Hakikate saygısı olan, yaşama ve yaşatmaya sevdalı olan, her şeyden ders çıkaran, verilen öğüde kulak kesilip düşünenler kimlerdir, temiz akıl sahibi olup akledenlerden başka? Geçelim!
Bağıran cahil mi iyidir, konuşan deli mi? Ölüm kusan cahil
mi, yaşamak diyen deli mi muteberdir? Gerçekten cahil olduğunu bile bile, âleme
akıl vermeye çalışan cahil mi saygındır yoksa akıllı olduğunu âlemin bildiği
halde deliliğe vurup hakikati onurluca haykıran deli mi? Gerçekten akıllı
kimdir? Cümle kurmayı bilmeyen, ne dediği anlaşılmayan, korkudan başka bir şey
sunmayan, tebessüm edemeyecek kadar abus bir çehreye sahip olan ama yine de
kendini akıllı sanan mıdır yoksa kelimelere dans ettiren, her dediği anlam
yüklü olan, yaşamaktan başka vaadi olmayan, tebessümüyle yaşamak sevinci
dağıtan ama yine de kendini akıllı sanmayan mıdır? Gerçekten bir deliye mi
yoksa kendini akıllı sanan cahile mi inanmayı tercih edersiniz? Niye konuşan
deliye inanmak yerine bağıran cahile inanmayı tercih edeyim? Önce ne
sunduklarına ve sunabileceklerine bakmayı niye tercih etmeyeyim? Misal; deli
kirli midir, can alabilir mi? Belki üstü kirlidir ama ruhu tertemizdir, tabir
caizse canını vermiş olan can almayı nasıl düşünebilir? Ya cahil? Tüm mevcudiyetiyle
kirlidir ve katil olmaya teşnedir? Siz siz olun, kendini akıllı sanan cahilden
korkun. Daha kendine niza verememiş ama âleme niza vermeye çalışan akıllı
cahilden korkun. Deliler yaşama sevdalıdır ama akıllı cahiller bizatihi yaşamak
düşmanıdır, yaşama düşman insana düşmandır. Yaşamak bilmeyen ne bilsin
düşmanlığı, yaşamak isteyen niye sevsin kardeşliği? Yaşamak istiyorsam,
yaşatmak isterim, yaşasınlar diyeni severim. Yaşamdan, yaşamaktan, yaşatmaktan
yana olanların bahçeleri baharsız kalmasın.