İnsanlığın
topraklarında yapılan, olan şudur; Renault otomobile Rolls Royce kaportası
giydirmek. Kaporta Rolls Royce bir otomobilindir ama kullandığınız her şey
Renault otomobilinkidir, yani oturduğunuz koltuklar, aldığınız keyif, yoldaki
sürüş hazzınız, her türlü mekanizmalar, konforunuz tamamen Renault
otomobilinkidir. Kişioğluna diyorsunuz ki; kardeşim kullandığın otomobil
Renault farkında değil misin? Olsun diyor benim gözümde o Rolls Royce yani
zaten gönüllü olarak aldanmaya hazır ahmak. Yani bunların yerine istediğiniz
olguyu monte edebilirsiniz. Geçelim! Düşünceler öyle kutsal ve ulvi bir kisveye
büründürülüyor ki, artık o düşünceyle istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.
Çünkü artık yaptıklarınıza değil düşüncenize bakılacaktır. İçerisi değil
dışarısı önemlidir. Bir nevi adınızdır önemli olan, insani duruşunuz, tavrınız,
eylemleriniz değil. Dışarıdan görünüşünüz muhteşem mi, lafınız bol mu,
değerleri satışınız iyi mi, o zaman kimse eylemlerinize, karakterinize, riyakâr
olup olmadığınıza bakmaz. Bugün kaç kişi düşünceye değil de yaşanılanlara
bakıyor? Bilakis herkes düşünceye bakmaktadır, düşüncenin hayata ne kadar
yansıdığına değil ya da nasıl yansıtıldığına değil. Düşünceni söyle kasanı,
keseni doldur. Düşünce güzel ama hayat berbat, fakat hayat kimin umurunda? Oysa
burada hem düşünceye hem de o düşüncenin kendilerine sunulduğu insançocuklarına
ihanet vardır ama zeka gerekir bunu idrak etmeye. Oysa düşünceye değil o
düşüncenin hayata nasıl yansıtıldığına bakılmalı ki, adlanılmamalı, hem
düşünceye hem de kendine ihanetin bedeli ödetilmelidir. Yahut öyle bir
düşünceyle kendinizi perdeleyebilirsiniz ki, arka planda istediğiniz gibi
yaşayabilirsiniz. Öyle değil mi, insanlar münhasıran sahip olduğunuzu söylediğiniz
düşüncelerinize bakmıyorlar mı, o düşünceyi nasıl ve ne kadar hayata
aktardığınızdan daha çok? Böyle olunca da ticaretinizin getirisi hayallerinizin
bile ötesine ulaşıyor. Oysa hayatınıza bakmayı denese, size belki de ağza
alınmayacak ifadelerle sitemlerde bulunacaktır, ulan savunduğu düşünceye bak, yaşadığı
hayata bak pezevengin diyecektir. Bu yüzden de düşünceyi kabul ettirdiniz mi
olay bitmiştir, artık o düşünceyi istediğiniz gibi hayata aktarabilirisiniz, o
düşünceye sığınarak istediğinizi yapabilirsiniz, kimin umurundadır yaşamınız,
düşünceniz on numaradır nasıl olsa. Ve düşünce yeminizi insanlık sofrasına
koymuşsunuzdur, gelen o yeme gelecektir, sofrada nasıl hareket ettiğinize göre
değil. Veyahutta öyle büyük bir düşüncenin içini kendi algılarınıza göre öyle
bir doldurursunuz ki, artık o düşüncenin kalıbını göstererek istediğiniz gibi
satabilirsiniz. Kimse o düşüncenin özünü düşünmez nasıldı diye, kendisine nasıl
getirildiğine bakar ama alımı da özüne göre olur yani mutlak bir geri zekalıca
tavır değil midir bu? Ulan düşünceyi özüne göre değerlendiriyorsun, özüne göre
alıyorsun ama o düşünce tahrif ve tahrip edilmiş olarak önüne geliyor velakin
hiç merak etmeden, sormadan, sorgulamadan kabul ediyorsun. Hülasa; yeter ki düşüncenizin
sunumunu yapmayı çok iyi becerin, gerisi talidir ve işte bugün insanlığın
topraklarında olan biten şey bundan ibarettir. Nasıl olsa insançocukları
düşüncenin ne batınına, ne nasıl bir hayatı gerektirdiğine, ne de mahiyetinin
