Hayatım boyunca kul hakkı yemedim, yedin diyen anasından doğmadı, anasından doğan ya da doğacak tek bir kimse de diyemeyecek. Hayatım boyunca tek bir insançocuğuna ihanet etmedim ve tek bir insançocuğunu satmadım, ihanet ettin, sattın diyen anasından doğmadı, doğan ya da doğacak olan tek bir kimse de diyemeyecek. Hayatım boyunca tek bir insançocuğuna zulmetmedim, ettin diyen anasından doğmadı, anasından doğan ya da doğacak tek bir kimse de diyemeyecek. Bu yüzden Özgür Deniz GÜVEN demektir, GÜVEN demek Özgür Deniz demektir. Bu armoni tesadüf değildir, sonsuz bilinçli bir armonidir. Hiçbir kimse de bana güven enjekte etmedi, güveni söylemlerimin ve eylemlerimin insicamı tevlit etti. Çünkü güven verilen değil alınan bir şeydir. Siz güven vermezseniz, kimse alacak güven bulamaz. Bu ahlaksızca, rezilce, iğrenç bir övünme değildir ama bu yönümle de sonsuz onurlu ve gururluyum. Bunu da zaten hüccetsiz söylemiyorum, nefsimden çıkış yaparak söylemiyorum, herkesi işin içine katarak söylüyorum. Yani bu bir kendini anlatma değildir, herkesi şahit kılarak bir gerçekliği ortaya koyma durumudur. Aksi bir şey söyleyecek için işte meydan. Şimdi bu gerçeklikten sonra, bu faninin ne düşündüğü, nasıl düşündüğü, ne olup ne olmadığı ne kadar önemlidir ya da bakılması gereken yer burası mıdır? Velâkin bu gerçekliğe rağmen hep ezilen, acı çeken, ihanete uğrayan, satılan, zulmedilen, hakkı gasp edilenlerden biri oldum. Bu ne amansız bir paradokstur. İhanetin bedeli ağırdır!
“Bir insanı en çok yıpratan şey; iyi niyetidir.”
Oscar
Wilde
“Bir insan ne kadar çok merhametliyse, o
kadar kazık yer.”
Tuncel
Kurtiz
CAHİL
TAVRI 1
Kalıp
her zaman özü yansıtmaz. Görüntü, ruhun dışa vurumu olmaz her zaman. Bu yüzden
insanın kılına, kılığına, kıyafetine bakarak kesin yargıya varılamaz. İnsanlık
kılda, kılıkta, kıyafette değil yürektedir. İnsanlık kalıpta değil özdedir. Bu
yüzden insanlar kalıba göre değerlendirilemez. Kalıba göre değerlendirme
yapanlar, genelde özü bozuk olanlardır. Özü olmayan özden anlamazlar çünkü, bu
yüzden de kalıba bakarlar daima. Ne insanlar gördüm üstünde elbise yok, ne
elbiseler gördüm içinde insan yok diye boşuna söylememiş
söyleyen.
CAHİL TAVRI 2
Farklı
düşünen biriyle oturdum diye onunla aynı düşünüyorum anlamına gelmez. Bu benim
hürriyetimdir. Oturduğum kişi bir başkasının sevmediği, benim sevdiğim
olabilir. Bu da diğer kişiyi ilgilendirmez. İlgilendirir diyorsa, benimle
ilgisi olmaz olur biter. Başkasının oturduğu, benim sevmediğim onun sevdiği
olabilir, bu normaldir. Bu da beni ilgilendirmez. Ben normal görüyorsam ve
hürriyete saygı duyuyorsam, herkeste normal görmek ve benim hürriyetime saygı
duymak zorundadır. Kimsenin kulu, kölesi değilim bu dünyada. Kula kul olana
yazıklar olsun. Köleliği kabul edene insan nazarıyla bakamam. Safi insanlığa bakıyorum, başka hiçbir şeye bakmıyorum. İnsan olan hiçbir kimseyle sorum olmaz. İnsan olmayı becerememişle de işim olmaz. Farklılıklara ve düşünceye saygı duymayı beceremeyen cahillerle uğraşamam.
SOYKIRIM
Yirminci
yüzyıl ve tüm dünyanın gözü önünde hem insan hem insanlık soykırımı var. Bu
gerçekten nasıl bir şey? Bu gerçekten nasıl mümkün olabiliyor? Kaç gün daha
sürecek bu acı. Bu soykırım izlenmeye devam mı edilecek? Hakikaten vicdan
kurudu, akıl durdu, merhamet öldü mü? Bu neyin bedeli? Bu nasıl bir bedel
ödeme, ödetme? Bu dünyada insan yok mu, insan öldü mü? Bu nasıl bir şey? Hep
konuşma, hep izleme, hep ağlama mı olacak? Hakikaten bu nasıl bir şey? Bir avuç
zalim, yekpare insanlığın önünde bu soykırımı nasıl yapabiliyor? Bilmiyorum ama bu soykırımın acısı yekpare insanlığı çarpar. Bir şey yapılmalı, hemen şimdi, konuşma değil eyleme gerek var bence. Çünkü karşıda ruhsuz bir robot var.