İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...75...

Özgür DENİZ - 07.05.2022

Bugüne kadar, insanlığın karşısına hep farklı olgularla çıkıldı ve insanlık karşısına çıkılan olgularla kuşatmaya alındı ama kimse adaletle insanlığın karşısına çıkmadı. İnsanlık kulağına fısıldanan olgularla aldatıldı. Bahususta kutsal olgularla aldatıldı. Bu yüzden de adaleti aklına bile getirmedi. Kimi güya devletin bekası adına adaletsizliğe eyvallah çekti, kimisi milliyetini koruma içgüdüsüyle adaletsizliğe eyvallah çekti, kimisi güya sanki sahibiymiş gibi vehimle sahip olduğunu sandığı dini muhafaza etmek duygusuyla adaletsizliğe eyvallah çekti. Oysa adalet olmazsa bunlarında olmayacağını bir türlü akıl edemedi. Zira bunlara değer veren şey adaletti, adaleti çekip aldığınız vakit bunların hepsi anlamsız kalırdı ve baki de olamazdı ama kalır ve olur sanıldı. Adaleti olmayan devletin varlığının ne anlamı olurdu, adaletsiz milliyet insanlığa ne verebilirdi, dinin varlık sebebi ise zaten adaletti. Öyleyse adalet olmadan bunlar ne anlam ifade ederlerdi? Peygamberin göğün ve yerin varlık sebebinin adalet olduğunu söylemesi bile duyulmadı hakikate sağırlaşmış kulaklarda maalesef. Tanrı’nın bile gönderdiği kitabını adalet umdeleriyle yüklemiş olduğu görmezden gelindi kör gözlerce. İnsanlığın dini de, imanı da, milliyeti de, ideolojisi de, insanlığı da adaletti ve adaletle kaimdi ama anlaşılamadı cahil kafalar ve hissiz yürekler tarafından.  Adalet göklere çıkarıldı ki, yerde ondan bahsedilmesindi ve birileri çıkar çarklarını kolayca döndürebilsinlerdi. Bu yüzden de yoksulluk kader oldu, yolsuzluk geçim kaynağı kılındı, yasaklar ise var olmanın koşulu olarak görüldü. Garibe, gurabaya sabır, şükür kaldı, birilerine de dünyanın malı, mülkü. Bunlara hayır diyenler ise bitevi farklı olgularla tavsif edilerek tecziye edilmeye çalışıldılar ve susturuldular. Biz de hiçbir zaman karşımızdakilere adaletlerine ya da adaletsizliklerine göre değer verme yolunu tercih etmedik. Adaletsiz olanları mütemadiyen ödüllendirdik, adaleti isteyenlerin ise yüzlerine bile bakmadık, çünkü adaletsizlik artık karakterimiz olmuştu tarihsel süreç içerisinde. Mülk ortaktı ama mülkü inhisarlarına geçirenleri normal karşıladık bu sebeple ve onlar kafalarımızı nasıl doldurmuşlarsa öylece inandık. Oysa servetin birkaç kişi arasında dönüp duran bir devlete, zorbalık aracına, güç vasıtasına dönmemesi gerektiği söylenmişti ama dinleyen kimdi, adaletin bu olduğunu idrak edebilecek kimdi? Adaleti göklere uçurduk ki, yeryüzünde adaletten söz edilmesindi ve öyle de yaptık. Kendi özelinden herkesin kendisinin sorumlu olduğunu ama adaletsizlikten ise tüm insanlığın birlikte sorumlu olduğunu bir türlü fehmedemedik. Böylece, adaletsizlik her birimizi çarpa çarpa, yıka yıka, yok ede yok ede tüm insanlık toprağını kuşattı, ruhları öldürdü, beyinleri çürüttü ve her şeyi zaman içinde kokuttu. Bu yüzden bugün dünya adaletsizliğin hükümferma olduğu bir yerdir ve bizlere de cehennemi bir hayatı yaşatmaktadır. Ruy-i zeminin her köşesinde insançocukları adaletsizliğin cenderesinde iflah etmeyen acıları yaşamaktadırlar, ruy-i zeminin her köşesini sarmış, insanlığa tasallut etmiş zalimlerin egemenlikleri altında acılardan acılara sürgün bir hayatı yaşamaktadırlar. Kimileri ortak olan sudan mahrumdur, kimileri ortak olan topraktan mahrumdur, kimileri kuru ekmekle hayatlarını idame ettirme derdindedir, kimlileri zalimlerin en ağır şatlarda çalıştırdıkları köleler topluluğudur. İnsanlığın topraklarına adalet yağmur gibi yağmadıkça ruy-i zeminin tek bir köşesine bile huzurun, mutluluğun gelmesi, cehennemi hayatların cennet vari hayatlara tedvir olması kabil-i mümkün değildir. Adalet, insanlığın dinidir!  Adalet, insanlığın ekmeğidir! Dinlere, milliyetlere değil, adaletli eylemlere, tavırlara bakınız ve ona göre karar veririniz.

Tarih: 07.05.2022 Okunma: 320

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?