Kadın ve Erkek Neden Birbirini Anla(ya)mıyor?

İsmail Hakkı CENGİZ - 21.09.2022

Bunun temel sebebi, “yetiştirilme tarzında” yatıyor.

Yazıyı, Anadolu Üniversitesi’nin Etkili İletişim Teknikleri kitabındaki bilgilere kendi görüşlerimi ekleyerek hazırladım.

Çocuklar, çevrelerindeki düzenli yapıları, sınıflandırmaları kavramaya çalışmakta, bunları bir kez kavradıktan sonra da kendi benliklerini bunların içine yerleştirmekte ve kendilerine kadın ve erkek etiketi yapıştırmaktadır.

Davranış ve karakter olarak erkeklerin; hırslı, güçlü, kararlı, cesur, bağımsız, akılcı, etkin ve atak, kadınların ise; şefkatli, neşeli, duygulu, hassas, yumuşak, nazik, sabırlı, anlayışlı olması beklenir.

Dolayısıyla, farklı biçimde yetiştirilen ve farklı karakterler oluşturan kadın ve erkekler, doğal olarak, birbirinden farklı anlayış ve algılar edinirler. Davranışları ve beklentileri de o anlayış ve algılar çerçevesinde gelişir.

“KONUŞMA” ve “EV”e VERİLEN ANLAM

Ev, çoğunlukla bir erkek için, kendini kanıtlamaktan kurtulduğu, sözlü gösterilerle başkalarını etkilemek zorunda kalmadığı güvenli bir limandır. Çoğu erkek için ev, uzun ve derinlikli konuşmanın gereksiz olduğu bir ortamdır. Bu güvenli limanda erkek, kafasını dinlemek ister.

Çoğu kadın için ev, kamusal alanın rekabetçi ortamından uzaklaştıkları ve konuşmaya en çok ihtiyaç duydukları mekandır. Ev, sözlerinin nasıl karşılanacağını düşünmeden, yargılanmadan, eleştirilmeden rahatça konuşacakları, aile fertleriyle dertleşip, paylaşım içinde olacakları bir ortamdır. Evin algılanışına ilişkin bu farklılık; erkeklerin suskunluğunun, kadınlar tarafından yadırganıp yargılanmasının; kadınların konuşkanlığının da erkekler tarafından lüzumsuz görülüp yargılanmasının kaynağını oluşturur. Pek çok erkek, kadının yaptığı her türlü konuşmayı gereğinden fazlaymış gibi algılar.

Sosyal ortamlarda ve iş hayatında konuşma; erkek için rekabette üstün gelmenin bir aracı olarak gözükür. Kadında ise, rekabetten çok yakınlık kurmanın, bağlantı içinde olmanın aracıdır. Kadınların gözünde, hayat çoğunlukla yakınlığı koruma ve yalnızlıktan kaçınma savaşımıdır.

Kadınlarda, “yakınlık”, en önde gelen arzu ve ihtiyaçlardan birisiyken, erkeklerde, “bağımsızlık” arzusu öne çıkar.

BAĞIMSIZLIK, YARDIM ve DANIŞMA İHTİYACI

Bir kadın her önemli dönemeçte eşine danışma ihtiyacı duyar, erkek ise danışmayı kendi bağımsızlığını zedeleyecek bir tutum gibi algılar. Örneğin, kadın evde, erkeğin yapması gereken bir işi sık sık hatırlattığında, bu, erkek için “dır dır”dır. Çünkü erkek bir şeyi kendi iradesiyle yapmak ister, ona söylendiği için değil.

Erkek, yardım isteme ve alma konusunda isteksiz hatta çekingendir. Meselâ, aradığı bir adresi bulamayan erkek, bu adresi kendi çabalarıyla bulmak konusunda ısrar eder. Kadınsa, hiç çekinmeden, çok kolayca ve rahatlıkla yardım isteyebilir.

Bir kadın ve erkek bir sorunu konuşmaya başladıklarında çatışma yaşanması olasıdır. Örneğin, diyelim ki kadın, iş yerinde bir kadın arkadaşıyla yaşadığı işe dair bir sorunu eşine anlatmış olsun. Çoğu erkeğin tutumu çözüme odaklı olacak ve “o zaman sorunu üstünüze iletseydin” diyecektir. Bu çözüm odaklı yaklaşım kadını hiç memnun etmez. Çünkü kadın kendi sorunundan bahsederken “yakınlık” ilişkisi kurmaya çalışır. İçinde bulunduğu durumun anlaşılmasını ve kendisiyle yandaşlık kurulmasını umut eder. Zaten, kendisinin de rahatlıkla düşünebileceği “çözüm yolu” önerisi kadını hayal kırıklığına uğratır. Bu örnekte kadın, yakınlık kurmak ve anlaşılmak isterken, erkek, “senin sorunların var, benimse çözümlerim” demektedir. Karşılıklı anlayış simetrik bir yapı iken, öğüt vermek asimetrik bir yapıdır. Öğüt vereni daha bilgili, daha mantıklı, daha denetleyici durumda gösterir. Bu da karşısındaki kişide, özellikle bir kadında uzaklaştırılma duygusuna neden olur. Erkeklerin yaklaşımı, duyguların nedenlerine inerek o duyguları yatıştırmak iken, kadınlar duygularının desteklenmesini bekler ve erkeklerin söz konusu yaklaşımı kendilerini saldırıya uğramış gibi hissetmelerine yol açar.

Kadın ve erkek arasındaki anlayış ve algı farkını kısaca böyle özetleyebildim. Şimdi, bunları öğrendiğimize göre; karşı cinsi anlayabilecek ve aramızdaki iletişim sorunlarını çözebilecek miyiz?

Siz söyleyin!

Ben şu kadarını söyleyeyim: Suskunsanız, bulamadığınız bir adresi sormakta isteksiz ve çekingenseniz, siz normal bir erkeksiniz! Çok konuşkan ve kolayca adres sorabiliyorsanız siz normal bir kadınsınız.

 

[email protected]

Tarih: 21.09.2022 Okunma: 864

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?