İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...71...

Özgür DENİZ - 03.05.2022

İnsanlığın topraklarında yapılan, olan şudur; Renault otomobile Rolls Royce kaportası giydirmek. Kaporta Rolls Royce bir otomobilindir ama kullandığınız her şey Renault otomobilinkidir, yani oturduğunuz koltuklar, aldığınız keyif, yoldaki sürüş hazzınız, her türlü mekanizmalar, konforunuz tamamen Renault otomobilinkidir. Kişioğluna diyorsunuz ki; kardeşim kullandığın otomobil Renault farkında değil misin? Olsun diyor benim gözümde o Rolls Royce yani zaten gönüllü olarak aldanmaya hazır ahmak. Yani bunların yerine istediğiniz olguyu monte edebilirsiniz. Geçelim! Düşünceler öyle kutsal ve ulvi bir kisveye büründürülüyor ki, artık o düşünceyle istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. Çünkü artık yaptıklarınıza değil düşüncenize bakılacaktır. İçerisi değil dışarısı önemlidir. Bir nevi adınızdır önemli olan, insani duruşunuz, tavrınız, eylemleriniz değil. Dışarıdan görünüşünüz muhteşem mi, lafınız bol mu, değerleri satışınız iyi mi, o zaman kimse eylemlerinize, karakterinize, riyakâr olup olmadığınıza bakmaz. Bugün kaç kişi düşünceye değil de yaşanılanlara bakıyor? Bilakis herkes düşünceye bakmaktadır, düşüncenin hayata ne kadar yansıdığına değil ya da nasıl yansıtıldığına değil. Düşünceni söyle kasanı, keseni doldur. Düşünce güzel ama hayat berbat, fakat hayat kimin umurunda? Oysa burada hem düşünceye hem de o düşüncenin kendilerine sunulduğu insançocuklarına ihanet vardır ama zeka gerekir bunu idrak etmeye. Oysa düşünceye değil o düşüncenin hayata nasıl yansıtıldığına bakılmalı ki, adlanılmamalı, hem düşünceye hem de kendine ihanetin bedeli ödetilmelidir. Yahut öyle bir düşünceyle kendinizi perdeleyebilirsiniz ki, arka planda istediğiniz gibi yaşayabilirsiniz. Öyle değil mi, insanlar münhasıran sahip olduğunuzu söylediğiniz düşüncelerinize bakmıyorlar mı, o düşünceyi nasıl ve ne kadar hayata aktardığınızdan daha çok? Böyle olunca da ticaretinizin getirisi hayallerinizin bile ötesine ulaşıyor. Oysa hayatınıza bakmayı denese, size belki de ağza alınmayacak ifadelerle sitemlerde bulunacaktır, ulan savunduğu düşünceye bak, yaşadığı hayata bak pezevengin diyecektir. Bu yüzden de düşünceyi kabul ettirdiniz mi olay bitmiştir, artık o düşünceyi istediğiniz gibi hayata aktarabilirisiniz, o düşünceye sığınarak istediğinizi yapabilirsiniz, kimin umurundadır yaşamınız, düşünceniz on numaradır nasıl olsa. Ve düşünce yeminizi insanlık sofrasına koymuşsunuzdur, gelen o yeme gelecektir, sofrada nasıl hareket ettiğinize göre değil. Veyahutta öyle büyük bir düşüncenin içini kendi algılarınıza göre öyle bir doldurursunuz ki, artık o düşüncenin kalıbını göstererek istediğiniz gibi satabilirsiniz. Kimse o düşüncenin özünü düşünmez nasıldı diye, kendisine nasıl getirildiğine bakar ama alımı da özüne göre olur yani mutlak bir geri zekalıca tavır değil midir bu? Ulan düşünceyi özüne göre değerlendiriyorsun, özüne göre alıyorsun ama o düşünce tahrif ve tahrip edilmiş olarak önüne geliyor velakin hiç merak etmeden, sormadan, sorgulamadan kabul ediyorsun. Hülasa; yeter ki düşüncenizin sunumunu yapmayı çok iyi becerin, gerisi talidir ve işte bugün insanlığın topraklarında olan biten şey