AFORİZMALAR...

Özgür DENİZ - 09.03.2023

OLGU-ALGI-OLAY

 

Bizler, gerek bireyler gerekse toplum olarak olguları bilmiyoruz. Direkt olarak algılara göre hareket ediyoruz. Bu yüzden de algılarla yönetiliyoruz daima. Çünkü olguları bilsek olayları da doğru analiz edebileceğiz ama hayır olguları bilmeden doğru hareket edebileceğimizi, doğru uygulamada bulunabileceğimizi ya da doğru hareketin ve uygulamanın ne olduğunu bilebileceğimizi sanıyoruz. Velâkin netice hüsran oluyor kaçınılmaz olarak. Böylece pislik içinde yaşıyoruz gerek birey gerekse toplum olarak her devirde. Bu yüzden daima aldatılıyoruz ve sömürülüyoruz. Her olguyu, namuslu bir düşünce adamıysan yahut namuslu bir düşünce kadınıysan dip derinliğine dek analiz edeceksin gülüm. Çünkü ya doğruluğun ortaya çıkar ya da yanlışlığın, böyle yaparsan. Doğruysan sorun yoktur ama eğer yanlışsan ve yanlış olduğun ortaya çıkarsa ne mutlu, zira yanlış olduğunu görür ve kendini düzeltme imkânı bulmuş olursun. Mesele, olgudur. Gerçek olan, olgudur. Mesela; adalet olgusu gerçekte nedir bilmeliyiz dip derinliğine değin. Bilakis onu olaylaştıranın özüne mütenasip mi yoksa özüne mugayir mi olaylaştırdığını bilemeyiz ve olduğu haliyle adalet vardır sanırız. Oysa adalet nedir ve olaylaşması nasıl tahakkuk etmiştir bilmeliyiz ki, aldatılmayalım, sömürülmeyelim, algıya kanmayalım. Keza ahlak olgusunun özünü bilmezsek, olaylaştırıldığı haliyle ahlakın o olduğunu sanırız. Ama ahlak nedir bilirsek her şeyi ayan beyan görürüz. Böylece kim ahlaksız kim ahlaklı farkında oluruz. Ahlaklı olanı kucaklar, ahlaksıza tükürürüz. Nihayetinde ahlak olgusuyla aldatılmaya ve sömürülmeye geçit vermeyiz. Olgu, olgu, olgu, tek gerçek vardır, o da olgudur. Olguya yönelin, olgunun farkında olun ve olguyu anlayın, idrak edin, hissedin. Göreceksiniz kendinizle amansız bir savaşa başlayacaksınız.

 

ACI DÜNYA

 

Keşke insan insan olsa. İnsanlar içinde politikacılar daha insan olsalar. O zaman insan yaşar, devlet yaşar, ahlak, adalet, sevgi yaşar, uhuvvet, müsavat, hürriyet yaşar. Acılar azalır ve çoğalır sevinçler. İnsanın insanın kurdu olduğu, politikacıların da tüm insanlığın kurdu olduğu dünya ne kadar kötü. Belki bu dünyada huzur zor ama böylesi bir dünyada da az da olsa huzur olurdu kim bilir. Çok acı dolu bir dünya ve bu çok acı.

 

MERHABA YAŞAMAK

 

Farz edelim ki siz göksünüz ben yer ya da ben yer siz gök. Oturur çılgınca kavga ederiz. Sonra da kahkahalar atarak çaylarımızı yudumlarız ve gülerek dağılırız. Yıldızlar şahit olur kavgamıza ve börtü böcek seyreyler bizi. Yaşamak mı diyorsun? İşte budur be yaşamak gülüm. Kahkahalarımız yıldızlara ulaşır. Çaylarımız yüreklerimizi ısıtır. Düşünceler aydınlatır kafalarımızı. Sevgimiz besinidir yüreklerimizin. Yüzlerimizde donup kalmış acılarımızın kılıcıdır gülümsemelerimiz. Rüzgâr gibi geçip gidiyor hayat be gülüm. Sevmek varken kin niye? Barış varken niçin dövüşelim? Merhaba be merhaba.

 

İNSAN OLMAK

 

Ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz, doymayacakmış gibi yığıyoruz, başımız göğe değecekmiş ayağımız yeri delecekmiş gibi yürüyoruz, yaşatmaya sevmiyor öldürmeye savaşıyoruz, acıları azaltmak için paylaşmıyor güç için biriktiriyoruz, gönül almaya yanaşmıyor yüreği kanatmaya doymuyoruz, akıldan nefret ediyor cehalete tapıyoruz, konuşmaya bayılıyor eylemekten korkuyoruz, aşkla yanmaktan uzak duruyor nefretle dağlanmaya eyvallah ediyoruz. Ve biz insanız öyle mi?

Tarih: 09.03.2023 Okunma: 160

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?