Ekranlarda gördüğümüz uzmanların, neredeyse, tamamı şu konuda hemfikir: Bu savaş Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) işine geliyor! Rusya yıpranıyor. Savaş ABD’nin istediği gibi gidiyor, yani uzuyor.
O vakit, Rusya’nın hemen savaşı/saldırıyı bırakması gerekmez mi?
Çünkü Amerika’nın işine gelen, onun istediği gibi uzayan bir savaşı sürdürmek, ABD’nin ekmeğine yağ sürmek, onun emellerine hizmet etmek olmuyor mu?
Uzmanlara teşekkür borçluyuz. Çünkü bize bilmediklerimizi öğretiyor, yeni bilgiler veriyorlar. Lâkin çelişkili konuşuyorlar. Kafalar karışık, zahir!
MİSAL, PUTİN TUZAĞA DÜŞTÜ MÜ DÜŞMEDİ Mİ?
Eğer bu savaşı ABD planladı ve istediyse… Savaşı başlatarak, Ukrayna’yı istila etmeye kalkarak Rusya ve Putin’in tuzağa düştüğü açık değil mi?
Hele hele, savaşın uzamasıyla Ukrayna, Rusya için bataklığa dönüşürken ve uzmanlara göre, ABD tam da bunu istiyorsa, Rusya niye devam ediyor?
Uzmanlara göre, 23 senedir ülkesini büyük bir başarıyla yöneten, âdeta liderlik dehası gösteren Putin, asla yanlış karar vermemiştir ve bundan sonra da vermeyecektir. Putin, çok soğukkanlı, çok hesaplı, çok öngörülü, çok çok çok!
Demek ki tuzağa düşen Rusya ama Putin değil! Uzmanlığı kendinden menkul “stratejistler” bu yaman çelişkiyi görmüyor veya görmek istemiyorlar!
Oysa karar tamamen Putin’in “kişisel” kararı!
Saldırı emrini vermek için Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı’nı karşısına aldığı görüntüleri kendileri yayımladı… Orada, her iki generalin de yüzlerinden düşen bin parçaydı. Böyle bir savaşa “muhalif” oldukları gayet açıktı. Anlaşılan, Putin, o gerçek uzmanlara ne danıştı ne de söz hakkı verdi. Ve ABD tuzağına bodoslama daldı!
Putin’in, Ukrayna saldırısına kadar izlediği dış politika, hatta Kırım’ı ilhakı canımızı acıtsa da hayranlık uyandırıcıydı. Fakat Ukrayna saldırısı korkunç bir hata… Tarihî bir hata! Öyle ki 23 yıllık “iyi” yönetimini gölgede bırakacak kadar “kötü” bir karar!
AZOV TABURLARI NEDİR, NASILDIR, YASAL MI YASA DIŞI MI?
En çelişkili haberler bu, “Azov” meselesinde…
Bazen sadece “tabur” tabiri kullanılıyor…
Bazen “Azov alayı”ndan bahsediliyor…
Bazen de Odatv’deki, Serdar Cebe’nin haberinin bir yerinde olduğu gibi, “Azov Tümeni” deniliyor. Taburla tümen arasındaki farktan haberleri yok, anlaşılan!
Peki, ne idiğü belli olmayan bu birlikte kaç kişi var? 500 ila bin arasında rakamlar telaffuz ediliyor ki bu bir tabur demektir.
Kimi uzman, bu “gönüllü” yapının yasadışı “nazi” örgütü olduğunu, kimi de “milliyetçi bir yapılanma” ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı olduğunu söylüyor.
Yazılı kaynaklarda, Azov’un, “Azak Taburu” anlamına geldiği, Ukrayna’nın doğusundaki, ülkeden koparılmak istenen Donbas bölgesini kurtarmaya çalıştığı anlatılıyor. Bugünlerde, Rusya’nın enkaza çevirdiği Mariupol’da işgal güçlerine karşı savaştığı bildiriliyor. Eğer öyleyse, enkaza çevrilen Mariupol’da, Azov’un büyük kayıp vermiş olması lâzım!
