‘’Suçluyu yargılamadan önce, onu suça itenin yüreğine bakmak gerekir.’’ Halil Cibran
Suç nedir, suçlu kimdir, kim suçsuz
ve belirleyen kimdir ya da kim tanımlar suçu ve suçluyla suçsuzu? Güç müdür
ölçü? Hakikat her daim yalnızdı, daima yalnız olageldi ve badema da yalnız
olacaktır. Çünkü kimse sevmez hakikati, çarklara çomak sokar hakikat. Hakikatin
en büyük düşmanları hakikati kavuk edinenlerdir. Soytarılık yapanlardan
tiksiniyorum. Herkes kahpesi olmuş dünyanın ve dönüp duruyor durmadan. Ama
şöyle bakıp kulak verdiğinizde herkesin hakikatin dostu olduğunu söylediklerini
işitirsiniz, kapalı zihinleriniz ve paslı vicdanlarınız da aldanır. Oysa
hakikat bir maskedir o yüzlerde, kirleri ve yalanları örtüyormuş algısı yaratan
ama öretmez asla. Ve dahi yabancıdır, kendini bile bilmeyenlere hakikat. Kimin
suçlu kimin suçsuz olduğunu söyleyeyim mi? Cesaretiniz var mı, yüreğiniz yeter
mi, zekânız kifayet eder mi buna şahit olmaya? Gerçekten insansanız, var
mısınız hakikatin sesini işitmeye? Eğer tek bir yalan söylersem tüm insanlık
yüzüme tükürsün. Her türlü şey üzerine yemin edebilirim suçluyu da suçsuzu da
göstereceğime, ya sizler bilmeye ve görmeye hazır mısınız, cesur bir yüreğiniz
ve apaçık gözleriniz var mı bilmeye ve görmeye? Elbette hakikat yoldaşımız,
pusulamız, kabemiz olacak bu yolda. Öyle şu suçludur demekle kimse suçlu olmaz,
güç belki onu suçlu yapar ama ya vicdan ne der? Ya da şu suçsuzdur demekle de
kimse suçsuz olmaz, güç belki onu suçsuz yapar ama ya vicdan ne düşünür? Önemli
olan her zaman hakikatin de limanı olan vicdandır. O vicdanın aklamadığı tek
bir kimse suçsuz olamaz, o vicdanın akladığı hiçbir kimse de suçlu görülemez.
Siz, siz olun cesur olun, korkmayın, Ahmet’i, Mehmet’i, Hasan’ı, Hüseyin’i, Ali’yi,
Veli’yi dinleyin, dinlemekten korkmayın, belki de dinlemediğiniz ya da dinlemekten
korktuğunuz o kişi hakikatin özünü anlatıyordur ve bir anda aydınlanacak ve
uyanacaksınızdır, niye böylesi bir nimeti tepesiniz? Suçsuz birinin gerçekten
suçsuz biri olduğunu öğrenmek kötü bir şey midir ya da suçsuz olarak arzı endam
eyleyen birinin azılı bir suçlu olduğunu öğrenmek felaket bir şey midir?
Bilakis sizi büyük bir vebalden kurtarır böylesi bir yaklaşım. Zira böylesi bir
yöntemi uyguladığınız zaman, belki de nice insanların günahına girmekten,
vebalini almaktan kurtulacaksınızdır. İnterneti, ahlaksız, şerefsiz, namussuz,
onursuz, karaktersiz şebekleri, piçleri izlemek, takip etmek, dinlemek için
kullanacağınıza biraz da aklınızın aydınlanması, gözlerinizin uyanması,
beyninizin aktive olması, kalplerinizin parlaması, vicdanlarınızın titremesi
için kullansanız olmaz mı? Bir kişiyi
değil, her kişiyi dinleyeceksiniz, gerçeğe ulaşmak kolay değildir, acı çekerek
ilerlersiniz hayat yolunda, eğer gerçeği arıyorsanız, böyle bir derdiniz varsa.
Ve hakikati bulduğunuzda siz asla eski siz olmayacaksınız unutmayın. Şu şöyle,
bu böyle, o öyle diyerek kimseyi dinlememezlik etmemelisiniz, bilakis amansız
düşmanınız dahi olsa dinlemekten imtina etmemelisiniz. Zira dinlediğiniz her şeyi ölçüp, biçip,
tartıp sizi bir yargıya ulaştıracak aklınız ve vicdanınız vardır öyle ya. Ya o düşman bildiğiniz, dost bildiğinizin her
bir cümlesini mutlak hüccetlerle çürütüyorsa ne yapacaksınız? Ahmak mısınız,
aptal mısınız, geri zekâlı mısınız?