ne olduğuna bakmıyorlar, hatta ne de tamam böyle bir düşünce var ama getiren
kimdir, nasıl getirmektedir diye sorgulamıyorlar, direkt olarak alıyorlar ve o
düşünce nezdinde sizleri tazim ve tebcil ediyorlar, bu yüzden düşünceler
kalıpsal olarak alındığında daima yanıltıcı olurlar. Zevahir daima yanıltıcı,
aldatıcıdır. Siz size bir düşünceyle gelenin düşüncesine değil o düşünceyi
hayatında ne kadar yaşadığına, taşıdığına bakmalısınız. Hayatıyla düşüncesine
ihanet ediyorsa, sizde ona ihanet etmekte tereddüt etmemelisiniz, hadi ihanet
demeyelim de terk etmek diyelim. Misal; kişioğlu size Anarşizm düşüncesine
sahibim diyerek gelebilir, onu size öyle bir büyülü düşünce olarak tanıtabilir,
onu öyle bir kutsal kılıfa büründürebilir, kutsal olgularla öyle bir büyüleyici
olarak sunabilir, zevahirinde öyle ulvileştirebilir ki bir anda cezbeye
tutulursunuz ve hemen alırsınız, artık size kendini kabul ettirdi ya, olay
tamamdır, o kişioğlu istediği gibi hareket etme özgürlüğüne kavuşmuştur, çünkü
siz bundan böyle onun münhasıran düşünce kalıbına bakacaksınızdır, onu o
düşünceyle özdeşleştirmişinizdir ve düşünce de zaten ulvidir, bundan böyle ona
olan sevginizi, saygınızı, muhabbetinizi zevahire göre belirleyeceksinizdir.
İçeriğe, eylemlere, yaşama asla bakmazsınız artık. Misal verdiğimiz ideolojik
ismin yerine herhangi bir ideolojiyi de koyabilirsiniz. İşte böylesi bir tavır,
düşünceyi size getiren için velinimettir. Çünkü sizi oltaya getirmiştir, avını
almıştır, siz düşünce yücedir, büyüktür deyip durun, böylesi bir aldanışın
ardında kişioğlu sizi öyle bir sömürmektedir ki, zekânız arka planı ihsas
etmeye kifayet etmediği için mal gibi yaşayıp gitmektesinizdir, siz o düşünceyi
getiren için ölmeye meftunsunuzdur ama siz ölürken o yaşamadan daha neler
koparabileceğini ve nasıl daha çok zevk-ü sefa içerisinde yaşayacağını ve
çevresini de aynı şekilde nasıl yaşatacağını düşünmektedir. Siz aptal oldukça
sırtınıza binen, varlığınızla varlıklanan çok uyanık olacaktır. Sonra da mal
değilim diye dolanıp durun ara yerde. Malın önde gidenisinizdir ama cehaletiniz
bunu bile fark etmenize engeldir. Malsın insançocuğu, yemin ediyorum malsın. Saf,
katıksız, katışıksız malsın. Ulan hayat senin hayatın ama hayatını bile nasıl
yaşayacağını bilmiyorsun, varlığını feda etmekten imtina etmiyorsun feda etmeye
değmeyecek olanlar için. At kuyruğunda ki sinek gibisin. Pisliğin içinde
yaşıyorsun ve artık o pislik varlık kaynağın olmuş. Adam ticari getirilerinin
kesileceğinden korkuyor, bunu da söyleyemiyor ama sana bir şeylerin yok
olacağını söyleyerek seni korkutuyor ki, sen tam da onun istediği gibi hareket
et ve onun ticari kayıplar yaşamasını engelle. Sen zannediyorsun ki, o,
insanlık değerlerinin kaybolacağından korkuyor, hayır mal kardeşim benim, o
ticari kayıplar yaşayacağından korkuyor, insanlık değerleri onun umurunda bile
değildir, belki onun için sadece aldatma, sömürme aracıdır ama sana öyle
görünüyor ki, sen onun istediği minvalde hareket edesin ve onun kayıplarını
engelleyesin.
İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...71...
Özgür DENİZ - 03.05.2022
Tarih: 03.05.2022
Okunma: 231
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.