27 Mayıs 1960
darbesi gibi 12 Eylül 1980 askeri darbesi ve sonrası siyasi tarihimiz açısından
özel bir öneme sahiptir. Bilindiği gibi askeri konsey birçok parti kurulmasına
rağmen seçimlere ANAP, Halkçı Parti ve Milliyetçi Demokrasi Partisinin
katılmasına izin vermiş, Cumhurbaşkanı Evren Turgut Sunalp’ın Milliyetçi
Demokrasi Partisine destek vermişti. Necdet Calp başkanlığında Halkçı Parti
sosyal demokrat çizgideydi. Turgut Özal’ın kurduğu Anavatan Partisi askeri
darbe öncesi mecliste temsil edilen dört eğilimi yani AP, CHP, MSP, MHP’yi aynı
çatı altında toplama iddiası ile yola çıkmış ve halkın askeri darbeye
tepkisinin de etkisiyle, 6 Kasım 1983 seçimlerinde 400 kişilik mecliste 211
vekil çıkarmayı başarmıştı. Özal 1987 seçimlerini de kazanmış, 1989’da
Cumhurbaşkanı seçilmişti. 1989’da yapılan yerel seçimlerinde iktidar büyük bir
oy kaybı yaşarken muhalefet partileri başarı ile çıktı.
1989’da Özal’ın
Cumhurbaşkanı olmasından ve yerine Yıldırım Akbulut’un geçmesinden sonra
yapılan kongrede Mesut Yılmaz ANAP Genel Başkanı seçildi. 20 Ekim 1991’de erken
seçim kararı alındı. Bu seçimin en önemli özelliği partilerin ittifak kurma
çabalarıdır. SHP, Kürtçü oyları almak içim HEP ile RP, MHP, İDP bir diğer ittifak
olarak seçime girdi. Yapılan seçimde Demirel’in DYP %27 ile 178 milletvekili,
ANAP %24 ile 115 milletvekili, SHP %20,8 ile 88 milletvekili, RP %16,9 ile 62
milletvekili, DSP %10,7 ile 7 milletvekili çıkardı. DYP ile Erdal İnönü’nün SHP
hükümeti kuruldu. Altmışlı, yetmişli yıllarda olduğu gibi koalisyonlar dönemi
yeniden başlamış, partilerde bölünme, birleşme durumları yaşanmıştı.
24 Aralık 1995
seçimlerine giderken Erbakan liderliğindeki RP’nin yıldızı parlarken, diğer
partiler her açıdan zemin kaybetmeye başlamıştı. Sandıklar açıldığında RP %21,4
ile 158 vekil, ANAP %19,7 ile 132 vekil, DYP %19,2 135 vekil, DSP %14,6 ile 76
vekil, CHP %10,7 ile 49 vekil çıkarmış. Cumhurbaşkanı Demirel hükümet kurma
görevini Erbakan’a vermiş, güvenoyu alabilecek sayıya ulaşamayınca, DYP lideri
Tansu Çiller ile ANAP lideri Mesut Yılmaz koalisyon hükümetini kurmuş. Hükümet
mecliste güvenoyu almış, fakat Anayasa Mahkemesi güvenoyunu iptal edince, Erbakan yeniden hükümeti kurma görevi almış,
RP-DYP koalisyonu kurulmuş. Bu hükümet 28 Şubat darbesine kadar devam etmiş. RP
kapatılmış, Erbakan ve bazı ileri gelenlere siyasi yasak getirilmişti. Bu geçiş
döneminde Ecevit’in bir kere daha hükümet kurduğunu görüyoruz. Bu azınlık
hükümeti DYP, ANAP ve bağımsız bazı milletvekillerinin desteği ile meclisten
güvenoyu alarak seçime kadar görev yaptı.
18 Nisan 1999 milletvekili
seçimleri de bir erken seçimdir. Belediye başkanlığı ve il genel meclisi
seçimleri ile birlikte yapılmıştı. Bu seçimin belirleyici etkenlerinden biri de
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanıp Türkiye’ye getirilmesidir. 18 Nisan
1999 seçimlerinde çıkan tabloya bakarsak; DSP %22,1 ile 136 vekil, MHP %18 ile
129 vekil, FP %15,4 ile 111 vekil, ANAP %13,2 ile 86 vekil, DYP %12 ile 85
vekil, bağımsızlar 3 vekil şeklinde sonuçlanmıştı. DSP, MHP ve ANAP koalisyonu
kuruldu. 17 Ağustos’ta Gölcük merkezli büyük bir deprem yaşandı. 2001’de
ekonomik kriz patladı. Erken seçim kararı alındı.
3 Kasım 2022’de
yapılan erken seçimden, koalisyon partileri tam bir çöküş yaşarken, 2001’de
yeni kurulmuş AK Parti ezici bir üstünlük sağlayarak çıktı. AK Parti %34,4 ile
363 vekil, CHP %19,4 ile 178 vekil, Bağımsızlar 8 vekil çıkardı. Seçim
sisteminin gereği sonucu olarak halkın %46’sının mecliste temsil edilmediği, AK
Partinin %34,4 ile mecliste %65’lik bir paya sahip olduğu bir dönem olarak
tarihe geçti. Siyasi yasağı nedeniyle Erdoğan’ın yerine Abdullah Gül’ün
Başbakanlığında hükümet kuruldu. Daha sonra yapılan ara seçimlerde Erdoğan
milletvekili olunca doğal olarak başbakan olarak yeni Ak Parti hükümetini
kurdu. Ak Parti bundan sonra yapılan 2007, 2011, 2015 seçimlerini de kazanarak
bir rekora imza atmış oldu.
Devam edeceğiz.