HAKEMLİK HÂKİMLİKTEN
ZOR, RUH VE REHAVET
Ligin
19’ncu haftası sürprizlere sahne oldu. En büyük sürprizi iki ezeli rakip
Galatasaray ve Fenerbahçe yaşadı.
Galatasaray,
ligin orta sıralarındaki Kayserispor’u konuk etti. Tarihinde Kayserispor’a
karşı hiç puan kaybetmemenin rahatlığı ve özgüveniyle sahaya çıktı. Yani, 3
puan çantada keklikti. Fakat umduğunu bulamadı.
Evet,
hakem çok kötü maç yönetti. Lincoln’e gösterilen her iki sarı kart da yanlıştı.
Bu oyuncu, söz konusu maçta haksız yere oyundan atıldı. Fakat burada,
Lincoln’ün “sabıkalı” geçmişinin de rolü yok mu? Daha önceki pek çok maçında
hakemi aldatmaya yönelik hareketleri, hakemlerin kafasında bir önyargı
oluşturmuş. Sanki Lincoln’ün her düşmesi kasti, kendini yere atmak olarak
algılanıyor.
Bununla
birlikte, hakemin, son maçta Lincoln’e yaptığı haksızlık, bizim gibi bir
Fenerliyi bile isyan ettirecek kadar açık bir haksızlıktı. Hakemi kınıyorum.
Nonda’nın
çok zor pozisyonda, Kayserispor kalesine atığı gol muhteşemdi. Uzun zaman forma
giyme şansı bulamayan bu oyuncu büyük bir yetenek olduğunu gösterdi.
* * *
FENERBAHÇE
BİTİK
Sarı-lacivertli
ekip bu sene bizi çıldırtıyor. Sanki yönetim, teknik direktör ve futbolcular
arasında hiçbir işbirliği yok gibi gözüküyor. Sanki hepsi birbirinin rakibi,
hatta hasmı gibi... Böyle bir şey olabilir mi? ikinci yarıdaki 3 maçta,
İstanbul’da ancak 2 puan alabildiler. Bu nedir yahu?
Dünkü
maça gelirsek; aynı Sarı-kırmızılı ekip gibi, 3 puanı çantada keklik gören bir
vaziyette sahaya çıktılar. Çünkü, İstanbul Büyükşehir Belediyespor, düşme
hattında, bir önceki hafta 6-1 yenilmiş bir takımdı. Bu hafta da Fener için
averaj takımı olacaktı. Ama öyle olmadı. Üstelik 10 kişi kalan İBB Kanarya’nın
tozunu attırdı. Havasını alıverdi. Büyük bir rezalet yaşadık.
Yönetimin,
teknik kadronun kabahati var fakat
futbolculara ne demeli?
Rıdvan
Hocanın dediği gibi, oyuncularda bir heyecan, bir arzu, bir azim, rakip
oyuncuya ve takıma karşı bir reaksiyon yok ki! Ne var? Yine Rıdvan Hocanın
deyişiyle “çiklet, kulaklık, müzik, kapris var!”
Tabi
rehavet var. Bu halleriyle taraftarı delirtmek var. Yazıklar olsun.
Galatasaray’da
da Fenerbahçe’de de büyük bir yoğunlaşma eksikliği, fazlasıyla da rehavet
gördük. Tabi bunun sonucunda da, her iki takımda hayal kırıklığı meydana geldi.
* * *
TRABZON VE
SİVAS MUHTEŞEM
Ligin
zirvesine aynı puanla ortak olan iki takım Sivas ve Trabzon istikrarlı
yürüyüşlerini sürdürdü.
Sivas,
Mehmet Yıldız gibi eksiklerine rağmen 2-0’lık net bir skorla galip gelerek,
kişilere bağımlı bir takım olmadığını gösterdi.
Trabzon
zaten fırtına gibi… Müthiş oynuyor. Güçlü Ankaragücü karşısında zorlanmasına
rağmen son dakikada galip gelmesini bildi.
Maçta,
Ankaragücü’nün de şahane bir golü vardı. Barbaros, 76’ncı dakikada ceza
sahasının dışından harika bir aşırtmayla Trabzon kalecisini avladı.
Fakat
bu golden 2 dakika sonra aynı Barbaros’un Alanzigo’yu bir güreşçi gibi ite kaka
düşürmesi, kendisine hiç yakışmadı.
* *
*
HAKEMLER VE
HÂKİMLER
Dün
maçları seyrederken, hakemlerin işlerinin hâkimlerden zor olduğunu düşündük.
Hâkimlerin
önüne dosya delilleriyle, bilirkişi raporlarıyla, bütün yönleriyle gelir ve hâkimler
karar verir. Üstelik hâkimleri karar vermeleri için bağlayan herhangi bir süre
kısıtlaması yoktur. Karar vermek için yeterli veri yoksa mahkemeler yıllarca
uzayabilir.
Hâlbuki
hakem kararını hemen vermek zorundadır. Milyonlarca insanın naklen TV’lerden
seyrettiği, binlerce taraftarın sahada çeşitli tezahüratlar yaptığı, kimi takımın
düşme hattında, kiminin şampiyonluk yarışında olduğu maçlarda üzerindeki
baskıyı düşünün.
Ve
bu ortamda siz, hakem olarak kralsınız.
Hakikaten çok zor bir iş! Olağanüstü bir
gerilim... Karar vermek için 1 saniyeden fazla bekleyemezsiniz. Düdüğü hemen
çalmak zorundasınız.
Sanki
hakemlik, hâkimlikten daha fazla nitelik gerektiriyor gibi…
Hakem
bir karakter ve ahlak abidesi olmalı. Son derece sakin, tafrasız, cesur,
kararlı olmalı.
İşi
çok zor! Anlayış göstermek zorundayız.
Tabii
hakem de oyuncuyu ve taraftarı anlamalı!
Arşiv