Faşist kapitalist şeytani düzenin güçlü ama beyinsiz, dar kafalı, alık, bön, pezevenk efendileri yani sistemin sahipleri hatta sistem dediğimiz şeyin görünen yüzleri ve hatta sistemin ta kendisi, sahip oldu-ğu-kları güçle, insanlığa ait tüm kaynakları inhisarlarına geçirirler, bu kaynaklar üzerinde gizli bir egemenlik kurarlar, zevahirde devletin silahlı güçlerinin karşılarında eğiliyormuş gibi yaparlar, toplumun manevi dinamiği olan dini de kendilerine payanda kılarlar, böylece de sarsılmaz bir egemenliğin yolunu açarlar, haddizatında görünen devletin ardında duran gizli bir devlet olmanın yolunu açarlar. İşte bugün yeryüzünde devletçilik oynayan bir zümredir bu zümreler. Yahut mezkûr sistem devletin ta kendisi olmuştur. Milletlerin bir devletleri vardır zevahirde evet ama arka planda devlet biziz diyen bir konsorsiyum vardır ve insanlığın her şeyine hükmeden ve kaderini tayin eden de o konsorsiyumdur işte. Sistem dediğimiz de bunlardır filhakika. Kirli ve kanlı yollarla teraküm ettikleri servetlerini de gördüğümüz ve bildiğimiz devlete yine servet mukabilinde satarlar, sonra da verdiklerinin milyon katıyla, faiziyle geri alırlar, böylece hem devleti borçlandırmış, çökertmiş olurlar hem de o devletin insanlarını köleleştirmiş olurlar. Tabi bunu da spontane yapmazlar maalesef. Gerek devletin yol vermesiyle, gerek politik şeytanların müzaheretleriyle, gerekse insanların hiçbir şeyi anlamamasıyla yaparlar. Devlet devletliğini yapsa, politik şeytanlar insan olsalar, insanlar da bilinçli ve şuurlu varlıklar olsalar böylesi bir netice zuhur eder miydi? Faşist Kapitalizm dediğimiz şeyde tam da budur işte. Ve bizlerin maalesef alıştığımız, kölesi olduğumuz düzen bu düzendir. Bu yüzden de hastayız, kirliyiz işte. Mutlaka arınmamız iktiza etmektedir, hem de isticalen, bilakis insansız bir dünyanın robotları olmaktan başka opsiyonumuz kalmayacaktır. Bizler cesaretli olmaktan korkuyoruz, sahip olduklarımızı kaybetmemek mukabilinde köle gibi yaşamaya eyvallah ediyoruz. Elbette yaşamda tertemiz bir yüreğe, aydınlık bir beyine sahip olmak herkesin harcı olmuyor maalesef. Tehlikelerle lebalep, tezyif ve tahkir edilme olasılığı taşıyan ama şöhret sunmayan bir düşünceye tutunarak yaşamak elbette zordur ama zoru da başarmak zorundayız. Büyük insanlar, yürekli ve cesur insanlardır, yürekli ve cesur insanlar ise inisiyatif alan insanlardır, öncü olmaktan imtina etmeyen insanlardır. Bu tür insanlar, herkesten daha ileriyi, uzağı, yarını görürler ve herkesten daha fazla isterler, azla iktifa etmezler, çünkü istediklerinin ve hak ettiklerinin fazlasının olduğunu, bulunduğunu, insanlığın topraklarının cömert odluğunu bilirler.

YORUMLAR