İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...94...

Özgür DENİZ - 29.05.2022

Gerçeklerden korkmamalıyız. Her türlü bela, felaket, pislik, rezillik, gerçeğin yok olmasının sonuçlarıdır. Gerçek ölürse, diri hiçbir şey kalmaz. Çünkü gerçek ölürse yalan egemen olur ve yalan da diri olan her şeyi yok eder ve maalesef dünya ölçeğinde de bu oluyor, yalan her yerde egemen olmuş ve gerçeği öldürüyor. İnsanlığın başına ne gelirse, gerçekten korktuğu, kaçtığı, uzaklaştığı, gerçeği görmezlikten geldiği için gelir. Ayaklarının önünde bir pislik var, görüyorsun ama üzerine basıyorsun, elbette ki sen de pisliğe bulaşacaksın. Çünkü böyle yapan, yalanların kucağına düşer, yalanlar da yılan gibi sarar ve boğar insanı. İnadına gerçeğe yaklaşmalıyız, gerçeğin ortaya çıkmasını istemeliyiz, gerçeği sevmeliyiz. Bu yüzden sormalıyız, sormalıyız, sormalıyız, fasılasız sormalıyız, gerekiyorsa hiçbir cevapla tatmin olmamalıyız, aldığımız cevapla ilgili olarakta sormalıyız, bıkmadan, usanmadan sormalıyız, emin olun gerçek tam karşınızda dimdik dikiliyor olacaktır siz inat ettikçe sormaya. Sormak, var olmak demektir, diri olmak demektir, hayatta kalmak demektir, soru biterse insan ölür, ölülerin sorusu olmaz çünkü. Size birisi bir bilgi mi getirdi, bilgi getireni sevmiyorsunuz ama hakkında bilgi geleni seviyorsunuz diyelim, yine de bilgi getirene inanın ve hakkında bilgi gelenden şüphe edin ve sorun durmadan, ta ki gerçek tezahür edip karanlık aydınlanıncaya dek. Göreceksiniz mutlu olan siz olacaksınız, yüzü gülen siz olacaksınız. Yeter ki gerçeği aramaya cesaret edin, üstüne üstüne gidin gerçeğin, o naz yapabilir ama mutlaka size yoldaşlık etmek istiyordur, sizi deniyordur, gerçekten kendisini isteyip istemediğinizi yani samimiyetinizi görmek için. Kapıyı çalmaktan vazgeçmezsen mutlaka açıldığını göreceksin der İncil de ve kesinlikle doğrudur bu. İnsan olan niye gerçekten korkar ki? Gerçekler yaşatır, yalanlar öldürür. Hayat niye berbat? Çünkü gerçekler yer altına gömülmüş, yerüstünde kol geziyor yalanlar. Ve tüm ölümlerin müsebbibidir yalanlar. Gerçeklerden korkulmaz zira. Gerçek sevilir ancak. Gerçek; karanlığın panzehiridir, gerçek; karanlıkta gizlenen yalanları açığa çıkaracak güneştir. Hem ısıtır hem de aydınlatır gerçek. Ama biz gerçeklerden korkuyoruz. Oysa insanın istediği her şeyi, insana sadece gerçek verecektir. Yalan ise elinde varolan her şeyi almıştır, alacaktır. Gerçek, insanlara, adaleti, özgürlüğü ve yaşamı bahşedecektir. İnsanlar, inadına, gerçeğin üstüne üstüne gitmelidirler. Siz hiç yalan üzerinde yaşayanların katledildiklerine ve baskılara maruz kaldıklarına şahit oldunuz mu? Olamazsınız. Ama gerçek üzerinde yaşayanların, daima baskıya maruz kaldıklarına ve katledildiklerine şahit olmaktayızdır. Çünkü gerçekler cesur insanlarla beraberdir ama korkak insanlardan kaçar velakin yaşayan insanlar da korkaklar olurlar genellikle ama onursuz yaşarlar korkaklarda. Gerçeğe sevdalı olanlar belki ölürler ama onurlu olarak dimdik ayakta ölürler, insan gibi ölürler. Şeytan, insanlık tarihi boyunca gerçekle savaşmıştır. Hakikate başkaldırmıştır. Yalanı şiar edinmiştir. Riyakârlığı şiar edinmiştir. Gerçeğe muhalefeti görev edinmiştir. Aynı şeyi şeytanın adamlarında da görürsünüz. Yeter ki görmek için bakmayı başarınız. Görmek için bakmazsanız, sadece yanılgıların kurbanı olursunuz ve aldanırsınız. Zira bakmakla görmek apayrı şeylerdir. Her bakan göremez ama her gören mutlaka bakması gerektiği gibi bakmıştır. Faşist kapitalist şeytani düzenin güçlü ama beyinsiz pezevenk efendileri gerçeğin yegane düşmanlarıdırlar, bu yüzden gerçeğin peşine düşenlerin de düşmanlarıdırlar. Çünkü onlar karanlıkta yaşadıkları için ve gerçekle birlikte aydınlık geleceği için, güçleri yettiğince karanlığın uzun olmasını isterler ve karanlığı kısaltmak için savaşanların ömürlerini kısıtlamaya çalışırlar. Çünkü gerçek, faşist kapitalist şeytani düzenin güçlü ama beyinsiz pezevenk efendileri ile kendi üzerlerinden rant devşirdikleri toplumun arasını açan bir şeydir. Aynı zamanda burjuvazi aydınlar da, politikacılarda, alimimsilerde, akademik zombiler de gerçekten hoşlanmaz. Çünkü bu zümreler için, gerçeklerin ifşası, tarihsel süreç içerisinde kazandıkları mevzilerin kaybedilmesi demektir. Bu zümreler ise, sürekli, saltanatlarını tahkim etmek için savaşırlar. Sizler gerçeğin safında yerinizi alınız, zira zaferiniz ve insanlık onuruna yakışır şekilde yaşamanız buna merbuttur!

 

EKSTRA:

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/memlekette-ev-birakmadiniz-usta-oyuncu-kemal-sunalin-36-yil-onceki-o-sahnesi-artik-gercek-oldu-546769h.htm


https://www.yenicaggazetesi.com.tr/kemal-sunalin-gecim-sahnesi-yeniden-viral-oldu-546167h.htm


EKSTRA:


https://www.yenicaggazetesi.com.tr/yilmaz-ozdil-kendisine-tazminat-davasi-acan-mehmet-cengize-boyle-seslendi-benden-once-olursen-mezarinin-basinda-olacagim-546848h.htm

 

Sevelim sevmeyelim, katılalım katılmayalım, inanalım inanmayalım, gerçekten onurlu ve namuslu bir duruş. Yaşarken burası, ölünce orası böylesi hayat yaşayanlar için vardır.


https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/yurtsever-7161996/

 

Abi yapma böyle ya, nasıl bir yazı şimdi bu, ne demek istiyorsun?


Tarih: 29.05.2022 Okunma: 248

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?