Bakınız!
Bendeniz, kötülük yapmayı sevmem, beceremem. Çünkü nefes alan bir cana karşı
kötülük yapmak, herhalde dünyadaki en emsalsiz caniliktir. Bunu daha hayatın çocukluk
zamanlarında hissettim ve çok iyi anladım. Özellikle izlediğim filmlerdeki
kötüleri ve onların hayatın içinde de tüm gerçeklikleriyle var olduklarını fark
ettiğimde kötülerden ve kötülüklerden nefret ettim, sonsuz tiksindim. Çünkü cahildiler,
zalimdiler, haindiler, haysiyetsizdiler, cellattılar. Tüm güzel değerlerden
sonsuz uzaktılar hatta o değerleri çok iyi kullanıcıydılar, vicdanın kustuğu
varlıktılar. Hissetmediğini de anlayamazsın ki zaten. Hayır, kötülük deyince
hemen öyle aklınıza ilk geliveren can almak vb. şeyler olmasın, elbette soluk
alan bir canın soluğunu kesmek tarifi imkansız bir vahşettir, cinayettir ve kuşkusuz
en ağır kötülüktür hatta böylesi bir vahşeti tarifte edemezsiniz ama mevzumuz
bu raddedeki kötülükleri konuşmak değildir. Mesela; en basitinden, kötülüğüne
şahit olmadığın birini kötü olarak tanıtmak bile kötülüktür, dolayısıyla
emsalsiz caniliktir. Çünkü tertemiz bir sayfayı karalıyor, kirletiyor ve onu
yok ediyorsun ve bunu kahpece yapıyorsun. Zaten gerçek kötülükler de bu tür
şeylerdir haddizatında ve büyük kötülüklere kapı aralayanda küçük gördüğümüz bu
tür kötülüklerdir. Bizler hep ilk söylediğimiz vahşeti andıran şeyleri
yapmazsak kötülük yapmıyormuşuz gibi düşünüyoruz oysa küçük gibi görünen ama sonsuz
büyüklükte olan kötülükleri ise kötülükten saymıyoruz ve büyük yanılıyoruz. Bu yüzden
saf kötülüğün anti tezi saf adalettir ve adalete mugayir ne varsa kötülüktür,
emsalsiz caniliktir. Adaleti çıkarın, işte cehennem orasıdır. Bilmiyorum niye
ama, böyle alışmışım, belki de kötülükten kaçmak bir alışkanlıktır bendeniz
için. Hayat birazda alışkanlıklar değil miydi? Herhelde çok genç yaşta içimdeki
vicdanın farkına vardım ve o vicdana hesapsız, umarsız, pazarlıksız boyun eğdim.
Binaenalyh, hayatım boyunca da hep vicdanımın sesini dinledim, çünkü o ses beni
hiç yalnız bırakmadı. Kötülüğü hiç sevemedim, kötülük hep çok itici geldi bana.
Kötülerden tiksindim, nefret ettim. Kötülüğün, içinde, diplerinde bir yerinde
saf cehaletin barındığını ve o cehaletinde tüm zalimliklerin anası olduğunu ihsas
ettim daima. Kötülerin hep ezdiğine, zorla aldığına, ayırdığına, suistimal
ettiğine, kullandığına şahit oldum hayatım boyunca ve hayatın her boyutunda. Belkide
içimdeki vicdan nefret ettiğim kötülüğü yapan kötülere karşı beni hep korudu. İçime
sinmiyor kötülük düşünmek ve yapmak. Yapamıyorum ne yapayım? Hayır yapabiliyorsam
iyilik yaparım yani. Çünkü kötü düşüncelerle, kötülükle, kötülerle uğraşamam. Hem
vaktim yok hem de bunu becerecek yüreğim. Kötülük gerçekten yorucu bir şey.
