Ne kadar sahtekâr insanlarız ya. Zerre dürüstlük yok. Samimiyet hak getire. Hakikatle zaten bağımız yok. Ahlak bizi terk etmiş ki çöplük gibiyiz. Adalete sırtımızı dönmüşüz. Her yerden irin fışkırıyor. Atatürk’ü sevdiğimizi söylüyoruz, övüyoruz, tazim ve tebcil ediyoruz ama kapitalistçe yaşıyoruz. O zaman şu soruyu sormak zorundayım. Atatürk kapitalist miydi? Keza Peygamberi sevdiğimizi söylüyoruz, övüyoruz, tazim ve tebcil ediyoruz ama kapitalistçe yaşıyoruz. O zaman yine aynı soruyu sormak zorundayım. Peygamber kapitalist miydi? Hakeza Kürşad’ı sevdiğimizi söylüyoruz, övüyoruz, tazim ve tebcil ediyoruz ama kapitalistçe yaşıyoruz. O zaman şu soruyu sormak zorundayım. Kürşad kapitalist miydi? Hayır, niçin sahtekârlık yapıyoruz? Mezkûr isimler üzerinden insanları aldatıyoruz, uyutuyoruz, uyuşturuyoruz ve sömürüyoruz. Duyguları ahlaksızca istismar ediyoruz. İnsanlık için yaptığımız tek bir şey yok ama insanları olgularla, kişilerle aldatmaya bayılıyoruz. İnsanlar sefaletin dibinde yaşarlarken, mezkûr isimleri kullananlar krallar gibi yaşıyorlar. Onurlu mücadele veriliyor mu gerçekten insanlık toprağında? Onur mu varda, onurlu mücadele verilecek? Adama bakıyorsun, Atatürk derken derin bir özlem duyuyor, Peygamberi anlatırken yaşlar yağmur olup akıyor, Kürşad’ın ismini söylerken hisler yoğunlaşıyor ve cesaret fışkırıyor ama bir bakıyorsun ne milleti düşünüyor, ne vatanı düşünüyor, ne özgürlüğe sevdalı. Gerçekten Atatürk’ü sevmek bu milleti aldatmak mı? Peygamberi sevmek bu milleti aldatmak mı? Kürşad’ı sevmek bu milleti aldatmak mı? Bu isimleri sevmek; bu milletin hakkını başkalarına peşkeş çekmek mi? Bu milleti aptal yerine koymak mı? Bu milletin düşüncelerini beynine hapsetmek mi? Bu milleti kula kul, kodamanlara köle kılmak mı? Yağmur yağarken küpleri doldurmak mı? Yatlarda, katlarda, şatolarda sefa sürüp millete cefayı bırakmak mı? Suçluyu bırakıp, suçsuza cehennem azabı çektirmek mi? İşini yapanı tecziye edip, yatanı taltif etmek mi? Sahtekârız kardeşim sahtekâr, sadece duyguları sömürüyoruz ahlaksızca. Dürüst değiliz, namuslu değiliz, ahlaklı değiliz. Bir dediğimiz bir dediğimizi tutmuyor. Yaptığımız hareketi söylediğimiz söz yalanlıyor, söylediğimiz sözü yaptığımız hareket yalanlıyor. Biz böyle mi seviyoruz, mezkûr isimleri? Kompradorlara özgürlük sunup, milleti esarete mahkûm etmek midir sevmek? Millete helal satarken haramla sefa sürmek midir sevmek? Güçsüze aslan kesilip, güçlü karşısında süt dökmüş kedi olmak mıdır sevmek? Birilerinin abuk sabuk istediği gibi konuşması ama benim sanki kul ve köleymişim gibi küçücük bir düşüncemi bile söylemekten korkmam mıdır sevmek? Millettin olanı kodamana verip, milleti acılardan acılara sürgün kılmak mı sevmek? İnsanların onurunu çiğneyip ezmek midir sevmek? Böyle sevgi olmaz olsun, yerin dibine batsın. Eğer böyle seveceksem sevdiklerimi, böyle sevmektense nefret etmeyi tercih ederim, en azından bu daha onurludur. Çünkü böylesi bir sevgi, sevdiğini söylediğine en büyük ihanettir, hainlikse işte gerçek hainlik budur. Birazcık şerefli olalım birazcık, namuslu, dürüst ve samimi olalım, ahlaklı olalım birazcık.
SEVMEK BU MU, CEVAP VERİN YÜREĞİNİZ YETİYORSA...
Özgür DENİZ - 10.11.2022
Tarih: 10.11.2022
Okunma: 257
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.