Bütün hurafeler yıkılacak… Hiç kaçarı yok!
Ansiklopediye göre, Astronomi, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile gökcisimlerini açıklamaya çalışan bilim dalıdır. Astroloji ise, gök cisimlerinin ve astronomik olayların insan karakteri ve kaderi üzerine etkilerinin olduğunu iddia eden sözde bilimdir.
“Astronomi” ve “astroloji”…
İki terim arasındaki yakınlığa dikkat edin!
İşte, “astolog” olduğunu söyleyenler, bu iki kavramın yakınlığından yararlanıp, kavram karışıklığı yaratarak, kendilerini “bilimsel”miş gibi satmaya kalkan hurafecilerdir.
Psikoloji ilmi, bu karanlık noktaya çok kuvvetli bir ışık tutuyor ve astrolojinin ipliğini pazara çıkarıyor.*
Okuyalım:
“Sözde bilim”, bilimin gerektirdiği ölçüleri taşımadığı ve bilimsel araştırmalarla desteklenmediği hâlde, bilim kılıfı altında bize sunulan bilgi ve algılardır.
Sözde bilim, bilimsel gerçeklerden Kopuktur.
Sözde bilim, sıklıkla bilimsel terimler kullanarak bir bilimsellik kisvesi yaratır.
BİR SÖZDE BİLİM ÖRNEĞİ: ASTROLOJİ
Sözde bilimin ilk özelliği bilimsel kavramları kullanarak bir bilimsellik kisvesi yaratmasıydı. Astroloji, astronominin ilgi alanına giren gökcisim hareketlerinden yola çıkar, dolayısıyla kullandığı terminoloji astronomiyle kesişir. Örneğin, bir astroloji sitesinde “Terazi burcunda yer alan Venüs, Kova burcunda geri gitmekte olan Neptün ile üçgen açı yapıyor” şeklinde bir ifade okuyabilirsiniz. Bu tür ifadeler astrolojiye bilimsel bir tını verir. Gökcisimlerinin hareketleriyle ilgili bu gözlemler doğru bile olsa, bu hareketlerin insan hayatını şekillendirdiği iddiası bu gözlemlerin doğruluğuyla alâkasızdır.
Sözde bilimin ikinci özelliği sınanamayacak tahminlerde bulunmasıdır. Bu özelliği pek çok astrolojik tahminde görmek mümkündür. Bir burç sitesinden alınmış aşağıdaki örneği inceleyelim: “Sevgili Koçlar, şefkat, dostluk, yardımseverlik, ilgi dolu tavırlarınızı, iş çevreniz başta olmak üzere sevdiğiniz herkese göstermenizi sağlayan Ay gezegeninin Balık burcu seyri altında güne devam etmektesiniz. Dost diye bildiğiniz insanların size kötülük yapabileceğini aklınıza bile getirmezsiniz. Fakat bir gün karşınızdaki kişinin yanlışını yakaladığınızda tabii ki en acımasız şekilde cezalandırırsınız. Bu yüzden sizi sinirli biri olarak görürler.” Bu örnekte Koç burçlarına bir yandan şefkat, dostluk, yardımseverlik gibi tavırlar yakıştırılırken bir yandan da bu burç insanının sinirli olabileceği ve en acımasız davranışları gösterebileceği söylenmektedir. Yani normal koşullarda birbiriyle bağdaşmayan acımasızlık ve şefkat gibi iki özellik aynı anda aynı kişiyi tasvir etmekte kullanılmaktadır. Koç burcu insanlarının şefkatli ve yardımsever davranacakları iddia edilseydi bu insanların sinirli ve acımasız davranışlarını gözlemlediğimizde bu tahminin tutmadığını söyleyebilirdik. Aynı şekilde acımasız ve sinirli davranacakları iddia edilseydi, dostane ve şefkatli davranışları tahminleri yanlışlardı. Ama en acımasızdan en şefkatlisine kadar her türlü davranış yukarıdaki tahmini doğrulayacak niteliktedir. Böyle muğlak bir tahmini yanlışlamak zordur, dolayısıyla tahmin her şekilde doğru gözükecektir.
