Kendinizden
başka hiçbir kimseye mutlak bir inanç ve güvenç içinde olamazsınız. Olursanız sonunda
mutlaka kaybedersiniz. Bunu niçin anlayamıyorsunuz? Elbette bunu faşist
kapitalist şeytani küresel sistemin güçlü ama beyinsiz pezevenklerine matuf
olarak söylüyorum, bilakis biz bize elbette inanmalı ve güvenmeliyiz. Ben
şahsım adına açık ve net olarak söylüyorum; güvenmediğim insana insan demem ve
onun bir inancı olduğuna da inanmam. İnsan olana güvenilir çünkü kardeşim.
İnsandan insana zarar sadır olmaz, insan insana ihanet etmez, insan insana
iftira atmaz, insan insandan mutlak olarak nefret etmez, insan insanın canına
kıymaz, insan insanı jurnallemez, insan insanın hakkını çalmaz, gasp etmez,
yemez ve bunları başkasına da yaptırmaz. İnsan insanın hayatını çalmaz, insan
insana hayatı cehennem etmez, insan insanın yaşamak sevincini kursağında
bırakmaz. İnsan insanı ancak savunur, düştüyse kaldırır, ona gelen zararın
önünde barikat olur. Ben böyle düşünüyorum, yanlış düşünüyor olabilirim ama
böyle düşünüyorum. Bu yüzden de insanın karşısında duranlara inanmıyorum ve
onların kalplerinde besledikleri bir inançları olduğunu da düşünmüyorum. Zaten
böyle düşündüğüm için de bana yekpare insanlığı ihata eden olgularla
gelindiğinde öyle hemen inanmıyorum, kanmıyorum, aldanmıyorum. O olguların hayata nasıl yansıdığına, hayatta
nerede ve nasıl yer aldığına, eylemlere nasıl yansıtıldığına bakıyorum. O
olguların kişiliğe, karaktere nasıl ve ne kadar etkide bulunduğuna bakıyorum.
Öyle önüme getirilip konulan her olguya inanıp kansaydım ve münhasıran olgulara
bakarak hareket etseydim sefil bir maldan ne farkım olurdu? Eee neydir o Türk’tür
peygamber gibidir, o Müslüman’dır peygamber gibidir demem mi lazım ve mutlak
olarak inanmam mı lazım? Zaten olgular gözümüze sokularak aldatılmıyor muyuz?
Olgularla manipüle ediliyoruz, olgularla afyonlanıyoruz, olgularla aldatılıyoruz,
olgularla hak ettiğimiz yerden hak etmediğimiz yere düşürülüyoruz, olgularla
yaşatılmıyoruz ama ölüme gönderiliyoruz. Peki, böylesi bir durum muvacehesinde
niçin olgulara direkt olarak inanayım, o olguların hangi boyutta, nasıl ve
niçin olaylaştığını sarf-ı nazar eyleyeyim? Siz siz olun olgulara kanıpta o
olguları getirenlere hemen inanıvermeyin, o olguların o olguları size
getirenlerin hayatlarına nasıl yansıdığına ve onların yaşamlarında hangi
düzeyde olaylaştırıldığına bakın. Çünkü onların samimiyetlerinin ölçüsü,
ellerinde bir bayrak gibi taşıdıkları olguların, hayatlarında nasıl ve hangi
boyutta olaylaştığıdır, onların eylemlerinde ne kadar etkin olduğuna bakın.
Burada ciddi boyutta bir tenakuz görüyorsanız hatta en ufak bir tenakuz dahi
görseniz, onları hemen kovun ya da onlardan hemen uzaklaşın. Bilakis, onursuz
bir yaşama ilk adımı atarsınız da farkında olmazsınız. Hayatın tam da burası
sonsuz önemlidir ve hayatınızın tümüne etkide bulunur. Olabildiğince teennili
olunmalıdır. En ufak bir ihmalin bedeli ağır olur, ki zaten şu anda yaşadığımız
hayat, buradaki cehaletin ve ihmalin neticesi değil midir?
İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...83...
Özgür DENİZ - 16.05.2022
Tarih: 16.05.2022
Okunma: 212
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.