Halk arasında yaygın olarak kullanılan, bazı
kısa ve özlü sözler vardır. Bu tür sözcük, deyim veya terimler, kullandığımız dilin,
anlam ve ifade zenginliğinin bir işaretidir. Bazen tek bir söz veya birkaç
kelimeden oluşan bu deyim ve terimler çok geniş anlamlar ifade eder. Ayıdan
post, Rustan dost olmaz, deyimi de, beş yüz yıllık Osmanlı-Rus ilişkilerinin kısa
bir özeti gibidir. İçinde savaşlar, yerinden, yurdundan vatanından kaçışlar,
sürgünler, acılar, yokluklar, işkenceler vardır. Milyonlarca Türkün anılarında
kapanmayan bir yaradır. Onun için halk arasında, “ayıdan post, moskoftan dost
olmaz”, denir.
Bugün ülkemizin çeşitli kent ve
bölgelerinde milyonlarca Kafkas göçmeni, Türkistan göçmeni, Rumeli, Balkan
göçmeni yaşamaktadır. Bunların çok önemli bir bölümü Rusların, iki yüzlü çirkin
Avrupalıların, Çinin, Amerika’nın, insanlık dışı baskı, işkence ve yok etme ve
politikalarının kurbanı olmuş, ülkesini, yaşadığı toprakları terk etmek zorunda
kalmış milyonlardır. Amerika’sı, Rusya’sı, Avrupa’sı, Çin’i kapitalisti,
sosyalisti birbirinden farkı olmayan sömürgecilerdir.
Bugünkü Rusya ve Ukrayna toprakları, çok
eski çağlardan beri Türklerin yaşadığı, devletler, imparatorluklar, hanlıklar
kurduğu, egemen olduğu topraklardır. 24 Şubat 2022’de, Rusya o bilindik çirkin
yüzünü bir kere daha göstermiş, Ukrayna’yı işgal etmeye, bağımsız bir devleti
yok etmeye, özgürlüğü ve bağımsızlığı seçmiş bir halkı esir almaya çalışıyor.
İşgal girişimine sahne olan Ukrayna ve Rusya
ile Karadeniz’den komşuyuz. Öbür taraftan her iki ülkede milyonlarca soydaşımız
yaşıyor. İşin ilginç tarafı da her iki ülke ile yüksek ticari ilişkilerimiz söz
konusu. Bu açıdan savaş Türkiye’nin aleyhine işleyen bir süreç.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi üzerine,
başta Avrupa ülkeleri olmak üzere ABD ve İngiltere, Rusya’ya karşı yaptırımlar
uygulamaya, Ukrayna’ya destek olma kararı aldılar. İşgal girişi sonrasında
milyonlarca Ukraynalı Avrupa ülkelerine geçti. Hatta Türkiye’ye bile gelenler
var.
Rusya’nın, Ukrayna’yı işgal etmeye
çalışacağı çeşitli çevrelerde, uzun zamandır yazılıp çiziliyor ve konuşuluyordu.
24 Şubat 2022 gece yarısı, Rus askeri birlikleri dört koldan, belli başlı
Ukrayna kentlerini ele geçirmek için büyük bir operasyon başlatmış. İlk
başlarda Rus birliklerine karşı ne yapacağını şaşıran Ukraynalılar, önce asker
ve polis ile karşılık vermeye çalıştı. Fakat bu yeterli olmayınca halkın sokağa
inmesi ve kendini düşmana karşı savunması istendi. Halkın kadınlı erkekli, genç
yaşlı eline geçirdiği her türlü araçla tanklara, bombalara, uçak ve helikoptere
karşı direnişe geçmesi, kendini savunması, bütün dünyanın ilgisini çeken bir
durum oldu.
Dün de bugün de Haklı bir nedene dayanmayan
her türlü savaş bir cinayettir. Ukraynalı milyonlarca genç yaşlı, kadın erkek
savaşın çirkin yüzünden, vahşetten kaçıp komşu ülkelere sığınmak zorunda kalmıştır.
O ülkeler de bu gelen insanlara kapılarını sonuna kadar açmışlardır. Bu insani
bir durumdur ve doğrudur.
Ukrayna’dan komşu ülkelere geçenlerin
sayısı nerede ise 3-4 milyonu geçtiği söyleniyor. Bu kadar insancıl davranan,
acıma duyguları kabaran Avrupalı; nedense Suriye’den, Libya’dan, Irak’tan,
Afganistan’dan, Afrika’dan iç savaş nedeni ile ülkesini terk edip kaçmak
zorunda kalan milyonlara insana aynı davranışı göstermemiş, sınırlarını
kapatmış, açlığa, susuzluğa ve ölüme terk etmiştir. Bunu da tarihe düşülecek
bir nottur.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin
üzerinden nerede ise altı aydan fazla bir zaman geçti. Göründüğü kadarı ile
Rusya, istediği sonuca ulaşabilmiş değil. Çatışmanın uzaması ve iki ülke
arasında ateşkes görüşmelerinin başlamış olması olumlu bir gelişmedir.
Her türlü savaşta psikolojik üstünlüğe
sahip olmak önemlidir. Bu savaşın psikolojik olarak kazananı Ukrayna, kaybeden
Rusya’dır, Putindir. Ağır silahlara,
tanka ve bombalara ve hava saldırılarına karşı dişiyle tırnağı ile direnen
Ukraynalılar, insanlığın gözünde birer kahramandır.
Öte yandan, dünya silah ticaretini ve savaş
teknolojinsin elinde tutan, paranın ağababaları açısından durum biraz daha
farklıdır. Rusya’nın işgal girişiminde Ukrayna halkı yem olarak kullanılmış, Rusya’nın
iştahı kabartılmış, Putin atılan zokayı yutmuş ve kaybetmiştir. Olan Ukrayna
halkına olmuştur. Oyunun asıl kazananı, kirli paranın sahipleridir. ABD’nin
oyuncağı haline gelmiş Natodur. Bir başka kaybeden ise AB birliği ve patronu Almanya’dır.
İki ülke ile sıkı ticari ilişkileri olan Türkiye de kaybedenlerdendir.
Evet. Türküye bu çirkin çatışmanın
kaybedenlerinden biridir. Ne yazık ki, Rusya’nın bu işgal girişiminin
yansımaları daha şimdiden kendini göstermeye başlamıştır. Rusya ve Ukrayna
Türkiye’nin çok önemli meyve sebze ihraç ettiği, petrol, doğalgaz, hammadde
ithal ettiği ülkelerdir. Bu nedenle son günlerde ülkemizde akaryakıt fiyatları
iyice kontrolden çıkmış, meyve sebze, gıda ürünleri fiyatlarında dengesizlikler
görünmeye başlamıştır.
Böyle olması da doğaldır. Çünkü bu iki ülke
ve Türkiye küresel finans sisteminin bir parçasıdır. Dünyadaki finans sistemin
merkezi Londra’dır. Burada alınan bir kararı görmemezlikten gelemezsiniz.
Nitekim Rusya’nın işgal girişiminin hemen ardından İngiltere ve ABD harekete
geçmiş, yasaklar ve yaptırım kararları alıp uygulamaya geçmişler, onları diğer
ülkeler takip etmiştir. Ekonominiz ne kadar güçlü olursa olsun, küresel sistemin
bir parçası iseniz belirlenen kurallara uygun hareket edeceksiniz.
Tamam bitirelim.
“Ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan
gidersin.”