Gerçeklerden
korkuyoruz kardeşim. Bu yüzden karanlığa gömülen bilgiyle buluşmak istemiyoruz.
Gerçekle karşı karşıya gelmeyelim diye köşe bucak kaçıyoruz. Gerçekler bizi
bulmasın, biz zaten onu aramıyoruz, o da bize yanaşmasın, bulaşmasın istiyoruz.
Bunu fırsat bilen faşist kapitalist şeytani düzenin güçlü ama beyinsiz pezevenk
efendileri de bizlerin gerçeklerle aramıza öyle barikatlar koyuyorlar ki
istediğimiz şey şak diye oluveriyor, onlar da zaten bizim istediğimizi
yaptıkları için farkında olarak ya da olmadan onlara teşekkür ediyoruz hal-i
pür melalimizle. Ama ne gariptir ki, biz ne kadar köşe bucak kaçsakta,
karanlığa bile saklansakta, gerçek gelip bizi buluyor, kendisini kulağımıza en
karanlıkta bile fısıldıyor ve bizi zekâmız mesabesinde rahatsız ediyor. Ama
kulağımız duysa da, gözlerimiz görse de, aklımız algılasa da yine de onu
kalbimize indirmemekte direniyoruz. Zira kalbimize indiği vakit gece gündüz
bizi asla rahat bırakmayacağını, an be an rahatsız edeceğini hatta bizi eyleme
sevk edeceğini ve başımızı belaya sokacağını düşünüyoruz. Gerçeklerle yaşamak
zor geliyor çünkü sahtekâr dünyada, sahtekâr insanlığın içinde. Öyle bir konfor
içinde yaşıyoruz ki, gerçek gelsin konforumuzu bozsun istemiyoruz. Öyle ya
bunca servet biriktirmişken, bunca koltukları doldurmuşken, yediğimiz önümüzde
yemediğimiz ardımız da iken niye rahatımızı bozalım değil mi şimdi durduk yere?
Niye insanlık dünyasında insanca tek bir eylem göremiyorsunuz, münhasıran
nutuk, palavra, yalan görüyorsunuz? Alıştığımız konfor bozulmasın istediğimiz
için. İnsanlığın ablak suratına bir iki tebessüm ediyoruz, o da hemencecik
inanıveriyor, artık ondan sonra yine bildiğimiz yolda gidiyoruz. Zaten
insanlıkta yapılan edilen hiçbir şeyi sorgulamıyor, oh ne ala memleket değil
mi? Birileri niye öyle yaşıyorlar, ezilen insanlık niye böyle yaşıyor düşünüyor
musunuz hiç? İşte bu yüzden öylesi bir yaşamın cenderesinde can çekişiyorsun
zavallı ve cahil insanlık. Çünkü hiçbir kimse ezilenler için yani senin için
kılını dahi kıpırdatmıyor, kıpırdatacağını söylüyor, kıpırdatıyormuş gibi
izlenim yaratıyor ama asla yapmıyor, yine bildiğini okuyor, acı olan da bizim
hiçbir şeyin farkında olmamamız ve bize ne söylenirse inanmamızdır. Malız
çünkü!
EKSTRA:
Ya bi git abi ya. Hayali mi konuşuyorsun? Türkiye’den mi
bahsediyorsun? Sallıyor musun napıyorsun? Bu ülkede böyle bir şey mi olur abi
ya valla komiksin. Bari atacaksan da ufak atta yutabilen de olsun yani. Duymadım,
görmedim, bilmiyorum ama mümkün olabileceğine zerre ihtimal vermiyorum. Hadi bakalım
illaki ilgili bir haber duyarım.
Kaç gram zekâ ile söylüyorsun bunları? Ya da zekâdan nasibin
var mı? Onu bilelim, ondan sonra sözümüzü söyleriz. O Z kuşağı denilen kuşaktan
olduğunu kabul eden tek bir gencin zekâsı ile karşı karşıya gelebilecek yüreğin
ve cesaretin var mı? Gerçekten gelebilir misin ve ilkeler çerçevesinde
tartışabilir misin? Hatta söylesen keşke, bu ülkeye ve millete hangi faydayı
sundun? Zerre kadar kattığın katma değer nedir bu ülkeye? Valla söylemek
zorunda kalıyorum, bilakis seni muhatap almak benim için zül ötesi bir şeydir.