bundan ibarettir. Nasıl olsa insançocukları düşüncenin ne batınına, ne nasıl bir hayatı gerektirdiğine, ne de mahiyetinin ne olduğuna bakmıyorlar, hatta ne de tamam böyle bir düşünce var ama getiren kimdir, nasıl getirmektedir diye sorgulamıyorlar, direkt olarak alıyorlar ve o düşünce nezdinde sizleri tazim ve tebcil ediyorlar, bu yüzden düşünceler kalıpsal olarak alındığında daima yanıltıcı olurlar. Zevahir daima yanıltıcı, aldatıcıdır. Siz size bir düşünceyle gelenin düşüncesine değil o düşünceyi hayatında ne kadar yaşadığına, taşıdığına bakmalısınız. Hayatıyla düşüncesine ihanet ediyorsa, sizde ona ihanet etmekte tereddüt etmemelisiniz, hadi ihanet demeyelim de terk etmek diyelim. Misal; kişioğlu size Anarşizm düşüncesine sahibim diyerek gelebilir, onu size öyle bir büyülü düşünce olarak tanıtabilir, onu öyle bir kutsal kılıfa büründürebilir, kutsal olgularla öyle bir büyüleyici olarak sunabilir, zevahirinde öyle ulvileştirebilir ki bir anda cezbeye tutulursunuz ve hemen alırsınız, artık size kendini kabul ettirdi ya, olay tamamdır, o kişioğlu istediği gibi hareket etme özgürlüğüne kavuşmuştur, çünkü siz bundan böyle onun münhasıran düşünce kalıbına bakacaksınızdır, onu o düşünceyle özdeşleştirmişinizdir ve düşünce de zaten ulvidir, bundan böyle ona olan sevginizi, saygınızı, muhabbetinizi zevahire göre belirleyeceksinizdir. İçeriğe, eylemlere, yaşama asla bakmazsınız artık. Misal verdiğimiz ideolojik ismin yerine herhangi bir ideolojiyi de koyabilirsiniz. İşte böylesi bir tavır, düşünceyi size getiren için velinimettir. Çünkü sizi oltaya getirmiştir, avını almıştır, siz düşünce yücedir, büyüktür deyip durun, böylesi bir aldanışın ardında kişioğlu sizi öyle bir sömürmektedir ki, zekânız arka planı ihsas etmeye kifayet etmediği için mal gibi yaşayıp gitmektesinizdir, siz o düşünceyi getiren için ölmeye meftunsunuzdur ama siz ölürken o yaşamadan daha neler koparabileceğini ve nasıl daha çok zevk-ü sefa içerisinde yaşayacağını ve çevresini de aynı şekilde nasıl yaşatacağını düşünmektedir. Siz aptal oldukça sırtınıza binen, varlığınızla varlıklanan çok uyanık olacaktır. Sonra da mal değilim diye dolanıp durun ara yerde. Malın önde gidenisinizdir ama cehaletiniz bunu bile fark etmenize engeldir. Malsın insançocuğu, yemin ediyorum malsın. Saf, katıksız, katışıksız malsın. Ulan hayat senin hayatın ama hayatını bile nasıl yaşayacağını bilmiyorsun, varlığını feda etmekten imtina etmiyorsun feda etmeye değmeyecek olanlar için. At kuyruğunda ki sinek gibisin. Pisliğin içinde yaşıyorsun ve artık o pislik varlık kaynağın olmuş. Adam ticari getirilerinin kesileceğinden korkuyor, bunu da söyleyemiyor ama sana bir şeylerin yok olacağını söyleyerek seni korkutuyor ki, sen tam da onun istediği gibi hareket et ve onun ticari kayıplar yaşamasını engelle. Sen zannediyorsun ki, o, insanlık değerlerinin kaybolacağından korkuyor, hayır mal kardeşim benim, o ticari kayıplar yaşayacağından korkuyor, insanlık değerleri onun umurunda bile değildir, belki onun için sadece aldatma, sömürme aracıdır ama sana öyle görünüyor ki, sen onun istediği minvalde hareket edesin ve onun kayıplarını engelleyesin.

Tarih: 03.05.2022 Okunma: 231

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?