Psikoloji ilmine ilgim ve hayranlığım giderek artıyor. Yeni edindiğim her bilgi zihnimde bir ışık yakıyor. Bir muammayı çözüyor.
MUAMMA: Sosyal medyada binlerce arkadaşım gözüktüğü halde, paylaşımlarımı neden bir avuç DOST görüyor?
Cevap: Çünkü o binlerce gözüken “arkadaş”, aslında arkadaş falan değil… Onlara, en fazla “yüzeysel arkadaş” denebilir. Yüzeysel! Hiçbir derinliği, samimiyeti olmayan. Sana, senin duygu ve düşüncelerine ilgi duymayan… Seni ve senin halini merak etmeyen sözde arkadaşlar.
Bazen, bu sözde arkadaşlardan biriyle, yıllar sonra karşılaşıyorsunuz. Size iltifatlar yağdırıyor, sizinle görüşmekten ne kadar memnun ve mutlu olduğunu, yazdıklarına ne kadar çok önem verdiğini söylüyor.
Yapma ya!
Oysa işte, birkaç tuşa basmak kadar yakınız… İşte, çağın envaı çeşit iletişim araçlarıyla her an birbirimize ileti gönderme, her saniye, üstelik görüntülü görüşme imkânlarına sahibiz. Hiç aklınıza geliyor muyuz?
Bu kapsamda, sosyal medya ortamlarını çok önemsiyorum. Orada size kim DOST, kim sözde arkadaş çok net görülüyor. Orada iletişim halinde olduklarınız, misal, bir buluşma teklif ettiğinizde, bunu büyük bir memnuniyetle yerine getirmeye çalışıyorlar. Ama eğer sosyal medyada irtibatınız yoksa aynı talebiniz, o eski “yakın ve samimi arkadaşınız” tarafından çok nazlı karşılanıyor ve genellikle buluşma gerçekleşmiyor.
Sosyal medyadaki irtibat ve ilişki o kadar belirleyici ki oradaki DOSTLUK, oradan kopuk olan kırk yıllık arkadaşlıktan daha yakın ve samimi olabiliyor. Sosyal medya öncesi hiçbir işimin, ilişkimin olmadığı ama internet sayesinde arkadaş olduğumuz kişiler var. Bu “dostlar” paylaşımda bulunuyorlarsa birbirimizi takip ediyor ve dostlukları derinleştiriyoruz. Burada bir karşılıklılık var. Belki dostluğun sürmesi bu karşılıklı takibe bağlı. Ama yine de o “dostları” kendime, sosyal medyada irtibatım olmayan yarım asırlık arkadaşlarımdan çok daha yakın hissediyorum.
Bir de beni takip eden ama kendileri pek paylaşımda bulunmayan dostlar var. Tabii onları merak ediyor ve buluyorum. O gerçek dostlardan biri Avukat Sadi Düzgün. Kendisiyle yazılarım vasıtasıyla tanıştım. İlgisine sosyal medyada karşılık veremediğim için, kendimi eksikli hissediyordum. Telefonla görüşmek istedim. Kabul etti, çok eski iki dost gibi uzun uzun konuştuk. Birbirimizi, bulunduğumuz şehirlere davet ettik. Kendisini İzmir’de misafir edebilirsem çok mutlu olacağım.
Sevgili DOSTLAR, uzatmaya gerek yok sanırım! Ne demek istediğimi çok iyi biliyor ve anlıyorsunuz. Sizlerle her daim iletişim halindeyiz. Her fırsatta buluşuyor, dostluğumuzu daha da ilerletiyor ve pekiştiriyoruz.
Sizleri çok seviyorum. Hayat sizlerle güzel, renkli ve zengin. İyi ki varsınız.
Var olun!
------------------
NOT: Başlık, AÜ Psikoloji Ders Kitabından alınmıştır.