“Küreselleşme”den murat, 1980’lerde ulaşım ve iletişimin hızlanarak, uluslararası ticaretin artması... Devletin küçülmesi, sınırların gevşemesi, özelleştirmeler, devlete ait işletmelerin satılıp savılması…
1990’lardan itibaren ise, internetin bütün dünyayı sararak, bilginin ışık hızıyla üretilmesi ve yayılması, ticaretin avucumuzun içine alınıp, parmak uçlarıyla yapılacak kadar kolaylaşmasıdır.
“Küreselleşme” iyi mi kötü mü?
Tabii ki “küçülme”, “gevşeme”, “satıp-savma” olumsuz şeyler.
Küreselleşme deyince, aklımıza, Batılı gelişmiş devletlerin, bizim gibi azgelişmiş ülkeleri sömürdüğü, sömürmek istediği bir düzen geliyor.
Hakikat bu mu?
Bakalım:
“1990-2018 arasında, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) bakımından Çin % 618 oranında bir artış yakalamış. Bu ülkeyi % 373 ile Güney Kore, % 366 ve % 352 ile eski Doğu Bloku ülkeleri Polonya ile Macaristan takip etmiştir. Türkiye, aynı dönemde GSYİH’sını % 208 artırarak kârlı çıkan ülkelerden olmuştur” (Globalisationreport, 2020).
Demek ki 28 yıllık dönemde, gelirimiz üçe katlanmış. Bunun neresi kötü?
Devletin küçülmesine, özelleştirmeye itirazımız olabilir ama internete, başta görüntülü görüşme, akıllı telefonların bahşettiği imkânlara hangimiz itiraz edebilir, bunlardan vazgeçebiliriz?
Küreselleşme kaçınılmaz, durdurulamaz.
Küreselleşmeye karşı çıksak bile onu zımnen destekliyoruz. Misal, küreselleşmesek, bendeniz bu satırları yazamazdım. Yayamazdım. Sizinle paylaşamazdım. Sizler de buna ulaşamaz, okuyamazdınız.
Küreselleşme; eski dünyanın ölmesi, yepyeni bir dünyanın kurulmasıdır. Bana göre, bunun ilk merhalesi 2015’te tamamlandı: Dijital bir dünya tesis edildi. Dijital dünyanın ayrıntılarını aşağıda bağlantısını verdiğim makalede anlattım.
Küreselleşme sürüyor. Ne tarafa gidiyor, neleri tehdit ediyor, ne gibi fırsatlar sunuyor, bunlar isabetle öngörülmeli. Boşuna direnmekle bir şey kazanamayız. Ancak tedbir alarak, hazırlıklı olarak bizi olumsuz etkilemesinin önüne geçebilir, sunduğu fırsatlardan yararlanabiliriz.
Küreselleşmeden korkmaya gerek yok. Bundan önceki döneminde kazançlı çıkmışız. Bundan sonraki dönemde de kazançlı çıkabiliriz.
Zamanın ruhunu doğru okursak. Evrensel ırmak nereye doğru akıyor, görebilirsek, zihinsel devrimi gerçekleştirebilirsek kazanırız.
Çağdışı kalırsak, sömürüye açık hale geliriz.
Çağdaşlaşırsak, kazanan taraf oluruz.
x x x
İLGİLİ YAZI
DİJİTAL DÜNYA, AKILLI-SOSYAL MEDYA, DEVLETLERİN SONU MU?