5,5 SAAT VE 5,5 DAKİKA

İsmail Hakkı CENGİZ - 13.01.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


 

Çok fazla samimi olmadığınız bir kişiyle oturun, 5,5 dakika konuşun bakalım!

Ne konuşacaksınız?

-          Eeee, daha daha nasılsınız?

-          Hamdolsun, sağlığınıza duacıyız.

-          Çoluk-çocuk afiyettedirler inşallah’

-          Sağ olun, ellerinizden öperler…

Saniyeler uzar, yıl olur. Tavana bakarsınız, ayağınızı sallarsınız, nefesiniz daralır. Belki, aklınıza çay söylemek gelir.

-          Çay içer misiniz?

-          Eh, hadi bir çayınızı içelim.

İşte, yine bitti. Sessizlik uzar. Ruhunuz daralır. Yeniden tavana bakarsınız, saate bakarsınız… Aaaa, daha 30 saniye geçmiş. “Bari çaylar gelse de, kaşık şakırtısı odayı doldursa” diye afakanlar basar.

Geçmez 5,5 dakika

*                           *                      *

Hâlbuki söz konusu olan süre 5,5 dakikanın tam altmış katıdır.

Tam 5,5 saat!

Sayın Başbakan, İsrail Başbakanıyla bu kadaaaar uzun sürede ne konuştu, acaba? Bu aşırı uzun süre nasıl geçti, dersiniz?

Konuşulanlar Türkiye’nin menfaatine hususlar olsa çoktan medyaya sızardı.

Hatta konuşulanların yüzde 1’i Türkiye’nin menfaatine olsa, o kadarı bile sızardı ve Tayip Bey’in medyadaki ortak ve hayranları, o kırıntıyı, bire bin katarak, balllandıra balllandıra bizlere iletirlerdi. Demek ki, 5,5 saatlik görüşmede, Türkiye’nin çıkarına olan bir kırıntı bile yok.

Ne konuştular?

Sayın hayranlar; şunu bize, bir izah ediverin!

Ne konuştular 5,5 saat, deyiverin bir!

Bu bizim özel takıntımız, özel merakımız değil!

Bu hadise, tarihî bir hadise… Belki de tarihin dönüm noktalarından biri!

Tarih şöyle yazacak: İsrail Başbakanı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyla 5,5 saat görüşerek ülkesine döndü. İki gün sonra, İsrail uçakları Gazze’deki Müslümanların üzerine ölüm yağdırdı.

*                           *                      *

Başbakanın Vakti Çok

 

Tabii bu kadar uzun süreli görüşme, insanın aklına şu soruyu da getiriyor: Başbakanın vakti çok mu?

Evet, çok olduğu anlaşılıyor.

Tayip Bey, geçen haftalar içinde; 2 defa Anakara’dan, Başbakanlık özel uçağıyla İstanbul’a nikâh şahitliği yapmaya gitti - döndü.

Birincisi, Cengiz Kurtoğlu’nun oğlunun düğünü…

İkincisi de, futbolcu Emre’nin düğünü…

Davet edin!

Eminim, gelir!

Şeref duyar!

Sizin düğünlerinizde de nikâh şahitliği yapar.

Nasıl olsa vakti çok!

*                           *                      *

Üstatlardan

 

Her gelen put kırıyor; kendi putunu dikmek için…

Beşir Ayvazoğlu

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 13.01.2009 Okunma: 712

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

ÖZGÜR DENİZ

15.12.2008 - 19:26

inşaallah yüce ülkemiz adına her şeyin güzeli ve hayırlısı olur.....muhabbetle saygıyla umutla efendim...

İ.Hakkı Cengiz

19.12.2008 - 13:37

Siz, Sayın Başbakanı hiç dinlemiyorsunuz, galiba! "Kriz Yok!" diyor. O bilmeyecek de kim bilecek? Ona inanmayacağız da kime inanacağız? Selâmlar...

ÖZGÜR DENİZ

15.12.2008 - 19:26

inşaallah yüce ülkemiz adına her şeyin güzeli ve hayırlısı olur.....muhabbetle saygıyla umutla efendim...

İ.Hakkı Cengiz

19.12.2008 - 13:37

Siz, Sayın Başbakanı hiç dinlemiyorsunuz, galiba! "Kriz Yok!" diyor. O bilmeyecek de kim bilecek? Ona inanmayacağız da kime inanacağız? Selâmlar...