumeti-kurtarmak-icin-evde-aycicek-yagi-tarifi-verdiler-517880h.htm

 

Ben olsam bu haberi her nefes alışımda hatırlarım. Abicim ne var bunda? Adamların özledikleri dünyanın neresi kötü? Her şeyi kendimiz yapacaz işte. SAĞLIKLI YAŞAMAK için her şey. Bence İslamcıların, Milliyetçilerin, Yerli ve Milli olanların düşledikleri dünya gerçekten çok güzel.

Tarih: 14.03.2022 Okunma: 281

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?