Öte yandan, Serdar Cebe’nin haberinde şöyle bir bilgi var: Azov Taburu’nun tahmini 500 personeli var. Ukrayna’da var olan 50 gönüllü taburdan birisi ve en aşırı milliyetçi grup olarak biliniyor!
Düşünün, düzenli ordu dışında, her biri 500 kişiden oluşan 50 “gönüllü” tabur… Bunlar ABD’den silah, eğitim ve bilhassa istihbarat desteği almaktaysa, Rusya’nın düzenli ordusu bunlarla nasıl başa çıkacak?
Savaş uzadıkça, en çok bu “gönüllü” taburlar konuşulacak!
x x x
Her Türlü Haksızlığa, Sömürüye, Saldırganlığa, Zorbalığa Karşıyız
Nereden gelirse gelsin, içte ve dışta kimden kaynaklanırsa kaynaklansın bunların hepsine karşı çıkmak insanlığın gereğidir.
Şimdi, gündemde Ukrayna saldırısı var. Ukrayna’ya karşı bir haksızlık ve zorbalık var. Kimden kaynaklanıyor Rusya’dan… Rusya, zayıf gördüğü bu komşu ülkeye haksız, hukuksuz bir saldırı başlattı… Şehirlerini yakıp/yıkıyor. İnsanlarını öldürüyor. 10 milyonlarca Ukraynalı evlerini, yuvalarını terk etmek zorunda kaldı.
Biz bunları dile getirip, Rusya Saldırıyor, egemen bir ülkeyi istila ediyor, bu haksızlıktır, zorbalıktır. Buna karşıyız ve bütün dünya da karşı olmalıdır dediğimiz vakit, Amerika’nın, emperyalizmin menfaatlerini savunmuş olmakla suçlanıyoruz.
Bu iftiradır! Bu hedef saptırmadır. Rusya’nın zorbalığını, Rusya’nın emperyalist emellerini görmemezlikten gelmedir. Hatta ve hatta Rus zorbalığına, Rus sömürgeciliğine destek olmaktır.
Bizi suçlayanları tatmin edecekse, misal, Rusya’nın, Suriye’nin davetiyle o ülkedeki varlığını doğru bulduğumuzu, bunu defalarca yazdığımızı hatırlatalım. Yine onlara, ABD’nin Suriye’deki varlığına karşı olduğumuzu, orayı kana buladığını, orada PKK/YPG’yi “kara gücü” olarak gördüğü ve ona binlerce TIR silah vermekle terörü desteklediğini defalarca yazdığımızı hatırlatalım.
Bizi suçlayanlara soruyorum: Rusya’yı Suriye’de haklı görürken, Ukrayna’da haksız görmek niçin Amerikan ve Batı emperyalizmini savunmak olsun. Ha, ABD de Ukrayna’da Rusya’ya karşı… Olabilir! Yıllarca Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da hatta Türkiye’deki üsleri sebebiyle karşı çıktığımız ABD, Ukrayna’da Rusya’nın karşısında diye biz HAKKI savunmayalım, zorbanın karşısına geçmeyelim mi?
Bizi suçlayanların anlamadıkları, anlamak istemedikleri, İLKELER!
Başta dile getirdiğimiz ilke… Zorbalık, haksızlık nereden gelirse gelsin karşı olabilmek ilkesi!
Yine anlamak istemedikleri; Rus saldırganlığına karşı olurken ABD saldırganlığına da karşı durmanın mümkün olabildiği… Siz bunu beceremiyorsanız o sizin sorununuz! Biz becerebiliyoruz ve ABD zorbalığına da Rus zorbalığına da aynı anda karşı durabiliyoruz.
Durmaya devam edeceğiz!
Tam bağımsız TÜRKİYE’yi savunmak… Ve o ideale ulaşmak…
Tam bağımsız, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür birey olmak bunu gerektirir.
Biz bu kadar açığız… Suçlamalar, iftira girişimleri vız gelir!
Daima HAKKIN yanında olacağız.