Sen, sen ol İNSAN kardeşim! Müslüman’ım, Hıristiyan’ım, Yahudi’yim diyene inanma ve güvenme; Alevi’yim, Sünni’yim diyene inanma ve güvenme; Türk’üm, Kürt’üm diyene inanma ve güvenme; Kemalist’im, Sosyalist’im, Anarşist’im, Milliyetçi’yim, İslamcı’yım diyene inanma ve güvenme. İNSAN olana ve insan olduğunu EYLEMLERİYLE ortaya koyana inan ve güven. Aksi takdirde kaybedecek olan daima sen olacaksın. O eylemler nelerdir diye mi soracaksın? Nezaketli olmak, saygılı olmak, kimseye kendi düşüncesini zorla kabul ettirmeye çalışmamak ve kabul etmeyene de açık ya da gizli zulmetmemek, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan olmamak, kul hakkı yememek, yetim hakkı yememek, kamunun malını zimmetine geçirmemek ve mülk edinmemek ve peşkeş çekmemek, işi ehline vermek, rüşvet alıp vermemek, torpille hakkı olanlardan hakkını alıp hakkı olmayanlara vermemek, namuslu insanları cezalandırmamak, dalkavukluk etmemek, insan ayrımı yapmadan herkese karşı adil olmak, hülasa; İNSAN OLMAK. İşte böyle canım kardeşim yani bilinen, bildiğin, bildiğimiz bu ve benzeri şeyler. Tercih senin ve sen tercihinsin!
DEPREM
ÇOCUKLARINA
Kurban olurum size ben yiğitlerim, ceylanlarım, canlarım,
ciğerlerim, gariplerim, ezilmiş yavrularım, hakkı gasp edilmiş, çocukluğu
çalınmış, yaşamak sevinçleri öldürülmüş yavrularım. Öperim sizin o titreyen
ellerinizden. O sarsılan küçücük gövdelerinize canım kurban olsun. And olsun ki
bu can bu tende durdukça sizin ve tüm mağdur çocukların kavganızı verecem. Bir
daha o elleriniz titremeyecek, o gövdeniz sarsılmayacak, o canınıza acı
dokunamayacak. Korkular yıldıramayacak, acılar susturamayacak, zulümler
durduramayacak bu kavgada. And olsun ki, sizden çalınanlar size dönesiye dek
sürecek bu kavga. Nasıl bir şeydir bu Tanrı’m?
Nasıl bir dünyadır burası, kimin dünyasıdır bu dünya? Niyedir böyledir?
Hep mi acıyla yoğrulacak küçücük bedenler? Kimden, nasıl alınacak bu küçücük
yavruların hakları? Tanrı’m, adil yargıç olan Sensin ve karar Senin.