Uzmanlar, “kıskançlık her insanda bulunan normal bir duygudur ancak bunun dışa vurulması, kıskanan kişiyi aşağılatan bir davranıştır” diyor.
Çok şükür, biz kimseyi kıskanmıyoruz. Onlar, yani Amerikalı ve Avrupalılar bizi kıskanıyor. Niye kıskanıyorlar?
Kısaca anlatacağım:
Şimdi, fiyatlar yükseldi ya sebze-meyve almıyoruz. Alamıyoruz değil, almıyoruz. Neden almıyoruz? Çünkü hormonlu bunlar… Hormonlu değilse de ilaçlı… Kimyasal! İlacın zararından korunmak için almıyoruz. Onlar, sebze-meyveyi alıp yemekten kaçınamadıkları, bir sürü zararına maruz kaldıkları için bizi kıskanıyorlar.
Biz kırmızı eti de alıp yemiyoruz. Çünkü doymuş yağ dolu… Kolesterole sebep oluyor ve bilmem ne kadar zararlı madde içeriyor. Onlar bu zararlı maddeyi de yemekten kaçınamıyorlar. Bizi bir de bunun için kıskanıyorlar.
Şeker konusunda da bizi kıskanıyorlar. Biz, birçok hastalığa yol açtığı, şişmanlattığı, obeziteye sebep olduğu için şekeri ve şekerli ürünleri; tatlıları, pastaları, baklavaları bıraktığımız halde, onlar tepsi tepsi yiyor, litre litre kolaları içiyor, şişiyor, obezleşiyor, bizim sağlıklı, incecik halimizi kıskanıyorlar.
Balıkta plastik var. Ona da para vermiyoruz. Ya ne yapıyoruz? Tasarruf ediyor, yatırım yapıyor, zenginleşiyoruz. Bu kıskanılmaz mı?
Asıl, en fazla kıskandıkları üstünlüğümüz, enflasyon rakamlarımız!
Avrupa’daki ortalama enflasyon %7, Amerika’daki %8… İkisini toplasanız bizimkinin dörtte birine ulaşamıyor. İkisini birbiriyle çarpsanız ki 56 eder, bizim %61’imize yine ulaşamıyor. Bizdeki enflasyonu Avrupa’daki veya Amerika’daki enflasyonun karesi diye tanımlasak yeridir.
Düşünün, böyle bir enflasyona, yıllar, kuşaklar boyu ulaşmalarına imkân var mı?
Buna ulaşamayacaklarını bildiklerinden kıskançlıklarından çatlıyorlar!
x x x
TAVSİYE
Pahalılığı geçin, size iyi bir haberim var. Bir sır! - YouTube