‘YOK-SUN’ LUK –YOKSULLUK
Yoksu-l (fakir ), varsı-l (zengin). Ya yoksunluk! Yoksu –n adı üstünde yok demek, mahrum demek. İnsanlar hayvanlar zaman zaman yok-luk çekerler. Arzu ettikleri sahip olmak istedikleri şeyleri elde edemezlerse yok-luk çekerler. Bu yok-luk zengin fakir ayırt etmez. Zenginlerin çoğunda, bir bakarsın mutlu olmak için her istediğini yapabilecek, alabilecek herkesi emrinde tutabilecek güçleri olsa da daha çok yoklukları vardır nedense.
Çünkü onların yok-lukları, içindeki yoksunluktan ileri gelir. Merhum iş insanı Sakıp Sabancı'nın verdiği bir röportajda "Mal, mülk para bir yana. Fabrikalar yaptım, arabalar ürettim ama ona bir ayakkabı giydiremedim ya, yüreğimde ateştir" dediği, yıllar sonra oğlu Metin Sabancı için söylediği ortaya çıktı. İş adamı Sakıp Sabacının içindeki yok-sunluk ona zenginliğinin tadını çıkarma fırsatı vermemiştir.
Kimi çocuk yok-sunluğu çeker, kimi sevgi yokluğu…
Kimi sevgili yok-sunluğu çeker, kimi para yokluğu…
Kimi eğitim yok-sunluğu çeker, kimi gelecek yokluğu…
Kimi aile yok-sunluğu çeker, kimi su yokluğu…
Kimi sağlık yok-sunluğu çeker, kimi besin yokluğu.
Kimi akıl yok-sunluğu çeker, kimi madde yokluğu…
Kimi vicdan yok-sunluğu çeker, kimi Tanrı yokluğu…
Ülkemizde eskiden yağ, tüp yoklukları olurdu şimdi yoksunluklar kuyrukları var. Bu yoksunluklar o kadar çok artıyor ki artık spesifik(çok özel ) yok-lukları öncelemek gerekiyor. Genç yoksunluğu, çocuk yoksunluğu, yaşlı yoksunluğu ve düşünce yoksunluğu sıranın başına geçtiler. Bir ülkenin geleceği, değişimi gençler ve çocukların varsıllıklarıyla(zenginlik) şekillenir. Ne yazık ki yetişen yeni nesil beslenme tabanında, bilgi kültür ve donanımda, sevgi hoşgörü ve sorumluluk anlayışında, vefa ve toplumculuk ekseninde iyi beslenmiyor.
Zenginlerin yok-luklarında yoksunluk ve yoksulluk yaşanıyor. Türk Ulusu olarak en büyük yoksunluğumuz, en büyük zenginliğimiz olan yüce Atatürk’tür.100 yıldır tükenmeyen zenginliğimiz, sönmeyen ışığımız, bitmeyen sevdamız oldukça Ata’mızın yok-luğunu her daim hissetsek de; bizi yaşatan, bizi saran sıcaklığı ve bizi besleyen fikirleridir. Onu anlamayan zenginlerin de yok-luğu Atatürk yokluğudur.
Bu yüzden fakirle dalga geçiyorlar, bu yüzden emekçilerin haklarını hukuklarını korumuyorlar, bu yüzden hukuk tanımıyorlar, bu yüzden adaletli davranmıyorlar. Bu yüzden kadını, çocuğu, hayvanı taciz ediyorlar. Bu yüzden hırsları büyük vicdanları küçük. Çünkü Atatürk yok-luğunun onlar için de ne büyük zarar getireceğini bilmiyorlar görmüyorlar. Çünkü Dünya ‘nın diyalektiği bu.( Diyalektik) Akıl yürütme yoluyla doğrulara ulaşma yöntemi.
Fizikteki bileşik kaplar gibi bu yoksunluklar elbette bir gün dengelenecektir. Bu denge yeni değişimlere, yeni oluşumlara, yeni bakış açılarına yeni projeksiyonlara neden olacaktır. Dünya’ da bir oyun oynanıyorsa kartlar yeniden karılacak Türkiye’ de doğru zamanda doğru yerde yerini alacaktır.
27.09.2023
Lütfiye KADER
Em.Uzm.Fen Bilimleri Öğretmeni