Şimdi, bir de günlük fal örneği gözden geçirelim: “Baskı altında kaldığınız zaman doğru bildiğiniz konularda bile hatalar yapabiliyorsunuz. Bugün değişen koşullara ayak uydurmakta zorlanabilirsiniz. Çevrenizi sınamadan hiçbir şekilde düşüncelerinizi ortaya koymamalısınız.” Baskı altında hatalar yapmak ve değişen koşullara ayak uydurmakta zaman zaman zorlanmak hemen herkes için geçerli durumlardır. Dolayısıyla bu fal her zaman doğrulanacak tahminlerde bulunmakta elimize onu yanlışlama imkânı vermemektedir. Aynı zamanda tahmin bu burç insanını bir başka burç insanından ayıracak herhangi bir bilgi içermemektedir. Bu iki örnekte gördüğümüz gibi sözde bilim muğlak ve reddedilmesi güç iddialarda bulunma eğilimindedir.
Sözde bilimin üçüncü özelliği bilimsel gerçeklerden kopuk olmasıdır.
Sözde bilimsel iddialar bilimsel süreçten geçmemiştir yahut geçmişlerse bilimsel olarak çürütülmüşlerdir. Astroloji örneğinde ikinci durum söz konusudur. Astrolojik tahminlerin gerçeklik değeri taşıyıp taşımadığını görmek üzere pek çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar astrolojik tahminlerin rastgele tahminlerden fazla bir değer taşımadığını göstermiştir. Bu çalışmaların sonuçları bize astrolojinin bir bilim değil, sözde bilim olduğunu ve astrolojik bilgilere güvenmemizin akıllıca olmadığını söyler.
ASTROLOJİ KONUSUNDA BİR TEST DE BİZ YAPALIM
Hemen her gün medyada, sosyal medyada, burçların falları ve özellikleri yayınlanıyor.
Kaç burç var?
On iki!
Dünyada kaç insan yaşıyor?
Sekiz milyar!
Bir burca kaç kişi düşüyor? Yaklaşık olarak 700 milyon kişi…
Demek ki sözgelimi, bir aslan veya oğlak burcu için yazılan birkaç cümle, 700 milyonun kaderi ve karakterini ortaya koyuyor. O gün, o hafta, o yıl 700 milyonluk on iki grup, -ayrı ayrı- aynı kaderi paylaşacaklar. Ama aynı hanede oturan iki insan, farklı burçlardaysa aynı kaderi paylaşamayacak. Meselâ, birisi, o yıl çok seyahat ederken, diğeri hep evde oturacak. Aynı çatı altındaki anne-babadan birisi, misal, çocuklarının başarısı dolayısıyla hep sevinirken, diğeri hiç sevinemeyecek, öyle mi?
Başka bir test daha yapalım:
Herhalde kendi burcunuzu biliyorsunuzdur! Çevrenizde, aynı burçtan olan insanları araştırın! Bakın bakalım, karakteriniz onlarla benzeşiyor mu? Yine, bakın bakalım, onlarla o gün, o hafta, o yıl (veya geçen yıl) benzer kaderleri paylaşıyor musunuz? Paylaşmış mısınız?
Haydi, bir test daha yapalım:
Bu, kendilerine “astrolog” yaftası yapıştıran hurafecilerin geçen yıllara, geçmiş kişilere ait söyledikleri hangi tahmin tutmuş?
Hiçbiri!
Hiçbiri!
Hiçbiri!
Sömürülmeyelim! Allah’ın verdiği en büyük nimet, aklımızı-zihnimizi, duygularımızı sömürtmeyelim!
-----------------------------------------------
(*): Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü, Psikoloji ders kitabı, 2. Ünite