Kimisi acıların madeni, kimisi şen kahkahalar patlatıyor. Bir yanda bahar bahçe, bir yanda kış çöküp kalmış gitmek bilmez. Bir tarafta çöplükten çıkamayanlar, bir tarafta obezlikten yerinden kalkamayanlar. Bir tarafta hayatı dibine kadar yaşayanlar, bir tarafta yaşamayı tadamadan tükenip gidenler. Böyle bir gerçekliği hissediyoruz, ağızlar ne söylese boş. Anlama yetisi yitip gitmiş, bilinç düzeyi sıfırın altında bir insanlık. Böylesi bir durumda; hangi tarafta olursa olsun, ister kabul edip kutlasın ister reddedip yan gelip yatsın, yiyip yutanların keyfi yerinde, bakınıp yutkunanlarda keyif ne arar. İşte böyle bir dünya burası. Dünden bugüne, bugünden yarına hep aynı gidecek, insanlar aptal oldukça ya da aptal insanlık var oldukça. Ya uyanacak insanlık ya da uyutanları alkışlayacak ve kendi alkışlarının gürültüsünde gerçeği algılayamadığı için mal gibi yaşayıp gidecek. Birileri önüne bir tutam ot atacak, o da o bir tutamın peşinden koşacak. Bir lokma laf sokulacak ağızlarına nutuk müptelası olmuş insanlığın ya da bir tutam gülücük sunulacak sahtesinden veyahut ağızlara pelesenk olmuş bir olgu ve bir şahsiyet karşılarına dikilecek aldatılmaya meyyal insanlığın ve aptal insanlık bu tür tezgâhlarla hep perişan olacak ama yine de mutlu olduğunu düşünecek. Böylece birileri hep yaşayacaklar, diğerleri hep sürünmeye devam edecekler. Günler gelip geçecek, hep aptalca dilekler dilenecek; hep çiçeğim, böceğim, kelebeğim denilecek; hep dudaklara bir damla bal sürülecek ama tüm bunlar süründürmek ve sürünmekten zevk aldırmak için yapılacak, lakin ahmak insanlıkça anlaşılmayacak ve süründürenler alkışlanacak. Yeni bir yıl gelineceği sanılıyor, güzel yıllar dileniyor, yılların aydınlık ve umut getireceği sanılıyor, cansız rakamlardan medet umuluyor, gerçeği söyledin mi niye şimdi böyle yapıyorsun oluyor bir cümle söylemek zor mu deniyor. Oysa her şey kendi ellerinde ve kaderini o ellerle yazacak ama anlamıyor, anlamayacak ahmak insanlık. Bir avuç azınlık yaşıyor, mutsuz çoğunluk hep mutsuz, yine mutsuz, daima mutsuz ama bir avuç azınlığa göre yaşıyor, onlar için yaşıyor, onlar için çalışıyor. Bu çoğunlukta akıl mı var diyeceğiz, yoksa aptallığına doyma emi mi diyeceğiz? Zaman geçsin bırakın ama akıp geçip giden zamanın yanında aptallığımız da son bulsun artık. Zaman geçip giderken aptallığımız baki kalmasın. Uyanın artık uyanın ve görün gerçeği, yalanlara kanmayın, riyakâr yüzlere inanmayın, lafla peynir gemisi yüzer sanmayın. Sizlere laftan başka hiçbir şey vermeyenler, sizleri düşünmüyorlar, onlar daha konforlu yaşamanın peşindeler ve sizler onlara, istedikleri yaşamlara kavuşmaları için lazımsınız, istedikleri olduğunda sizleri insan olarak bile görmezler. Bu yüzden herkesin eylemine bakın, söylemine tükürün geçin. Hatta önünüze koydukları olguları onların inadına yok sayın, reddedin ve deyin ki; defolup git bana eyleminle gel! İşte bakın görün o zaman yeni yıl gerçekten yeni mi oluyor yoksa eskiden daha mı eski kalmaya devam ediyor. Yıl huzur getirmez, huzur senin içinde, sen ararsan ve istersen ona kavuşursun. Hadi biraz oku ve düşün ama gerçekten oku ve düşün! Bırak şu ilkesizliği, namussuzluğu, karaktersizliği, dalkavukluğu, maddeye köpekliği.
ZAMAN GEÇER, BAKİ OLAN APTALLIKTIR...
Özgür DENİZ - 31.12.2022
Tarih: 31.12.2022
Okunma: 297
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.