Tolstoy ne demiş? ‘’Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır.’’ Demek ki, insan, kendi dışına yönelebilendir. Sürekli kendi içinde yaşıyorsan, aslında kendini insan sanan ama insan olamamış bir yaratıksın. Yine demiş ki; ‘’Birine çamur atmadan önce iyi düşün ve sakın unutma; önce senin ellerin kirlenecek.’’ Peki, böyle miyiz? Bilakis, çamur at izi kalsıncıyız, iftiralarla kendimize paye edinen alçaklarız. Şimdi gerçekten bu sözleri derinlemesine tahlil edecek, bu sözler minvalinde analitik düşünebilecek yetimiz var mı? Ya da gerçekten bu sözler üzerine düşünmek, bu sözleri anlamak, kavramak zorunda değil miyiz? Değil miyiz diyen var mı? O zaman meydana çıkıpta insanım diye gezmesin. Evet, kardeşim gezmesin. Her zaman dediğimiz gibi insan olmak kolay olsaydı, dünya cehennem olmazdı. Zira onurlu yaşamak kavgası veren insanlık, onursuzluğu yaşam edinmiş bu tipler yüzünden acılardan acılara sürgün bir hayatın mahkûmlarıdırlar. Öyleyse herkese insan nazarıyla bakamam.
Haydutu sever misiniz?
Hırsızı sever misiniz?
Soyguncuyu, vurguncuyu sever
misiniz?
Rüşvetçiyi, talancıyı sever
misiniz?
Müstekbiri, mütekebbiri sever
misiniz?
Yalancıyı, aldatanı sever
misiniz?
Sahtekârı sever misiniz?
Dalkavuğu, düzenbazı,
şaklabanı sever misiniz?
Riyakârı sever misiniz?
Haysiyetsizi, karaktersizi,
şerefsizi sever misiniz?
SEVİYORSUNUZ.
Sevmeseydiniz, belli olurdu.
Belli olmadığına göre
seviyorsunuz.
Çünkü aynısınız, farkınız
yok.
Çünkü sizde aynısı olmak istiyorsunuz
ama olamıyorsunuz.
Kaçımız kapitalizmi gömmek
için yaşıyor? Bilakis herkes kapitalist olmak için yarışıyor. Kapitalist olmak
için kulvara girdikçe de kapitalist olamıyor ama kapitalizmi yaşatıyor. Bunun
farkında mı? Farkı fark ettirecek zekâ lazım değil mi önce? Kapitalizmi
sevmiyor gibi görünsek bile, bu kapitalizmi gömmek istiyoruz anlamına gelmez,
kapitalist olamadığımız için ortaya vurduğumuz hıncımızın ifadesidir yoksa
kapitalizmin köpeğiyiz aslında. Günahkârı niye tenkit ederiz, onun yaptığını
yapacak gücümüz olmadığı için, yapacak gücümüz olduğu gün lanetlediğimiz
günahkârdan daha rezil bir günahkâr olmazsak insan değilim. Zaten oluyoruz,
fark eden için gizli değil, görünmez değil. Şimdi söyleyin biz nerede yaşamaya
layığız? Peki, nedir bu sahtekârca şikâyetler? Kimse bana ahlaktan, edepten,
erdemden, namustan, ardan bahsetmesin. Bu ölülerin nereye gömüldüğünü gören var
mı?