Nerden biliyorsun diyeceksiniz, yav kardeşim düşünmeye başlıyormuşsun gibi
hissetmek bile bir anda mahvediyor hayatını, hemen bir yorgunluk çöküyor
üstüne. Üstelik başkalarını düşünecek, başkalarıyla uğraşacak vaktim de hiç
yok. Ben manyak mıyım ya, niye başkalarına kafayı takıp, onları düşüneyim? Niye
temiz, masum birine kötülük yapayım? Niye bir cana acı çektireyim? Niye yani
niye, niye kötülük yapayım, kötü olayım? Hayır ya, yapmayı bırakın, niye böyle
bir şey düşüneyim ki? Beynimi ve kalbimi niye böylesi basit, ucuz ve yorucu
şeyler için mahvedeyim? Ha temiz ve masum değilse kötülük yapar mıyım? Hayır,
yine yapmam, yapamam ama kaçarım. Kaçmakta bir çıkış kapısıdır bazen,
kurtuluştur. Zaten hayatın bir boyutu da kötülüklerden kaçmak değil midir? Zaten
acımasız bir kötülüğün içindeyiz, dünya denilen yerdeyiz, bir de niye kötü
olmaya, kötülük yapmaya çalışalım?
Son tahlilde: Başkalarıyla ilişkim şudur; selam veririm,
selam alırım, bitti bu kadar, karşımdakinin ne yaptığı, nasıl yaşadığı, özel
hayatı beni zerre kadar ilgilendirmez. Başkalarına kafa takarak yaşayan biri
hiç olmadım. Çünkü kimsenin hayatını umursamadım. Kötülük yapandan da uzak
kalmayı tercih ederim. Kötülüğü hissederim. Kötülüğe, insanlığa mugayir bir
söze, haysiyetsiz bir harekete kahir ekseriyetle sessiz kalmayı tercih ederim.
Bu durum karşıdakini haklı gösterecek olsa da umurumda olmaz. Ha kötülükle ve
kötülerle kavgam olur mu elbette olur ama bu da kötü kalarak ve kötülük yaparak
değil, bilakis iyi kalarak ve iyilik yaparak olur. Hasedi, fitneyi, fesadı
hissederim. Gerçekten hissederim. Ah bu duygular, maalesef insanlığımızı alıp
bize zalimliği bırakan duygular, kötülüklerin anası sayılabilecek duygular. İnsanlığımızı
hem öldüren hem de gömen duygular. Dahası saf adalete kıyarak cehennemi getiren
duygular.
En son tahlilde:
Bendeniz böyle davranıyorsam, aynı şekilde davranılmasını isterim. Başkalarının
size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın denilmiyor
muydu? Başkalarının size yapmasını istemedikleri şeyi, sizde başkalarına
yapmayın denilmiyor muydu? Çünkü kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi
başkasına yapmayacaksın. Nefsine sığınacak kadar alçalmayacaksın, adi ve
aşağılık olmayacaksın. Aklın ve iraden var ve tabi bir de ihtiyarın. Yani aciz
ve çaresiz değilsin. Bugün susarım belki yapılan her şeye ama birgün
konuştuğumda rezil ederim. Bu yüzden birgün istediğim gibi konuşup, hareket
edeceğimi unutmayın. Ve demedi demeyin. Bu yüzden de insan evladı gibi konuşup,
hareket edin. Size kötülük yapmıyorum, kötü bir şey söylemiyorum. Ektiğinizi biçersiniz,
hep güzel şeyler ekin diyorum. Güzel şeyler ekerseniz, ektiğiniz güzel
şeylerden daha da güzelini biçersiniz mutlaka. İyilik daima kazanır ve
kazandırır, hem de her yerde. Kötü olma, kötülük düşünme, kötülük yapma; olabiliyorsan
iyi ol, düşünebiliyorsan iyilik düşün, yapabiliyorsan iyilik yap; ya da hiçbir
şey olma, düşünme, yapma. Vesselam.
YORUMLAR
İ.Hakkı Cengiz
06.12.2024 - 11:12
Sevgili dostum, uzun bir aradan sonra yazını okumak ne güzel! Yazı vesilesiyle uzun bir sohbet oldu. Teşekkür ederim. Kalemine sağlık. Evet, insan çocuğu, sadece bekliyor, madem bekliyorum ben de beklediğim gibi davranayım demiyor, diyemiyor! Davranamıyor! Üşengeçlik, cehalet, rehavet, gaflet sonsuz! Gönülden selâmlar can kardeşim.
Özgür Deniz
06.12.2024 - 11:55
Kalben sonsuz teşekkürler ve derin saygılar selamlar inşaAllah saygıdeğer güzelinsan saygıdeğer ağabey saygıdeğer paşam. İnsan; yaşadığımız çağın en tiksindirici yaratığı.