BİR SÜRÜ SORU İŞARETİ

İsmail Hakkı CENGİZ - 11.12.2011

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Hadise, yaz aylarında meydana geliyor… Yani neresinden baksanız aradan en az 5 ay geçmiş..

Vaka, yargıya intikal etmiş… İki yönüyle mahkemelik… Birincisi, gözaltına alınan Fevziye Cengiz’in, ne sebeple alındıysa ondan dolayı yargıya intikal ediyor!

İkincisi, karakoldaki “dayak” iddiasıyla… Çünkü Fevziye Cengiz, karakolda kendisine dayak atıldığından dolayı, o günlerde şikâyetçi olduğunu söylüyor!

x   x   x

Lâkin aradan geçen zaman zarfında hiçbir ilerleme olmamış… Haklarında “dayak”tan şikâyetçi olunan polislerle ilgili bir işlem yapılmamış… Görevlerine devam ediyorlar. Çünkü o günlerde verilen rapora göre “kadına dayak” ve “şiddet” söz konusu değil?

Peki, karakolda ne olmuş?

“Arbede”!

Kadın “direnmiş”… O arada “arbede” çıkmış… Hatta o “arbede” esnasında bir polisin “gömleği yırtılmış”!

Eh, bu vaziyette tabii ki polisler mağdur edilmiş oluyor. Yapılacak bir işlem de kalmıyor!

x   x   x

GÖRÜNTÜLER BAŞKA TÜRLÜ SÖYLÜYOR

Aylar sonra “arbede”nin görüntüleri televizyon ekranlarına yansıyor.

Karakola götürülen bir kadın, iki erkek polisin “şiddetli” dayağına maruz kalıyor. İlk raporda iddia edildiği gibi “direnç” gösterdiğini kabul etsek bile dayak “direnç” kırıldıktan, Fevziye Cengiz’in elleri arkadan kelepçelendikten sonra da bütün “şiddetiyle” devam ediyor.

Garip olan…

Bu görüntüler yayınlandıktan sonra dahi İzmir Emniyet Müdürlüğü, memurlarını koruma çabasında… Hâlâ “direnç”ten, evli olduğu belli olan kadının “konsomatris” olduğundan bahisle açıklamalar yapıyor. Üstelik “konsomatris” olmanın, dayağı hak etmek anlamına gelip gelmeyeceğine bakmadan!

Ne zamana kadar?

Tâ ki, hadiseye Cumhurbaşkanı Gül ve Aileden Sorumlu Bakan Fatma Şahin tepki gösterene kadar!

x   x   x

Şu sualler kafalara üşüşüyor:

Her ne kadar, bize şimdi yansıyorsa da ilgililer, amirler, müdürler karakoldaki görüntüleri muhakkak günü gününe takip ediyorlar. Öyle olduğu halde, niçin şimdiye kadar bir işlem yapılmamış?

Görüntüler kamuoyunun gündemine gelmese, üst düzey tepki söz konusu olmasa “dayakçı”, “şiddetçi” polislere hiçbir işlem yapılmayacak mı?

Yani kimse görmezse “dayak”, “şiddet”, “işkence” normal ve mubah mıdır?

Karakollardaki “dayak” bu kadarla sınırlı mıdır?

Buna inanalım mı?

2011’de, karakollarda, üstelik kadına “dayak” atıldığını görmek moral bozucu, üzücü, insanı karamsarlığa sevk edici…

x   x   x

UMUT VERİCİ OLAN

Fakat emniyet teşkilatının kendi personelini, karakollarda olan biteni kameralarla kaydetmesi, bir bakıma “şeffaflaşması” ümit verici…

Bu kameralar, herhalde, kimse hukuk dışına çıkmasın, haddini aşmasın, kimseye kötü muamele edilmesin diye konuyor…

Güzel bir şey! Herkes bilmeli ki hiçbir şey “gizli” kalmıyor…

Eskiden, “olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar” denilirdi…

Anlaşılan, artık, şöyle de denilecek:

“Olur böyle vakalar, kamera polisleri bile yakalar!”

x    x   x

DİKKAT

“BU İSRAFLA BEREKET Mİ KALIR?”

Başlık, 11 Aralık tarihli Millî Gazete’nin... Habere göre, her gün 5 milyon ekmeği çöpe atıyoruz.

Yanlış okumadınız, her gün 5 milyon ekmek çöpe atılıyor.

Nerede?

Milyonlarca insanın yeterli beslenemediği güzel ülkemiz Türkiye’de!

Tarih: 11.12.2011 Okunma: 703

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?