Bu dünyada,
insanım diyen, insan olmak kavgası veren, insan olmak yolunda ilerleyen, tam
insanlık çizgisi üzerinde durmaya çalışan her namuslu, onurlu ve şerefli insanın
tek bir düşmanı vardır ve olmalıdır; faşist kapitalist şeytani düzen ve bu
kahpe düzenin güçlü ama beyinsiz olan pezevenk efendileri. Ve insanım diyen
herkes behemehâl bu düzenin muarızı olmalıdır ve bu düzene karşı sesli ya da
sessiz amansız bir kavga vermelidir, kavga verenlere müzahir olmalıdır. Gerisi
hikâyedir. Şerefsiz evladıyım hikâyedir. Her şeyi eleştiriyoruz, her şeye höykürüyoruz,
peki ne istiyoruz, ne olmasını bekliyoruz, nerede duruyoruz? Burada çıt yok. O
zaman beyhude konuşuyorsun, laf üretiyorsun be ahmak. Önce yürekten bir
devrimci olmayı becer, gerçekten devrim yoluna gir ve gerçekten her şeye devrim
cephesinden bak, ondan sonra gör bak her şey nasıl da yoluna giriyor ve anlam
kazanıyor. Bilakis havanda su döver durursun, çünkü zaten eleştirdiklerini
yapanlar karşı olmadıklarındır. Hem pisliğe kız hem de pisliği üretene gönlünü
ver, mal mısın lan sen? Bunu yapmayan insanlıktan dem vurmamalıdır, ruy-i
zeminde insanım diye arz-ı endam eylememelidir. Bilakis, köpek gibi havlayarak,
çakal gibi kemik peşinde koşarak, yılan gibi sürünerek, tilki gibi çalarak
yaşamak zorundasın. Çünkü bu düzen gayr-i insani bir düzendir, insanın düşmanı
bir düzendir, adaletin ve ahlakın düşmanı bir düzendir, erdemin ve onurun
düşmanı bir düzendir, bilginin ve aydınlığın düşmanı bir düzendir, emeği, teri,
yaşı, kanı emerek, soyarak, sömürerek varolan bir düzendir. Bu düzen, adi,
alçak, soysuz, onun bunun çocuğu olan bir düzendir. Ben böyleyim kardeşim ve söylemelerim
de, eylemlerim de bu minvalde olacaktır ilânihaye. Beni sömüren bu düzendir,
beni aldatan bu düzendir, değerlerimi çiğneyerek beni çiğneyen bu düzendir,
bana ait olanı benden metazori alan bu düzendir, benim yaşama sevincimi çalan
bu düzendir, onurlu yaşamak hakkımı gasp eden bu düzendir, insanlığa ait olan
mülkü mutlak mülk edinip insanlığı yoksulluğa, açlığa, sefalete mahkum eden bu
düzendir, benim mevcudiyetime düşman olan bu düzendir, insanlık yolunda
yürümeme handikap olan bu düzendir. Lanet olsun bu düzene ve yaşasın barışı,
emeği, kardeşliği, eşitliği yücelten insanlığın düzeni. O zaman cerbezeye,
martavallara, masallara karnım toktur. Bana kimliğin, dinin, ideolojin lazım
değildir, bu düzenin dostu musun yoksa düşmanı mısın bu lazımdır. Bana hiçbir
zaman geneli kuşatan olgularla gelip, bu düzene düşman olmamamı söylemesin
kimse. Def olup gitsin bu alçak ve adi yaratıklar, böylesi yaratıkların
tavsiyelerine ihtiyacım yoktur, badema da olmayacaktır. İnsan mısın kardeşim?
Gerçekten insan mısın? O zaman insan ol, kahpe olma, şerefsiz olma, alçak olma.
İnsan kimdir ve nasıl insan olunur, bu sonsuz nettir ve kimse kıvırmaya
yeltenmesin. Kendi adıma başkasını bilmem, başkasından anlamam. Benim tek
düşmanım vardır o da bu kahpe düzendir ve bu kahpe düzenin hadimleridir. Ya bu
düzenin yanında duracak ve benim karşımda olacaksın ya da benim yanımda duracak
ve bu düzenin karşısında yer alacaksın. Üçüncü bir opsiyon yoktur. Bilakis bana
söz etmeye yeltenmeyeceksin. Böyle bir şeye yeltenirsen de karşılığını misliyle
alacaksın, alırsın. Ben bu kahpe düzenin tarif ettiği dini de, milliyetçiliği
de ve sair her türlü ideolojiyi de reddediyorum. Kimse kimseyi kandırmasın,
kimse mugalâta yapmaya yeltenmesin. Maalesef her şahsı, her gurubu, her yapıyı
bu kahpe düzen cendereye almıştır ve hiçbir şahıs, grup, yapı mahkûmu olduğu bu
düzenin dışına çıkamamıştır, çıkamaz, çıkamayacaktır. Ben varım diyen yüreği
yetiyorsa, cesareti varsa, bir gram şeref, onur ve namus sahibi ise o zaman
çıksın meydana ve bu düzenden sadır olan tüm haksızlıklara hayır diyorum desin
de görelim o vakit. Lafla peynir gemisi yürümüyor, hayatın tekeri dönmüyor
kardeşim. İstediği takdirde çıkabilir mi böyleleri? Şüphesiz çıkabilir ama
çıktım demekle çıkılmaz, kimse de böylesi bir yalanı yutmaz. Söylemlerinde ve
eylemlerinde çıktığına dair kuvvetli emareler görmedikçe de inanılmaz, inanmam.
Bu yüzden bu kahpe düzenin etrafımızda ördüğü duvarlar yıkılmadan, toza
döndürülmeden insanlığa kurtuluş yoktur, olmayacaktır. Bugüne kadar olduğu
görülmemiştir, badema da olabilme ihtimalinin olabileceğine dair tek bir emare
görülmeyecektir. Cesaret, daha fazla cesaret, kurtuluş şüphesiz ellerimizdedir,
eylemlerimizdedir. Hiçbir soysuz yalancıya inanmam, inanmıyorum, inanmayacağım,
bana praksisini göstereceksin, nokta.
İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...47...
Özgür DENİZ - 02.04.2022
Tarih: 02.04.2022
Okunma: 284
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.