Dosdoğru
olacaksın! İlk evvelde sarih olarak ifade edeyim ki yanlış anlamalar olmasın,
yazdıklarım da ben derken, tüm insanlığı kastediyorum, evet tüm insanlığı
kendimle aynı görüyorum anlamında değil ama aynı kavgayı yani insanlık
kavgasını, insanlık onuruna yaraşır yaşamak kavgasını, yaşamak sevincini
duyumsayabilmek kavgasını verenleri kastediyorum yani büyük insanlık kavgasını.
Onlarda kabul ediyorlarsa elbette, bilakis ben diyerek bitevi kendimi
kastediyor değilim, lütfen bunun da doğru anlaşılmasını istiyorum. Çünkü bitevi
ben, ben diyecek kadar aptal ve ahmak değilim hatta edepsiz değilim. Geçelim!
Kardeşim ben hakkımı arıyorum ve insanca yaşamak istiyorum. Bana böyle
yaşamıyor musun demeyin sakın ve sakının dosdoğru olup sözlerimi eğriltmeden söyleyeceğimden.
Bunun da varoluşsal bir hakkım olduğunu, bu hakkımı da daha doğar doğmaz
kazandığımı farz ediyorum. Doğuştan varolan haklarımın da kimse tarafından gasp
edilmesini istemiyorum, gasp etmeye kimsenin hakkı da, haddi de olmadığını
düşünüyorum. Ben bu yolda hiçbir olguyla durdurulmak, aldatılarak
yönlendirilmek istemiyorum, böylesi yönlendirmelere kapılmadığım içinde farklı
şekilde tavsif edilmek istemem, böylesi bir tavsif edilmeyi de tolere etmem. Ve
bu minvalde ki kavgamı engelleyene de asla ve kata hoşgörüyle bakmam. Ben bu
dünyadan ve bu dünyada egemen olan düzenden memnun değilim. Beni düşürüp
çiğneyen düzenden tiksiniyorum. Bu düzeni insani bulmuyorum ve bu sebeple de
kabul etmiyorum. Tanrı düzeni midir ki, birisi kalkıp kabul etmek zorundasın
diyecek? Kabul etmek zorunda da değilim. Yani faşist kapitalist şeytani düzeni
niçin tolere edeyim, onun bana dikte ettiği hayata niçin boyun eğeyim? Muayyen olgularla
kodlanmış düzenekleri de doğru bulmuyorum. Ben gerçek odaklı hareket ediyorum. Olguları
da öz mahiyetleri minvalinde ele alıyorum ve o minvalde hayatıma etkide
bulunmasını istiyorum yoksa olguları tahrif ve tahrip edilmiş halleriyle yahut
bana tevarüs ettikleri halleriyle asla tolere etmem, etmiyorum, etmeyeceğim. Gerçeğinde
birilerinin inhisarında olduğunu düşünmüyorum. Çünkü gerçek özgürdür ve tekele
alınamaz. Mesela; yolsuzluk yapanları,
kamu malını çalanları, benim hakkımı gasp edenleri, benden alıp faşist
kapitalist şeytani düzenin güçlü ama beyinsiz pezevenk efendilerine verenleri,
bana bir bile vermediği halde kendisi bin alanları asla onaylamam. Bunu
yapanlar kendilerini nasıl tanımlarlarsa tanımlasınlar asla umursamam. Dedim ya
ben gerçek odaklı, insan odaklı bakarım, söylerim, yaşarım, tavır koyarım.
Mesela; ben Türk’üm diye Türk olduğunu söyleyen birisi bunu yaparsa Türk yaptı
diye eyvallah etmem. Ya da Kürt olarakta düşünebilirsiniz. Ya da Müslüman,
Kemalist, Sosyalist bağlamında da düşünebilirsiniz. Çünkü bana kimlik, din,
ideoloji değil ilk evvelde adalet, onur, ahlak lazımdır. Yine özgürce
düşünmemin önünde barikat olanları, kardeşliği bozanları, benim farklı fikirden
olanlarla konuşmamı açıktan ya da zımnen tasvip etmeyenleri doğru bulmam,
tensip etmem. Ben benim gibi olanların kulu, kölesi, köpeği değilim, olmam,
olmayacağım, bunu da defaatle ifade ettiğim vakidir, yine de söylemiş olalım.
Ben karşısında dosdoğru olduğum ve gerçeği apaçık olarak söyleyebildiğim ve
benim bu tavrımı olgunlukla, hoşgörüyle karşılayan insanlara saygı duyarım. Yoksa
kuru kuruya niçin birilerine saygı duyayım, zira saygı hak edilir, metazori
alınacak bir şey değildir. Ben birilerinin zengin olmak istediği, bu yolda
kaynaklara el koyduğu, her türlü gayr-i insani ve gayr-i meşru yollara
başvurduğu, bu sebeple de insanların sefalete mahkûm kılındığı soysuz ve kahpe
bir düzeni niçin tasvip ve tensip edeyim ki? Kim hangi hakla ve hadle ve hangi
argümanlarla benden böylesi bir tavır bekleyebilir? Bilakis beni Tanrı’ya
ihanete sevk etmiş olmaz mı böyle yapan? İhanet eder miyim bir benzerim için,
öyleyse böylesi düşünen benzerim gerçekten ya kendini bir şey sanıyordur ya da
çok aptal ve ahmaktır.
EKSTRA:
Sevgili
gençler! Herhangi bir Ortadoğu ülkesinde yaşamak ister misiniz? Siz bilirsiniz
gençler. Ya bileceksiniz, ya bileceksiniz gençler, bu kadar. Ya istiyorsunuzdur
ya da istemiyorsunuzdur. Elbette tercih sizin, tercihleriniz kaderinizdir!