Ömürler uzadıkça hırs artıyor. Dünyaya eğilim, dünya nimetlerine tamah artıyor. Dünyaya kazık kakma ihtirası azgınlaşıyor.
Eskiden kırk yaş için olgunluk yaşı denilirdi. Şimdi kırk yaş ne? Çocuk yaşı! Bırakın kırkı, altmışlı yaştakiler kendilerini olgun saymıyor, olgunlaşmak için bir çaba göstermiyor. Kırk-elli yaşındakiler ne yapsın?
Dünyadaki vaktinin az kaldığını düşünen insanda hırs azalır. Artık bu dünyadan çok “öte dünya” düşüncesi öne çıkar. Bu dünyada daha çok vaktim var diye düşünür ve hissederseniz, düşünceniz ve davranışlarınız da daha çok bu dünya olur, bu dünya için olur. Dünyaya daha çok yatırım, daha çok beklenti, daha çok hırs sizi sarıp sarmalar.
Adam veya kadın 65-70’ine gelmiş… Kendini kız gibi, delikanlı gibi görüyor! Önünde daha 30-40 yılının olduğunu var sayıyor. Bu 30 yıl ona “sonsuz” gibi gözüküyor. Kendisini hatta yakınlarını hiç ölmeyecekmiş gibi algılıyor. Bu dünyaya hırsı, mala-mülke tamahı artıyor. İhtiras dizginlenemiyor. Çevresindeki 85-90 yaşındaki insanları gördükçe kendisini çocuk gibi hissediyor. Daha büyüyecek de önce orta yaşlı, sonra da yaşlı bir insan olacak… Ooooo, daha çok var! Daha çooook zamanım var!
Bu algı, bu his onu küçülttükçe küçültüyor… Bencilleştikçe bencilleştiriyor. Yaşlandıkça diğerkam olacağına, diğerlerini düşüneceğine, kendine odaklanıyor, gittikçe benmerkezci oluyor. Kendinden başkasını düşünmüyor. Olgunlaşmak, şöyle oturaklı bir insan olmak aklına bile gelmiyor. Ham kalıyor. Hatta gittikçe hamlaşıyor.
Ham insan çevresi için eziyet haline geliyor. Çevresini ve dünyayı cehenneme çeviriyor.
Bu feci bişey!
Bu algı, bu his, bu hırs insanın da dünyanın da yaradılışına aykırı… Bu yozlaşma, bu ihtiras bütün dengeyi, bütün düzeni bozuyor.
Hayat ve dünya çekilmez hale geliyor.
Hayatın tadı tuzu kaçıyor.
İnsan, her geçen gün biraz daha olgun ve biraz daha bilge hale gelemeyecekse ömrün uzaması hiç de faydalı bişey değil!
x x x
İLGİLİ YAZILAR
BEYİN, Kâinat; Ölçülemeyen Cennet