Ya insanları niye ifşa ediyorsunuz, niye milletin özel
hayatına giriyorsunuz, hedef yapıyorsunuz? Yaptığınız suç biliyor musunuz? Ne
yani altında ki milyonlarca liralık arabanın reklamını mı yapıyorsunuz? Güya
çaktırmadan, paralar nereye mi gidiyor diyorsunuz? Anlamadığımızı mı
sanıyorsunuz gizli niyetinizi?
Sana ne abi ya, size ne, amma da taktınız bu işe ya. Buradaki
çocukların kendi ülkesi burası, hiç olmadı bankta yatarlar ama orası gâvur
ülkesi, orda buradaki gibi yapamazsın ki? Hem burada yurt ihtiyacı mı var ki?
Varsa mutlaka biliriz, görürüz zaten. Zaten siz hep olan şeyi yokmuş gibi
söylersiniz de mi?
İşte meydan hodri meydan diyorsunuz yani. Lafla olmaz eylem
gerekli diyorsunuz yani. Buyurun yapalım. Korkacak bir şey yok. Ülkemizden hep
beraber def edelim bu melunu diyorsunuz yani. Evet, bence tek vücut olunursa bu
NATO denilen melundan koparız, ülkeden de atarız diyorsunuz yani.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/arinctan-bahceliyi-cok-kizdiracak-aciklama-546133h.htm
Sizi kim ciddiye alıyor? Gerçekten etkili olduğunuzu mu
sanıyorsunuz? Allah bir diyorsanız tamamdır evet biz de diyoruz. Bizler kimleri
ciddiye alacağımızı çok iyi biliriz. Aklı olanları, zekâsını kullananları,
vicdanı olanları, hakikati doğuşundan batışına dek şiar edinenleri dikkate
alırız. İlkeli olanları, değeri olanları, insanlık çizgisi üzerinde duranları,
boş konuşmayanları, lafla değil eylemle var olanları dikkate alırız.
Yaşasın özgür dünya diyorsunuz yani öyle mi? Şimdi özgürlük
yok mu bu ülkede yani? Ne demek istiyorsunuz siz? Bir daha bu ülkede özgürce
yaşamak, konser vermek, türkü dinlemek ve söylemek hayaldir mi demek
istiyorsunuz? Bir daha bu ülkede gönlünüzce yaşamak mümkün değildir mi demek
istiyorsunuz? Yani kültürel faaliyetler artık bitmiştir mi demek istiyorsunuz?
Bitsin, sizde dağlara taşlara vurun, gidin piknik yapın deniz kenarında. Biraz
da dini yaşayın be ölür müsünüz? Şimdi de bu din mi diyeceksiniz de mi? Din
karanlık mı diyeceksiniz de mi? Din ahlak bekçiliği yapmak mı diyeceksiniz de
mi? Derseniz deyin bana ne?
https://www.medyatilkisi.com/melek-mossonun-yerini-seda-sayan-aldi
Ahlaksız Melek Mosso yerine ahlaklı Seda Sayan sahne alacak.
Haber bu. Net bir bilgim yok. Ama göreceğiz.
Gerçekten böyle bir şey olursa tarihte ilk olur. Şahsen helal olsun der
alkışlarım. Ama şunu söyleyim, bir Melek Mosso’yu bir milyon Seda Sayan’a
tercih ederim. Kadında ses var, duygu var kardeşim bir defa. Ahlak mevzuu ise
derin mevzu. Ahlak nedir, ahlaklı kimdir, ahlaksız kimdir bir gün elbet
konuşuruz.
https://www.korkusuz.com.tr/bakan-nebati-gun-sayiyor-olabilir.html Abi böyle yazılar yazmayın ya. Nasıl bir yazı bu?