Kızıl Goncalar: Vazgeçtiğiniz Lokmaların Sevabı

İsmail Hakkı CENGİZ - 23.03.2024

Kızıl Goncalar dizisinin iftar sahnesi, 2024 Ramazan’ının ilk gününe denk geldi.

Fakat ne sahne!

Çok anlamlı, çok duygulu, çok ders ve ibret verici. “Kızıl Goncalar iftar sahnesi” yazarak Youtube’da bulabilir ve gözleriniz yaşararak seyredebilirsiniz.

Sahnedeki, özellikle, Cüneyd Efendi’nin, “Allah, vazgeçtiğiniz lokmaların sevabını size ulaştırsın” duası bana çok sarsıcı geldi.

Vazgeçtiğiniz lokmaların sevabı…

Demek böyle bir sevap şekli varmış!

Aşağıda kapak resmini gördüğünüz, HENÜZ İŞTAHIN VARKEN SOFRADAN KALKABİLMEK adlı eser, baştan sona, her öğünde lokmalardan vazgeçmeyi öğütlüyor, bunun, Hz. Peygamber’in bir tavsiyesi hatta emri olduğunu hatırlatıyor.

Böyle bir eseri vücuda getirdiğim halde, vazgeçilen lokmaların sevabı olabileceği hiç aklıma gelmemişti.

Düşünsenize, her gün, üç öğün vazgeçtiğiniz lokmalar… Her gün, üç vakitte kazandığınız sevaplar… Bitmez-tükenmez bir sevap hazinesi… Ömür boyu kazanabileceğimiz bir sevap kaynağı…

Dizideki sahne, lüks otellerde, lokantalarda verilen ve ekranlarda halkın gözüne gözüne sokulan gösteriş ve israf iftarlarına bir tokat gibiydi. Cüneyd’in sözleri, yıllarca akıldan çıkmayacak kadar etkili ve çarpıcıydı.

Sahne ve sözler çok umut ve cesaret verici... Ramazan’ın, orucun gerçek anlam ve amacını dile getirmesi bakımından çok eğitici, öğretici ve etkileyici…

Sahne, derin derin düşündüren bir sahne…Henüz İştahın Varken adlı kitabın Müslümanlar ve bütün insanlık için ne kadar elzem ve onu yayımlamanın ne kadar doğru bir iş olduğunu kanıtlayan bir sahne…

Ramazan olsun olmasın, henüz iştahın varken sofradan kalkabilmek, o Hadis’e kulak ve yürek verebilmek…

Demek, her gün, Ramazan’da iki, diğer 11 ayda üç öğün sevap kazanıyorsun.

Bu sevap müthiş değerli olmalı…

Çünkü bu sevap, gerçek ihtiyaç sahiplerini düşünen, vazgeçtiğimiz lokmaların asıl sahiplerine ulaşmasının yolunu açan, çok nazik, çok ince fikir bir sevap…

Bu sevap, toplumda huzur ve barış rüzgârları estiren, insanı hakka, hukuka, adalete, kardeşliğe çağıran bir sevap…

Bu sevap, sadece söylem değil, eylem içeren, yüreklere dokunan, gönülden okunan bir duanın, samimiyetin sevabı…

Hiçbir zorlama olmadan, gösterişsiz ama görgülü, hür iradenle, iradeni kullanarak ve iradene hâkim olarak kazandığın bütünüyle şuurlu bir sevap…

Bunu günde üç öğün tekrarlamak, bu manevî hazzı duyabilmek muhteşem, muazzam, harikulade…

x   x   x

İLGİLİ YAZILAR

Kızıl Goncalar: Fazla Yersen AFİYET Noksandır

Bu DERİN SESSİZLİK Ne Ola ki?

 

[email protected]

Tarih: 23.03.2024 Okunma: 576

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?