Sakın hemen yargılamayın. Önce
vicdanınızla ve aklınızla dinleyin, ondan sonra vurun vuracaksanız. Vur ama
dinle! Gerçekten anlayamıyorum. Yemin ederim şok içindeyim. Ya bir devlet kendi
evlatlarını göz göre göre köpeklere kurban verir mi? Hayır kurbanlardan biri
ben de olabilirim. Ne olacak o vakit? O vakit umarsızca söyleyeceklerimi
kaldırabilecek olan var mı? Hayır yani, acıyı yaşayan çekinir mi, korkar mı?
Kimden, niçin korkacak? Yani köpeklere çözüm bulamayan devlet, acımı haykırdım
diye öldürecek mi beni? Dede Korkut hikâyelerindeki Tepegöz’e insanların kurban
olarak sunulması gibi bir şey bu ya. Böyle olmaz, olamaz ya. Bu ne biçim iş
gerçekten? Yani bu böyle sürüp gidecek mi? Köpekler her gün bir insanı yiyecekler
mi? Bugün bir çocuk, yarın bir öğretmen, birgün bir yaşlı, her gün böyle mi
olacak? Daha bugün emekli bir öğretmeni öldürdü köpekler. Köpeklere kurban
olanların olmadığı bir gün yok sanki ülkemde. Gerçekten böyle sürüp gidecek mi
bu? Ya bir devlet bu işe çözüm bulamaz mı? Hakikaten aciz mi bu kadar? Bu işe
bir an evvel behemehâl çözüm bulunmalıdır. Yemin ederim bulunmalıdır ya. Valla
billa talla böyle olmaz ya. Yemin ederim kafayı yiyecem ya. Her gün bir insan
ölür mü ya, köpek yüzünden? İnsan canı bu kadar ucuz ve önemsiz mi ya? Lütfen
insanı yaşatalım, behemehâl yaşatalım. İnsan ölümlerine ses çıkarmayıp, hayvan
ölümlerini kutsayanlara inat gerekirse. Hayır, asla ve kata, hayvanlar ölmesin
ama insanlarda yaşasınlar lütfen. Yoksa akılsız, çaresiz, dilsiz varlıklar
yüzdendir nice güzellikler. Biz insan da ölmesin diyoruz. Ya yemin ederim
inanılır gibi değil ya. Şaka gibi ya, handiyse her gün bir insan köpeklerce
öldürülüyor ya göz göre göre ya, bu gerçekten inanılır gibi değil. İnsan
ölürse, devlet olur mu? İnsan olursa, devlet yaşar bilakis. Aşağıdaki sözü
analiz edelim lütfen.
‘’Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne
bakın.’’ Albert Camus