Uçsuz bucaksız ormanları, ak köpüklü akan nehirleri,
engin otlakları, sulak ovaları, yaylaları, ışıl ışıl denizleri ve
Eko sistemi koruyan trilyonlarca biyolojik türler ile
dünyamızın istikrarını koruyan hava sirkilasyonları,
hassas ve güvenilir döngüsüyle samimi mevsimler,
deniz diplerindeki çayırlar, su altı ormanları, mercanlar,
deniz kestaneleri, besin kaynağı dev yosunlar ve
güvenli yuvalarında zengin bir yabani hayat vardı.
Nehir ve göllere barajlar yapılarak
hem nehir yatakları kurutuldu
hem de suyu kirleterek içindeki canlıların %80 kadarı ile
evcil kuş ve hayvanların %70 kadarı yok edildi.
Talan edilen dünyamızın vahşi doğası içindeki canlıların da
yarısı yok edilerek bir küresel çöküşe kapı aralandı.
O güzelim kuzey ve güney kutbununun değişimine yol açarak
bir felaket habercisi devasa buzulların neredeyse yarısı eridi.
Bununla beraber karbon salımını engelleyen
6 trilyon kadar ağaç kesilerek yağmur ormanları tahrip edildi.
Canlı döngüsü bozulan okyanusların da ısınmasıyla
deniz dibi canlılarının azalmasına veya ölmesine
sebep olarak yüzbinlerce yıllık küresel sürecin sonuna varıldı.
Eğer en kısa zamanda önlemler alınmaz ise
Amazon ormanları yok olacak. Kutupların buzu eriyince
donmuş topraklar metan gazı salarak sera etkisi yapacak
ve iklim değişikliği hızlanarak bütün hayatı etkileyecek.
Okyanusların ısınmasıyla canlı çeşitliliği daha da azalacak,
böceklerin yok oluşuyla da küresel gıda krizi baş gösterecek,
ve ısının 4 derece artmasıyla da kitlesel yok oluşlar başlayacak.
Birleşmiş Milletler bu soruna dünya çapında el atmalı,
tüm ülkeler uyarılmalı, gezegenimizin dengesi korunarak
doğa eski haline ulaştırılmalı ve biyolojik çeşitlilik artırılmalıdır.
Eğitim ve sağlık hizmetleri en üst seviyeye çıkarılarak
doğum oranları düşürülmeli ve yaşam standardı yükseltilmelidir.
Fosil enerjiler sonlandırılmalı ve yerine tükenmez enerjiye sahip
güneş, su, rüzgar ve jeotermel enerjilere ağırlık verilmeli ve
çok güneş alan bölgelere güneş enerji santralleri kurulmalıdır.
Kendimiz, çocuklarımız, torunlarımız ve geleceğimiz için
iliğine kadar sömürdüğümüz doğayla aramızda denge kurulmalı,
Paris İklim Sözleşmesi ciddiye alınmalı ve yeni tedbirlerle
dünyamız yeniden eski haline kavuşturulmalıdır.