İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...83...

Özgür DENİZ - 16.05.2022

Kendinizden başka hiçbir kimseye mutlak bir inanç ve güvenç içinde olamazsınız. Olursanız sonunda mutlaka kaybedersiniz. Bunu niçin anlayamıyorsunuz? Elbette bunu faşist kapitalist şeytani küresel sistemin güçlü ama beyinsiz pezevenklerine matuf olarak söylüyorum, bilakis biz bize elbette inanmalı ve güvenmeliyiz. Ben şahsım adına açık ve net olarak söylüyorum; güvenmediğim insana insan demem ve onun bir inancı olduğuna da inanmam. İnsan olana güvenilir çünkü kardeşim. İnsandan insana zarar sadır olmaz, insan insana ihanet etmez, insan insana iftira atmaz, insan insandan mutlak olarak nefret etmez, insan insanın canına kıymaz, insan insanı jurnallemez, insan insanın hakkını çalmaz, gasp etmez, yemez ve bunları başkasına da yaptırmaz. İnsan insanın hayatını çalmaz, insan insana hayatı cehennem etmez, insan insanın yaşamak sevincini kursağında bırakmaz. İnsan insanı ancak savunur, düştüyse kaldırır, ona gelen zararın önünde barikat olur. Ben böyle düşünüyorum, yanlış düşünüyor olabilirim ama böyle düşünüyorum. Bu yüzden de insanın karşısında duranlara inanmıyorum ve onların kalplerinde besledikleri bir inançları olduğunu da düşünmüyorum. Zaten böyle düşündüğüm için de bana yekpare insanlığı ihata eden olgularla gelindiğinde öyle hemen inanmıyorum, kanmıyorum, aldanmıyorum.  O olguların hayata nasıl yansıdığına, hayatta nerede ve nasıl yer aldığına, eylemlere nasıl yansıtıldığına bakıyorum. O olguların kişiliğe, karaktere nasıl ve ne kadar etkide bulunduğuna bakıyorum. Öyle önüme getirilip konulan her olguya inanıp kansaydım ve münhasıran olgulara bakarak hareket etseydim sefil bir maldan ne farkım olurdu? Eee neydir o Türk’tür peygamber gibidir, o Müslüman’dır peygamber gibidir demem mi lazım ve mutlak olarak inanmam mı lazım? Zaten olgular gözümüze sokularak aldatılmıyor muyuz? Olgularla manipüle ediliyoruz, olgularla afyonlanıyoruz, olgularla aldatılıyoruz, olgularla hak ettiğimiz yerden hak etmediğimiz yere düşürülüyoruz, olgularla yaşatılmıyoruz ama ölüme gönderiliyoruz. Peki, böylesi bir durum muvacehesinde niçin olgulara direkt olarak inanayım, o olguların hangi boyutta, nasıl ve niçin olaylaştığını sarf-ı nazar eyleyeyim? Siz siz olun olgulara kanıpta o olguları getirenlere hemen inanıvermeyin, o olguların o olguları size getirenlerin hayatlarına nasıl yansıdığına ve onların yaşamlarında hangi düzeyde olaylaştırıldığına bakın. Çünkü onların samimiyetlerinin ölçüsü, ellerinde bir bayrak gibi taşıdıkları olguların, hayatlarında nasıl ve hangi boyutta olaylaştığıdır, onların eylemlerinde ne kadar etkin olduğuna bakın. Burada ciddi boyutta bir tenakuz görüyorsanız hatta en ufak bir tenakuz dahi görseniz, onları hemen kovun ya da onlardan hemen uzaklaşın. Bilakis, onursuz bir yaşama ilk adımı atarsınız da farkında olmazsınız. Hayatın tam da burası sonsuz önemlidir ve hayatınızın tümüne etkide bulunur. Olabildiğince teennili olunmalıdır. En ufak bir ihmalin bedeli ağır olur, ki zaten şu anda yaşadığımız hayat, buradaki cehaletin ve ihmalin neticesi değil midir?  

Tarih: 16.05.2022 Okunma: 212

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?